English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ U ] / Uyuma

Uyuma tradutor Francês

578 parallel translation
İkinci hafta, McTeague'nin vardiyası gündüz çalışıp gece uyuma şeklindeydi.
La deuxième semaine, l'équipe de McTeague travaillait le jour et dormait la nuit.
Sen de uyuma ihtiyacı duyuyorsundur.
Vous avez également besoin de sommeil
Bu gece Monmouth Dükü'nü tahta çıkarmak için kendimi harap etmek yerine uyuma eğiliminde olduğum için mi?
Parce que j'ai dormi cette nuit au lieu de vouloir mettre le Duc de Monmouth sur le trône?
Koridorda uyuma özgürlüğün var.
- Vous pouvez dormir dans le couloir.
Bebeğin uyuma vakti geçti.
Au pageot! - Vous allez loin?
Sence artık eve gidip, biraz uyuma vakti gelmedi mi?
Tu ne crois pas qu'il serait temps d'aller se coucher?
Ziyarete son verin. Çocukların uyuma vakti.
Le petit doit dormir, maintenant.
Barney. Barney, uyuma.
Barney, ne t'endors pas.
Sizi eve getiren, uyuma isteği değil mi?
- Vous avez besoin de sommeil.
Bu kadar derin uyuma hastalığına bende tutulabilsem keşke.
Que n'ai-je le défaut de dormir si bien!
Hareketlerindeki uyuma dikkat edin.
Voyez l'harmonie du mouvement.
Şu uyuma bak. Gerçek siyah ve beyaz.
Quel contraste entre le blanc et le noir!
İyi insanlar erken kalkar. Fazla uyuma.
Les femmes mariées doivent se lever tôt.
Babam için iyi uyuma fırsatı olur.
Papa bâillera à son aise.
Hepimizin uyuma zamanı.
Il est temps d'aller au lit.
Neyse. Sanırım biraz ara verip uyuma vakti geldi.
Il est temps d'aller me coucher.
Uyuma ve dümeni tut.
Reste éveillé et tiens la barre.
Bir tek hazım sorunları veya kürsüde uyuma eğilimleri konularında... farklılık gösterebilirler.
La seule différence réside peut-être dans leurs capacités digestives et dans leur propension plus ou moins marquée á s'endormir.
Hey arkadaş, orada uyuma fikri kime aitti?
Mon p tit vieux. Dis donc, c'est moi qui ai voulu coucher ici?
Sakın uyuma.
Ne dors pas.
Uyuma.
Reste éveillé.
Pekala, bence senin için yatağa gitme ve uyuma zamanı geldi genç bayan.
Je crois qu'il est l'heure d'aller au lit, jeune fille.
Bu sol çok iyiydi! Uyuma Simone, haydi canlan biraz! Simone uyuma uyuma!
Réveille-toi, Simon!
Uyumak istemiyorsan uyuma.
C'est vous qui ne dormirez pas.
Başka bir şey yapmadan uyuma hakkım var.
J'ai le droit de dormir seul.
Uyuma ve...
Pose un...
Uykulusun. Uyuma, daha değil.
Ne vous endormez pas!
Hayır uyuma.
Ne dormez pas encore.
Uyan. Uyuma. Hadi.
C'est pas le moment de dormir.
Beni sorgula, uyuma.
Interroge-moi, ne dort pas.
Burasını ve çevresini kiraladık, uyuma yerleri, su ve tuvalet ihtiyacı, elektrik ve yiyecek.
On a loué les terrains autour du lieu de rassemblement, on les a viabilisés et ravitaillés.
Haydi, uyuma. Gongu çal.
Sonnez le gong, le dîner est prêt.
Uyuma vaktin geldi.
Il faut dormir maintenant.
- Yat, yat. Uyuma emri geldi.
- Bouge pas, on a l'ordre de dormir.
Burda uyunur mu? Bir daha merdivenlerde uyuma!
Le palier n'est pas un endroit pour dormir!
Gündüz saatlerinde uyuma gibi korkunç gibi alışkanlığım var.
J'ai la mauvaise habitude de dormir durant la journée.
Yaşamlari uyuma ve uyaniklik olarak ayrilmişken, uyku insanlar için gerekliydi.
L'homme avait besoin de sommeil quand sa conscience était intermittente
Hadi, Uyuma!
Circule! Vas-y!
Baba, uyuma. Bu utanç verici!
Papa, ne dors pas, voyons!
Sakın uyuma.
Surtout ne t'endors pas.
Uyuma. içme.
Dormir. Boire.
Burası senin uyuma yerin!
Voici où vous dormirez.
Tamamiyle ilkeldim. İçimde sadece... hayatta kalma, geceyi sağ çıkarma isteği ve... yemek yeme... içme ve... uyuma isteği vardı.
J'étais totalement primitif, tendu... dans la volonté de survivre, de vivre jusqu'au matin... de manger... de boire... de dormir.
Uyuma.
Ne dors pas.
Sakın uyuma.
Ne t'endors pas.
Lütfen uyuma.
Je t'en prie, ne t'endors pas.
- Yolda uyuma.
- Ne vous endormez pas.
Uyuma vakti.
Je propose qu'on dorme.
Lütfen uyuma.
Ne vous endormez pas.
Uyuma!
- Je t'ai eu, là.
Uyuma.
T'endors pas!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]