Uzaklaştırmak tradutor Francês
588 parallel translation
Biliyorum. Ama, Profesör, tüm istediğim Mina'yı bunların hepsinden uzaklaştırmak.
Je sais mais, professeur, je ne souhaite qu'éloigner Mina de tout ça.
- Beni, sevdiğim insanlardan uzaklaştırmak umurunda bile değil.
Moi? Ça t'est égal de m'enlever loin des gens que j'aime.
Sergei üstündeki haklarından vazgeçeceksin çünkü onu senin etkinden uzaklaştırmak benim görevim olacak.
Tu devras renoncer à tes droits sur Sergei, car ce sera mon devoir de le soustraire à ton influence.
Lois'in hayatının tehdit edildiğini söyledi. Bunu, şüpheleri ondan uzaklaştırmak için yaptı.
Il a parlé d'une menace contre Lois pour écarter les soupçons.
Leslie'yi buradan mümkün olduğu kadar çabuk uzaklaştırmak istiyorum.
Je voudrais emmener Leslie loin d'ici.
Beyler, donanma o akbabaları Key West'ten uzaklaştırmak konusunda sizden daha istekli.
Messieurs, la marine tient encore plus que vous - à faire disparaître ces vautours des Keys.
Onları bizden uzaklaştırmak için elinden geleni yaptı gibi görünüyor.
On dirait qu'il a fait de son mieux pour les éloigner de nous.
Onu Phyllis'ten uzaklaştırmak istedim.
Je voulais l'éloigner de Phyllis.
Hayır, ben parayı uzaklaştırmak için en yavaş aracı seçerdim.
Non, J'utiliserais la voiture la plus lente pour sortir l'argent.
Pop seni dün geceki tutuklamadan uzaklaştırmak zorunda kaldığını söyledi.
Pop a dû intervenir, hier soir.
Hawaiililer, onları uzaklaştırmak isteyince, yaygara çıkardılar.
Les Hawaïiïens s'y opposèrent... et renvoyèrent les danseuses.
Düşünüyorumda, eğer öğrenirse beni senden uzaklaştırmak için Güney Afrika'ya bir bilet alır ve gönderir.
S'il savait, il trouverait un contrat en Afrique du Sud pour m'éloigner de toi.
Bahis beni buradan uzaklaştırmak için miydi Sky?
- C'était le seul pari à gagner? Me faire quitter les lieux?
Aklımı biraz bu işten uzaklaştırmak için sinemaya veya o tarz bir yere gitmeye karar verdim.
Je décidai d'aller au cinéma pour essayer de penser à autre chose.
Bu dikkatimizi çemberin başka bir yerinden uzaklaştırmak için bir hile olabilir.
C'est peut etre une ruse pour nous eloigner d'une partie du perimetre.
Davarları bizi evden uzaklaştırmak için çaldılar.
Pour nous attirer.
Bütün bildiğim, ailenden uzaklaşmak seni onlardan uzaklaştırmak için, buraya göçtüğüm.
Tout ce que je sais, c'est que j'ai déménagé ici depuis l'Est, pour laisser tes parents pour te séparer d'eux.
Belki de Bonnie'yi benden uzaklaştırmak istiyor.
Il veut peut-être m'enlever Bonnie.
- Hannassey'lerin tarafında değilim, ama susamış sürüleri sudan uzaklaştırmak bana doğru gelmiyor.
Je ne défends pas les Hannassey, mais éloigner de l'eau des vaches qui ont soif, c'est pas bien.
Konvoydan uzaklaştırmak için yapılan basit bir hile.
Peu profond. Pour détourner les tirs.
- Bilmiyorum, çocuğu buradan uzaklaştırmak istiyorum.
J'en sais rien... Je m'en vais à cause de mon petit.
Şüpheleri asıl casusumuzdan uzaklaştırmak için yarattığımız... var olmayan yemimiz George Kaplan, şans eseri kanlı canlı bir yeme dönüştü.
Notre appât imaginaire, George Kaplan, créé pour éviter tout soupçon sur notre agent, existe maintenant réellement.
Alacaklıları uzaklaştırmak için numaradan olacak.
Je simulerai pour me débarrasser de mes créanciers.
Seni buradan uzaklaştırmak için üste para bile veririm.
Je paierais pour que tu t'en ailles.
- Hayır! Ne de Türkleri uzaklaştırmak için.
Ni pour chasser les Turcs.
Tom Robinson'u kendinden uzaklaştırmak zorundaydı.
Elle doit chasser Tom Robinson loin d'elle.
Belki ben karıştırıyorum, ama beni oradan uzaklaştırmak istedi.
Je me trompe peut-être, mais il voulait m'éloigner du palais.
Onu benden uzaklaştırmak hiç doğru olmaz.
Ce serait injuste de me l'enlever maintenant.
Saldırı ihtimalini uzaklaştırmak için onları yerleştirmeliyiz.
Il faut les aligner en position de défense.
Bayan Morane'i uzaklaştırmak için gelen telgraf.
Tenez. Voilà le télégramme qui a éloigné Mme Morane...
Sorun seni bu kasabadan uzaklaştırmak.
Ça t'éloigne de cette ville.
Bu kederden uzaklaştırmak için seni. ansızın sevinçli bir gün tertipledi.
éour te consoler, il organise une fête.
Deli Annie, onu benden uzaklaştırmak zorunda kalmışlardı.
Annie la dingue, ils ont dû l'enfermer.
Güveyi çiçeklerden uzaklaştırmak için helikopterle izlerim. Sonra Roy Lockheed Starfighter'la gelip havadan havaya füzeyle saldırır.
Je poursuis le papillon en hélico pour l'éloigner des fleurs, et Roy arrive avec son Starfighter de Lockheed et l'attaque avec un missile air-air.
Paris'te Anna belki de beni senden uzaklaştırmak için gizli polis adına çalıştığını söyledi.
À Paris, Anna... peut-être pour m'éloigner de toi, m'a dit que tu travaillais pour la police secrète.
Onu uzaklaştırmak için bir polis geldi o da bunun anayasal bir hak olduğunu söyledi.
Quand ils ont envoyé un agent pour le faire partir il a dit qu'il était dans son droit.
Beni Berlin'e gönderip, uzaklaştırmak istiyor.
Il veut m'envoyer à Berlin.
Başkanlık için adaylığını koymak, dev petrol şirketleri ile savaşmak aracıları yok etmek kiliseleri vergilendirmek, seçmek heyetini dağıtmak ulusal marşı değiştirmek ve avukatları devlet kademesinden, özellikle Kongre'den uzaklaştırmak.
supprimer les subventions aux agriculteurs, faire payer des impôts au églises, abolir le collège électoral, changer l'hymne national et virer les avocats du gouvernement, en particulier du Congrès.
Ateşi kesin bir ya da iki saat daha yaralılarımızı uzaklaştırmak için.
Cessez le feu. Une heure ou deux. Le temps d'évacuer nos blessés.
- Hadi... bu sadece çocukları uzaklaştırmak için.
C'est juste pour éloigner les enfants. Viens.
O üs gemilerini sizden uzaklaştırmak için bu yüzden Pegasus'u seçtim.
Je propose d'utiliser le Pegasus pour attirer l'attention des bases astrales.
Yani, beni uzaklaştırmak için kendi operasyonunu kullanamazsın.
Pour pouvoir monter votre opération et m'évincer?
Şu durumda Candice'i ondan uzaklaştırmak Nola'yı derin bir hüsrana sürükler.
Lui enlever Candice à ce stade risque de faire plonger Nola.
Ve sonra, değiş tokuşta... teyp kaydedicisi için yamyam şef sana film kutularını uzaklaştırmak için izin verecek.
Nous espérons que le climat ne les pas trop endommagé Ainsi, en échange du magnétophone le chef cannibale a permis que vous emportiez les boîtes avec les films
Onu yavaşça karısından uzaklaştırmak ve sadece benim olmasını sağlamak istiyordum.
Je voulais lentement le gagner en le détachant de sa femme.
Yani pek havasında değildi o gece... ve Danny onun okul kağıtlarını odaya dağıtmıştı... kocam onu uzaklaştırmak için kolunu tuttu Danny'nin
Il n'était pas de très bonne humeur, ce soir-là. Danny avait éparpillé ses copies de l'école dans toute la pièce... et mon mari l'a attrapé par le bras, pour l'en éloigner.
Uzaklaştırmak istemiştim.
J'ai voulu l'écarter.
Buradan uzaklaştırmak mı?
L'éloigner d'ici?
Kötü şansı uzaklaştırmak için yapıyor.
- Il conjure le mauvais sort.
Genesis'i uzaklaştırmak mı?
"Te voler Genèse"! Qui parle de ça?
Biliyorsun Diana, Bay Donovan'ı uzaklaştırmak yerine dönüştürülerek bize oldukça yararlı olabilir.
Je doute que même vous... puissiez le convertir.
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43