Uzatın tradutor Francês
1,676 parallel translation
Kolunuzu uzatın, lütfen.
Votre bras, je vous prie.
Yazı tahtasını uzatın. Belki bir şeyler yazabilir.
Donne-lui l'ardoise, qu'il essaie d'écrire.
Ellerinizi uzatın Bay Winslet.
Levez les bras, M. Winslet.
- Bize birkaç bira uzatın dostum.
- Envoie-nous deux bières fraîches.
Çakmağı uzatın!
Un briquet!
Tamam, beyler, uzatın sırıkları bu tarafa.
Ok, les mecs, passez-moi les extrémités par ici.
Buzdan güzelliğini görmek için boyunlarınızı yukarı doğru uzatın.
Tournez vous vers le ciel, afin de contempler sa gloire glacée.
Cımbız uzatın.
Prêtez-moi votre pince.
Toplanın. Ellerinizi uzatın. Eller içeri.
Rapprochez-vous.
Çantamı uzatır mısın?
Tu me passes mon sac?
... bir başka yolu da, bir parça kâğıt uzatır... numarasını istersin, böylece adını öğrenirsin.
- Bien sûr. Ou faire noter le numéro pour avoir le nom.
Kumandayı uzatır mısın?
Tu me passes la télécommande?
Er Elliott'ın görev süresi 2031 yılına kadar uzatıldı.
Les obligations du privé Elliott avaient été prolongées jusqu'en 2031.
Pekala. ya bunları ve iç çamaşırlarını alıp laboratuarda karşılaştırmaya götürebilirim, ve sahibini bulabilirim. tüm bunlar burda kalma süremizi uzatır. Ya da... siz bana hemşireye ulaşma imkanını hemen verirsiniz.
Soit j'emporte ça ainsi que le caleçon au labo pour comparaison, ce qui prolongera notre présence ici, soit vous me laissez accéder au bureau des infirmières.
Bay Novak, lütfen dilinizi uzatır mısınız?
M. Novak, voudriez-vous tirer la langue, s'il vous plaît?
Hey JJ, benim çantamı uzatır mısın lütfen?
J.J., tu peux me passer mon sac, s'il te plaît?
Kafasını içeri uzatıp tartışmalı belgeler laboratuvarını sordu.
Oui, il a passé sa tête, il voulait les documents en question.
Kapıdan kafanı uzatır, yeterince uyumlu çalışmadığın için herkesten özür dilersin. Bundan sonra daha munis olacağına söz verirsin. Konu kapanır.
tu t'excuses pour n'avoir pas aussi bien travaillé avec ceux que tu aurais pu, tu leur promets de faire mieux à l'avenir et c'est fini.
- Şu ropdöşambırı uzatır mısın?
Rend moi service, passe moi cette veste. Pourquoi?
- Bardağını uzat.
Donne-moi ton verre.
Bunu arkaya uzatır mısınız?
Faites passer ceci.
Kontratımın uzatılmasını istiyorum.
OK donc, je veux une augmentation.
Şu sözlüğü uzatır mısın?
Passe-moi le dico.
Orta boy olanı uzatır mısın lütfen?
Sabbat médium, s'il te plaît.
Bana bir havlu uzatır mısın lütfen?
Tu veux bien me passer une serviette, s'il te plaît?
Evet. Ve ben diyorum ki çiçekleri uzatıp bunun uzaklaşmasını bekleyemezsin Hiç bir şey senin zamanında olmaz, Bette.
Oui et moi je dis que tu ne peux pas apporter des fleurs et attendre que ça passe tout ne peut pas être rêglé sur toi, Bette
Kollarını uzat.
Tends les bras.
peki, tamam şimdi açıkça hareket yok, Irak and Afganistan'dan gelen raporlar sükünetin uzatıldığını gösteriyor
Eh bien, en ce moment il ne se passe visiblement plus grand chose depuis que les rapports de l'Iraq et de l'Afghanistan indiquent le prolongement d'une accalmie.
Alnınızı yere uzatın.
Essayez de toucher le sol avec votre tête.
Boru anahtarı uzatır mısınız bayan?
Pourriez-vous me passer que clé à douille s'il vous plaît, mademoiselle?
Ekmek tabağını uzatır mısın.
Passe-moi cette assiette.
Lütfen çantayı uzatın.
Le sac.
Kerpeteni uzatır mısın?
Passez-moi les tenailles.
Taylor'a elini uzatırsan kolunu kaptırırsın.
Donne un doigt à Taylor, elle te prendra le bras.
Düşene elini uzatırsın.
Quand un homme est à terre, on lui tend la main.
J.D., şarabı uzatır mısın, Iütfen?
J.D., peux-tu me passer le vin, s'il te plaît?
- Bana bir bez uzatır mısın?
- Tu peux me donner une couche?
Hayamda hala tüy bitmeyen bir bölge var, ve yandaki kılları uzatıp orasını kapatmayla da kimseyi kandıramıyorsun.
C'est moi qui ai toujours la peau lisse au scrotum. Et j'ai beau le couvrir, personne n'est dupe.
Üniversite sınavlarında kopya çekmek kızların soyunma odasına kamera koymak, belki de uzatıImış bir ayrıIık?
de la triche au test de stupidité, une caméra dans les vestiaires des filles, un divorce délicat, peut-être?
3 hafta boyunca çalışır, sonra seri numarasını yırtıp süre uzatımı istemelisin.
Oui, pour encore 3 semaines, après il faudra que tu enlèves ce numéro de série et trouver un nouveau contrat de service.
Tuzu uzatır mısın?
Tu peux me passer le sel?
Belki borcunuz olan paranın vadesinin uzatılmasını konuşabiliriz ama ben...
On pourrait vous accorder un délai pour l'argent que vous nous devez, mais...
Rapunzel, Rapunzel, hadi uzat saçını!
Raiponce, Raiponce, faites descendre vos cheveux!
Barın boyunu uzat.
Rallongez bar.
Tırnak fırçasını uzatır mısın?
Tu me passes la brosse à ongles?
- Ayaklarını uzat.
- Votre pied!
Bana salatayı uzatır mısınız?
Tiens, passe-moi la salade de pommes de terre.
Babacım, bana martinimi uzatır mısın?
Gino, plus vigoureux.
Zoe, çantamı uzatır mısın, lütfen.
Zoe, passe-moi mon sac. Bien sûr.
Makası uzatır mısın?
Donne-moi les ciseaux s'il te plaît.
Jia, yemeği uzatır mısın?
Passe le curry, Jia.