English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ U ] / Uzuyor

Uzuyor tradutor Francês

175 parallel translation
Biliyorum, saçlarım çok komik duruyor, fakat gün geçtikçe uzuyor, iyice uzayacak bir gün ve ben artık çirkin olmayacağım.
Je sais, mes cheveux t'amusent, mais ils poussent tous les jours, et seront bientôt si longs que je ne serai plus si laide.
Yangın, deprem hırsızlık, hayat sigortası, liste uzuyor.
Non. Incendie, inondation, vol, assurances industrielles, etc.
Her geçen gün onları harekete geçirme süreniz uzuyor.
Les hommes sont de plus en plus lents.
Mançular bizi Ruslara ispiyonluyor. Esir konvoyları uzadıkça uzuyor.
Le passage des prisonniers crée un spectacle atroce.
Bazen uzuyor da uzuyor.
Ca pourrait aussi durer des années.
- Ama her seferinde uzuyor, değil mi?
- Ca dure un peu plus chaque fois?
Kahrolası yol her yıl uzuyor.
Chaque année, c'est plus lourd à traîner.
Böyle uzadıkça uzuyor, Boş ver kalbi malbi.
Ca prend trop longtemps comme ça. Au diable ton cœur.
Her seferinde uzuyor. Ruhu kurtulsun diye dua edilecekler listesine siz de eklendiniz.
Il s'est encore rallongé car je dois aussi prier pour le salut de vos âmes.
Gördüğünüz gibi tutku gittikçe uzuyor, uzuyor.
Alors tu vois, un peu d'amour pour un long, long chemin.
Çiçeklerim niye o kadar uzuyor, biliyor musun?
Tu sais pourquoi mes fleurs sont si belles?
Bak hala ağızımda. Nasıl iyi uzuyor mu?
Regarde comme je l'étire!
Pinokyo'nun burnu uzuyor, pipisi gibi oluyor.
Et puis j'aurai fini je t'emmerderai aussi
Evet, ve gittikçe de uzuyor değil mi?
Oui, et il grandit.
Etek boyları uzuyor.
Les jupes se portent plus longues.
Savunma çizgisi şimdi Delta, Alfa ve Theta bölümlerine doğru uzuyor.
Nous le combattons aussi aux sections Delta, Alpha, et Thêta, maintenant.
Hep aynı muhabbet. Ne uzuyor ne kısalıyor. Ben de hep yiyorum bunu.
Toujours Ia même comédie et je tombe dans Ie panneau, je m'affole à en perdre Ia tête, et iI rit.
İtalyanları hapse tıkınca boyun mu uzuyor?
Ça t'amuse de mettre au trou des Italiens?
Her anlattığında masal daha da uzuyor...
Le récit enfle à chaque fois.
- Ne dedin? İftihar etmiyorum, ancak benim bedenim uzuyor.
Sans vouloir me vanter, mon corps s'étire entièrement.
Ama CAT taraması sonuçlarına göre epifiz sinsice beynin içinden geçerek uzuyor.
- Je sais, mais le relevé l'indique. Le pédoncule pinéal se prolonge à travers le cerveau.
Gölgeler uzuyor ve önümüzde uzun ve çetin bir yolculuk var.
Les ombres s'allongent et un voyage périlleux m'attend.
Lastik bu, uzuyor.
C'est du caoutchouc. Élastique.
Bilmiyorum. Sanki bu basamaklar her sene daha da uzuyor. Tanrım!
ces marches sont de plus en plus hautes!
Ayrıca elimizdeki tırnaklar doğmadan önce de uzuyor.
Ça commence avant la naissance
Gece yarısından sabah dörde kadar bunu yapıyorum, bazen beşe altıya uzuyor.
C'est ce que je fais entre minuit et 4 h du matin. Parfois même 6 h.
Burun kılların yukarı uzuyor.
Ce sont tes poils de nez qui atteignent ton crâne.
Tırnakların neden bu kadar çabuk uzuyor?
Pourquoi est-ce que tes ongles poussent si vite?
Oyun biraz daha uzuyor.
Et ce n'est pas encore fini.
- Azıcık uzuyor.
- Juste un petit peu.
Öğle tatiliniz uzuyor.
Ce déjeuner dure trop longtemps.
Saçların uzuyor mu?
Vos cheveux poussent-ils?
Sanırım saçı tersine doğru uzuyor.
Ses cheveux ont dû repousser.
Yalan söyleyenlerin burnu gerçekten uzuyor mu?
Dis-moi, quand quelqu'un ment, c'est vrai qu'il a les fesses en feu?
Pinokyo ve burnun da uzuyor.
- Pinocchio Pinocchio. Ton nez grandit.
Burnum falan mı uzuyor?
Mon nez s'allonge?
Sana inanmak isterdim. ama burnun uzuyor.
J'aimerais bien vous croire... mais votre nez est en train de s'allonger.
Siz yürürken parmak uçlarınız uzuyor.
Allonge tes doigts de pieds quand tu marches.
- Çimler uzuyor mu?
- Comment va ton jardin?
Bu dalgaların içerisinde dört saat kalınca, 2.5 cm. boyum uzuyor.
4 heures dans ce bouillon et je grandis de deux centimètres.
Günler gitgide uzuyor sanki.
Avec tout ça, les jours me semblent de plus en plus longs.
Uzadıkça uzuyor.
Ça continue.
Tanrım, seni her gördüğümde, biraz daha uzuyor ve büyüyorsun.
Chaque fois que je te vois, tu es plus grand et plus mûr.
burnu uzadıkça uzuyor, ta ki gerçekten uzun olana kadar.
Dès qu'il ment, son nez pousse, pousse.
Gerçek olmayan bir arkadaş. Saçı uzuyor. Birçok şey yapıyor.
Une copine pour de faux, avec de vrais cheveux... et qui fait plein de trucs.
Duraksama giderek uzuyor, genişliyor ve kontrolden çıkıyordu! - Evet, Blob'daki gibi
Cette pause n'arrêtait pas de grandir, elle était incontrôlable.
Hoş kız ama, burnu çabuk uzuyor, burnu da hoş ama.
Elle est mignonne, mais les épices lui montent au nez... qu'elle a joli, d'ailleurs.
Lakin, sadece derisi uzuyor.
Wahou.
10,000 kayıp insan var ve liste her gün uzuyor.
Il y a dix mille disparus...
Burnun uzuyor!
Tu mens!
Boyun mu uzuyor?
Tu grandis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]