Uğruna tradutor Francês
4,648 parallel translation
Uğruna ölünebilecek bir şey.
Ça en vaut la peine.
Hiç uğruna olmayacak.
Ça ne sera pas pour rien.
- Uğruna yaşayacak bir şeyin yok.
Cyril. Tu ne vis pour rien.
Bu uğruna savaşmaya değmeyecek gelip geçici bir şey olurdu.
Ça serait... ça serait encore un autre truc à jeter. Ca ne vaut pas la peine de se battre
Hâlâ doğru amaçlar uğruna mücadele ettiğini bilmek güzel.
Pourtant, c'est bien de savoir qu'elle est là se battant pour les bonnes causes.
Neden her şeyi birkaç otuzbir uğruna fena ettin?
Pourquoi tout envoyer en l'air, pour quelques masturbations aléatoires?
Yani bu parayı iyi bir amaç uğruna kullanabilirsin bana, Herrmann'a ve Dawson'a Mollys'inkine devam etmemizde yardım etmek gibi.
Tu pourrais transformer cet argent en quelque chose de positif, comme nous aider, Hermann, Dawson et moi à garder le Molly's.
Ama zaman zaman, uyumlu ortak amaç uğruna birlik olabilen bir yerdir.
Mais par d'autres, agréable. S'unir pour une cause commune.
Ama arzuları uğruna birlikteler.
Mais ils sont aussi unis dans leurs aspirations.
Ama özellikle biri, uğruna çalıştığın her şeyi mahvedecek.
Mais un en particulier... Il va détruire tout ce que vous avez entrepris.
Aynı amaç uğruna savaşıyoruz.
Nous partageons le même combat.
Uğruna kan da döksen galip de olsan, üstün gelmek zorundasın.
Et c'est tué ou être tué et tu dois sortir vainqueur.
Bu duvarların ötesinde oturan siviller hayatlarını disiplin ve bir amaç uğruna yaşamak yerine tahmin ve varsayımlarla yaşarlar.
Les civils à l'extérieur de ces murs basent leur vie sur la présomption et la supposition, au lieu de la discipline et d'une raison d'être.
Ruslar, ilkeleri uğruna ölür. İlkeleri, bir gün tüm insanlığı özgür kılacak ilkelerdir.
Les Russes mourront pour des principes qui libéreront toute l'humanité.
Onlar da kabileleri uğruna ölürler.
Les Juifs, pour leur tribu.
Nina Sergeevna, hepimiz görev uğruna her şeyi yapmak için eğitildik.
On a été formés pour utiliser nos atouts pour nos missions.
Her ne yaptıysa, bizim ve amacımızın uğruna yapabilecekleri ve yapacakları yanında solda sıfır kalıyor.
Quoi qu'il ait fait, ce n'est rien comparé à ce qu'il apportera à notre cause.
Ne uğruna?
- Pour quoi?
- Hem de ne uğruna.
- Pour quoi?
Uğruna ölürüm dediğin bir şey oldu mu hiç, aşkım?
Pour quoi tu donnerais ta vie?
Gördüğün gibi, biz burada konfor uğruna parayı çarçur etmiyoruz. Çünkü, programcıları bilirsin.
Comme tu peux voir, on gaspille pas d'argent dans la décoration parce que, tus sais les programmeurs.
Bir gün uğruna ölebileceğim bir ton balıklı sandviç yaptığını kötü bir şekilde öğrendim.
Mais elle avait un thon cocotte qui était pour mourir pour. J'ai trouvé le chemin dur.
Jenny ve ben evliyiz,... ancak görüntü uğruna, dışarıdan benim hizmetçimmiş gibi davranıyor.
Jenny et moi sommes mariées, encore une fois pour l'apparence, nous maintenons publiquement le fait qu'elle soit ma femme de ménage.
Beni kurtarmak uğruna hayalini kurduğumuz şeyden vazgeçemessin
Tu ne peux pas abandonner notre rêve en essayant de me sauver.
Bu işçiler uğruna bana ihanet ettin
Tu m'as trahi pour ces simples ouvriers!
Oh, yapabilirsin ve yapacaksın, yoksa uğruna savaştığın herşey yok olacak.
Oh, mais vous pouvez, et vous ou tout ce pourquoi vous avez tant lutté pour qu'il soit finalement détruits.
Uğruna geldiğimiz şeyde çoktan başarı sağladık.
Nous avons accompli se pourquoi nous sommes venus ici.
Klon savaşı uğruna her gün bedel ödendikçe kötülük de gücünü arttırıyor.
A chaque jour de la Guerre des Clones, Son pouvoir grandit.
Limon, sen uğruna savaşılacak bir kadınsın.
Limón, tu mérites qu'on se batte pour toi.
Bu çok güçlü bir sır, bir adamın uğruna öldüğü bir sır.
Il s'agit d'un secret très puissant, pour lequel des hommes sont morts.
Bu çok güçlü bir sır, bir adamın uğruna öldüğü bir sır.
C'est un secret puissant, un secret pour lequel des hommes sont morts
Sadece bütün olanların kimin uğruna yapıldığını unutma.
N'oubliez pas pour qui on fait tout ça.
Batman'den, Luke Skywalker'dan Odysseus'tan, herkesten önce Gılgamış isimli bir adam vardı zamanı mağlup etmek uğruna evini terkedip yollara düşen.
Avant Batman, Luke Skywalker, l'Odyssée... avant tout ça... il y avait un homme appelé Gilgamesh qui quitta sa maison dans sa quête pour vaincre le temps.
Güneş Sisteminde ve ötesinde güvenli bir şekilde konumlanan gelecek nesillerimiz ortak kökenleri sayesinde anavatanları olan gezegen uğruna ve de diğer yaşam formları bulunsa bile evrendeki bütün insanların Dünyalı olduğu gerçeği altında birleşecek.
Nos descendants lointains, déployés en sécurité sur plusieurs mondes à travers le système solaire et au delà, seront unifiés par leur héritage commun, par leur respect pour leur planète mère, et par leur savoir que, quelles que soient les autres formes de vie, les seuls humains de tout l'univers viennent de Terre.
Bu uğruna savaştığımız her şeyi tehlikeye atar.
Ça remettrait en cause tout ce pour quoi on s'est battus.
Senin de hayatında uğruna her şeyi feda edeceğin biri vardır.
Tu dois avoir quelqu'un dans ta vie pour qui tu sacrifierais tous.
Hayatımda uğruna her şeyi feda edeceğim biri var mı diye.
Si il y a quelqu'un dans ma vie pour qui je sacrifierais tous.
Tabi birkaç saat önce tekneme dalıp "aptal" bir kolye için kimliğimizi riske atmak uğruna Tori'yi tutuklaman hariç.
Sauf tout à l'heure, quand vous avez fait irruption sur mon bateau, arrêté Tori, et risqué de nous exposer tous deux, tout ça parce que vous cherchez ce "stupide" collier.
Bazıları evet, ama bu büyük bir amaç uğruna yapıldı.
Parfois, peut-être, mais dans l'intérêt général.
Burada neyin uğruna savaş veriyorsun?
Pour quoi te bas-tu vraiment?
Bütün bunları yapmaya can atıp da hayatını bir kadını korumak uğruna feda mı edecektin?
Tu as voulu faire tout ça rien que pour protéger une femme?
Kendini iyi bir sebep uğruna feda etmek yerine yok yere feda ettin.
Tu t'es sacrifié en vain, sans raison.
Çocuklarım uğruna savaşmak için.
Pour me battre pour mes enfants.
Benim olduğunu bildiğim şeyler uğruna.
Pour ce que je savais mien.
Elimizdeki her şeyi batıl bir inanç uğruna, bir kenara atıyorsun.
Vous repoussez tout ce qu'on avait pour une superstition.
Şimdi de bana, tüm bunlardan bir kehanet uğruna vazgeçtiğini söylüyorsun.
Et vous me dites que vous les gâchez à cause d'une prophétie?
Kendi iyiliğim için telafi etmek istedim kabuslarla bölünmeyen bir uyku uğruna.
Je voulais réparer pour mon propre bien, pour le bien d'un sommeil ininterrompu par des cauchemars.
Sevdiği adam onun uğruna hayatını kaybetti.
Son mec a donné sa vie pour elle.
Uğruna savaşmadın ki.
Et bien, c'est pas comme si tu étais en train de te battre pour elle.
- Bir hiç uğruna mı öldürmüş kendini?
Il s'est suicidé pour rien? C'est votre avis?
Çocuk uğruna kariyerlerinden vazgeçen kadınlar, bunu bazen yaşarlar.
Des femmes qui abandonnent leurs carrière pour avoir des enfants expérimentent parfois ce sentiment.