Vampirler tradutor Francês
1,269 parallel translation
- Vampirler.
- Des vampires.
- Bu vampirler senin arkadaşını öldürdüler.
- Ces vampires ont tué votre ami.
İkiz kız kardeşi Julia vampirler tarafından öldürüldü.
Sa jumelle, Julia, a été tuée par des vampires.
Yani iblisler, canavarlar ve vampirler kartlarını mı demek istedin?
Et lui parler des démons et des vampires?
- Vampirler gerçek.
- Les vampires existent.
- Vampirler L.A'de heryerdeler.
- Il y en a partout à L.A.
Vampirler mi?
De vampires?
- Dans eden vampirler mi? Korkmayan var mı?
- Des vampires dansants!
Genel anlamda, vampirler.
Les vampires, en général.
Sen. Vampirler. Uyursunuz değil mi?
Un vampire, ça dort?
İIkel çağ insanı, insanoğlu için neyse Turok-Han da vampirler için odur.
Le Turok-Han est l'ancêtre du vampire, comme l'homme de Neandertal pour nous.
Vampirler, iblisler... Yaklaşan şeyin yanında bunlar hiç.
Les vampires et les démons, c'est rien comparé à ce qui nous attend.
Neden gerçek olmadığını düşünüyorsun? Vampirler, iblisler, eski intikam iblisleri ve aslında evreni yok edebilen bir enerji topu olan kız kardeşin yüzünden mi?
Tu crois que ce n'est pas vrai à cause de tous ces vampires, ces démons, et de ta sœur qui était une boule d'énergie prête à détruire l'univers entier?
Vampirler pek... - Dün gece seni takip ettim.
- Je t'ai bien suivi hier soir.
Sadece şunu söylüyorum... Warren toza dönüştürdüğün vampirler kadar kötü.
Ce que je veux dire, c'est qu'il est aussi mauvais que les vampires que tu as expédiés.
Orası daha önce Wakachaw kabilesinin mezarlığıymış. Vampirler ve.. insan etiyle beslenen, gözü olmayan çocuklar varmış.
Cette piste était un cimetière d'Indiens vampires Wachikas qui se nourrissaient d'enfants aveugles.
Vampirler, kurt adamlar ya da uzaylılarla ilgili anlatılanlar... Bunlar sistemin yapmaması gereken şeyler yapan programları çökertmesi sonucu oluşuyor.
Les histoires de vampires, de loups-garous ou d'extraterrestres... c'est le système qui assimile un programme... qui fait quelque chose qu'il n'est pas censé faire.
Vampirler bir insanın peşinde olduğunuzu fark etmediler değil mi Raze?
Les Vampires n'ont pas compris que vous suiviez un humain... - pas vrai Raze?
Eğer Michael gerçekten taşıyıcı ise, Vampirler...
Si Michael est bien le Porteur, les Vampires pourraient...
Vampirler ve Lycanlar arasındaki bir kan davasının.
Une lutte entre les Vampires et les Lycans.
Vampirler seni gördükleri yerde öldürürler.
Les Vampires tireront à vue sur toi. Rien que pour ce que tu es.
Vampirler.
Aux vampires.
Vampirler tatlım.
De vampires.
Vampirler gibi.
C'est comme les vampires.
Küçük vampirler. Plan işe yaradı.
Petits vampires, mon plan a marché.
- Vampirler cansız şeyler üzerinde gücü olan bir adamla uğraşmadan önce iki kez düşünmeliler.
tu devrais réfléchir à deux fois avant de t'attaquer à un homme qui exerce ses pouvoirs sur les choses sans vie.
Vampirler, ürkütücü yaratıklar, sürüngenler.
les vampires, les rampants et les grouillants, les choses qui se heurtent pendant la nuit,
Vampirler yiyeceklerine büyü karıştırmışlar.
Ils se shootent. Les vampires les mordent.
Vampirler yollara tuzaklar döşemişlerdi kaza yapmış arabalarda piknik yapıyorlardı.
Des vampires avaient posé des pièges de pneus sur la route, et faisaient un picnic au milieu des épaves de voiture.
Vampirler ve iblisler bütün gün serbestçe dolaşıyor.
C'est une mêlée générale de vampires et de démons en permanence.
Vampirler toza dönüşüyorlar.
Les vampires deviennent poussière comme s'ils n'avaient jamais existés.
Bir Pyro Warlocks klanını cehennem boyutuna gönderdin ve aileleri vampirler tarafından öldürülen çocuklar için bir gelişim ve bakım programı başlattın.
En tant que PDG de Wolfram Hart, tu viens de ruiner une société qui rejette des ordures de démons dans la baie de Santa Monica, bannir un clan de sorciers de feu dans une dimension démoniaque, et démarrer un programme d'adoption pour les enfants dont les parents ont été tués par des vampires.
- Ama vampirler insanları öldürür ve onlar... - İsterlerse kendilerini kontrol edebilirler.
Mais les vampires tuent, et ils... peuvent se contrôler si ils le souhaitent.
Vampirler..
Les vampires!
- Vampirler yukarı çıkarsa, diğer binaya geçip, kanalizasyona inebilecekleri üç bölge var.Koridorun sonundaki avlu.Kuzey kanat.Bir de..,... asıl hedefleri olan salonun yanındaki fen bilimleri binası.
Si les vampires remontent, il y a trois passages vers un autre bâtiment, où ils trouveront un accès aux égouts. Par la verrière, par le couloir nord, et par le hall qui mène au bâtiment de sciences.
Aynı normal vampirler gibi.
Comme des démons ordinaires.
Tarih öncesi insan modern insan için neyse, Turok-Han da vampirler için o.
Le Turok-Han est l'ancêtre du vampire, comme le Neandertal.
Vampirler her yerde yaşayabilir.
Les vampires peuvent vivre n'importe où.
Ne yazık ki vampirler de yapacaklarından geri kalmıyordu.
Malheureusement, les vampires ont également une tâche à remplir.
Hey, vampirler kamerada nasıl gözükebiliyor?
Pourquoi on voit les vampires sur film?
İblisler, vampirler, hapisteki kadınlar... hiç biri beni korkutmuyor.
Les démons, les vampires, la prison... rien de tout ça ne me fait peur!
Oh doğru, unutmuşum, vampirler günışığından nefret ederler.
Ah non, j'oubliais, les vampires ne supportent pas la lumière du jour...
- Vampirler.
- Les vampires.
Vampirler.
Ce sont des abrutis.
Vampirler ve hainler. - Avukatları üstüne saldılar.
Des vampires, et des traîtres.
Vampirler, ha.
Des vampires.
Vampirler.
Les vampires!
Vampirler sadece hayatta kalmak için öldürür.
Les vampires ne tuent que ce dont ils ont besoin pour survivre.
Vampirler gün ışığında saldırdı.
Les vampires ont attaqué de jour.
Evet, vampirler yaşayan ölülerdir.
Les vampires sont des morts-vivants.
Canavarlar! Vampirler!
Monstres!