Vaz tradutor Francês
1,132 parallel translation
Vaz mı geçeyim?
Laisser tomber?
Vaz geçme.
Ne te rends pas.
Kendini fazla ciddiye almaktan vaz geç.
Arrête de te prendre au sérieux.
Senden asla vaz geçmedi.
Elle t'a jamais abandonné.
İnadınızdan vaz geçip onlara hayaletleri gösterince sandınız ki korkacaklar, havlu attğınızda da daha çok korkacaklar.
Vous vous mettez en quatre pour leur donner les fantômes qu'ils veulent, ils vous crient après, Et quand vous y renoncez, ils crient encore plus fort.
- Ne var Peret, vaz mı geçiyorsun?
Qu'est-ce qu'il y a Peret, tu laisse tomber?
Neredeyse hiç tanımadığım bir babam ve hiç göremediğim bir annem vardı. Bir kardeşim olduğunu öğrendim ve şimdi ondan kolayca vaz mı geçmeliyim?
J'ai eu un père que je connaissais à peine, une mère que je n'ai pas connue du tout, je découvre il y a quelques jours que j'ai un frère, je veux passer du temps avec lui, et je suis censé l'abandonner?
Vaz geçiyorsun, değiI mi?
Vous abandonnez?
- Vaz geçsek iyi oIacak. - BöyIe söyIeme.
- On ferait mieux d'abandonner.
Liseli erkeklerden vaz geçtiniz sanıyordum.
Je croyais que tu laissais tomber les types du lycée.
Gerçekten karınız için Bears'ta oynama şansından mı vaz geçtiniz?
Vous avez refusé une chance de jouer avec les Bears pour votre femme?
- Ne o, vaz mı geçtin?
- Quoi, tu déclares forfait?
Dünyadaki Atlantik okyanusundaki Yeni Martim Vaz'lı botanistler.
Botanistes de New Martim Vaz, sur Terre, océan Atlantique.
Henüz bana yüklenmekten vaz geçmiyorsun.
Vous pouvez avoir confiance en moi.
Hakikat peşinde koşmaktan vaz geçmeyeceksin.
Et tu n'abandonneras jamais la quête de vérité, n'est-ce pas? Très juste.
Hayır, yortu için vaz geçtim.
Oh, non. Je fais carême.
Ancak Bly Bio Chem'i zehirli atıklarını arazime atmaktan kimse vaz geçirmedi.
Personne n'a empêché Bly Bio Chem de décharger ses déchets chez moi.
Planımızdan vaz mı geçiyoruz?
- On arrête l'opération?
- Vazgeçtim. - Vaz mı geçtin?
- J'ai laissé tomber.
Ne yani... Gemimden vaz mı geçeyim?
Vous voulez que j'abandonne mon bateau?
Bu özgürlükten vaz mı geçeceksin yani?
Tu renoncerais à toute cette liberté?
Vaz mı geçiyorsunuz yoksa?
C'est comme si tu laissais tomber.
Sinéad O'connor'dan vaz mı geçtin?
C'est fini la coupe Sinéad O'Connor?
Yılın bu zamanında davar gütmek için kasabadaki iyi bir işten vaz mı geçtin?
T'as laissé un bon boulot en ville pour escorter du bétail à cette saison?
Peki, sen vaz geçmişsin, iyi. Ama benim de vazgeçeceğim anlamına gelmez.
Si tu as renoncé, je ne suis pas forcé de faire pareil.
Bana Nişancı demekten vaz geçemez misin?
Et si vous cessiez de m'appeler flingueur?
Görevden alındın diye beni takip etmekten vaz geçme.
Vous n'allez pas cesser de me poursuivre parce que vous êtes en congé? Bien sûr que non!
Temizlik yapmaktan vaz mı geçtin?
Déjà fatiguée de nettoyer?
Bazen yüce Tanrı böyle bir rezalete izin verdiği için bizden vaz mı geçti diye düşünüyorum.
C'est à se demander si le Bon Dieu nous a pas oubliés... quand on voit des trucs pareils.
Beni şaşırtmaktan asla vaz geçmiyor. Lanet olası yaşlı bir kadının boğazını kesen bir zenciye Doris Day gibi bir tahliye memuru verilirken senin gibi birinin aldığı tahliye memuruna bak.
Tu sais, c'est un truc de dingue, un chimpanzé égorge une vieille pour vingt-cinq cents, il a Doris Day comme contrôleur judiciaire
Dinlenme tesisi işinden vaz mı geçiyorsun Hugo?
On se retire des affaires de villégiature, Hugo?
Homer, inancından vaz mı geçiyorsun?
Homer, tu comptes vraiment renoncer à ta foi?
Ben... sadece Davey'i aramaktan hala vaz geçmediğimizi söylemeye gelmiştim.
Je venais juste vous dire qu'on n'a pas cessé les recherches pour Davey.
Değer verdiğin her şeyden vaz geçeceksin.
Tu ne vas pas renoncer à ce que tu as toujours voulu.
- Vaz mı geçti?
- Il s'est retiré?
Kasabamızı kumarbaz ve hırsız yatağı haline getirme planından vaz geç yoksa canını yakacağız.
Cesse de vouloir faire de cette ville " un repaire de brigands et de joueurs, ou ça va sentir le soufre.
Vaz mı geçmiş?
De renoncer au procès?
Size vaz geçmenizi emrediyorum.
Je vous ordonne de couper les moteurs.
Hillary Clinton çok yetenekli bir kadın ve insanlar onu saçı yüzünden yarılamaktan vaz geçmeli.
Tu sais, Hillary Clinton est une femme brillante... et les gens devraient arrêter de la juger sur ses cheveux.
Korkup vaz mı geçtin?
Tu as échoué?
Ayrıca, geminin deneme seferi sırasında bazı tasarım hataları ortaya çıktı, bu nedenle Yıldız Filosu, projeden vaz geçmeye karar verdi.
Et des défauts de conception sont apparus. Starfleet a abandonné le projet.
Senden gerçekleri öğrenmeye çalışmaktan vaz geçmek üzereydim, Garak.
J'ai presque renoncé à connaître la vérité sur vous, Garak.
Teşekkürler... Vaz geçtim. Buna ne dersiniz?
Merci, j'ai changé d'avis.
Hemen vaz geçmek istemedim ve... hakimden bana 24 saatlik bir süre tanımasını rica ettim.
Je ne voulais pas aller au tapis, j'ai demandé au juge une suspension de 24 h, pour m'y retrouver.
Ne oldu? Telefon edip vaz mı geçti?
Pourquoi, elle a annulé?
Vaz mı geçiyorsun?
Tu laisses tomber?
Hiç, bir şahidi vaz geçirmek ister miydiniz?
Voulez-vous changer votre témoignage?
Henri Young size ne derse desin hiçbir şahidi vaz geçirmezdim.
Je ne change pas mon témoignage... quoi qu'ait pu vous dire Henri Young.
Oraya gitmekten vaz geçtiğini düşünmüştüm.
Je pensais que tu avais dû annuler.
Vaz geç.
Arrête.
- Hadi, vaz mı geçiyorsun?
- Tiens. Tu lâches?