Vee tradutor Francês
496 parallel translation
- Vee 1, 2, ve 3, tamam.
Un, deux et trois.
Hücre kapısını neden açık bıraktın Vee?
Pourquoi tu as laissé la cellule ouverte, Vee?
- Hadi ama, Vee.
- Viens, Vee.
Vee!
Vee!
En kötüsünü düşün, yarı yarıya haklı olur düşüncen vee buraya geliyor O zaman ben giderim
Pire que tout! Si elle habite au château, moi je n'y reste pas!
Bir elma alalım, birkaç gül yaprağı vee abrakadabra...
Je prends une pomme, des feuilles de roses et abracadabra...
Vee, bu ev bizim.
On est propriétaire de cette maison.
- Vee, sonunda çıkıyorum..
Et je peux enfin partir.
- İyi o zaman, yerime oturuyorum vee.. .. sardalyalar..
Je vais m'asseoir et allumer...
- Tamam buraya oturuyorum.. .. vee sardalyalarımı açıyorum..
Je vais m'asseoir devant la télé.
Nicki. Selam.
Salut, Vee.
Vee...
Et c'est...
Vee, - - Bu hiç iyiye alamet değil.
Mauvais signe.
Vee tüm enerjimizi Dharmaya yolluyoruz.
Et on envoie toute l'énergie à Dharma.
Vee, uh, garsonların ünüforma giymelerini de istemiyor.
Et il ne veut pas qu'ils portent d'uniformes.
Bu yer - senin içine girip kanını ve terini akıttığın vee..
Ici, il faut mettre la main à la pâte... s'investir avec sa sueur et son sang et -
Vee... Sakın köpeğini getirme.
N'amène pas ton chien.
Vee Photorama.
Au photomat.
Vee, beraberinizde kimler var?
Vous êtes combien dans le véhicule?
Grup ise Stan, Kyle, Eric, Kenny, vee Tweek. Bir bakalım. Wendy, Bebe, Clyde, Pip ve Token, siz 1.
Wendy, B. B, Clyde, Pip et Token, vous serez le groupe 1.
Bekledim, bekledim vee seni aradım.
J'ai attendu et je t'ai appelé sur l'intercom.
Güzel! Vee başla!
Action!
Vee yayından çıktık.
On est hors antenne.
Vee- -? Ne--ne iş yapıyorsun orada?
Qu'est-ce que vous y faites?
Birisi tanıdığıymış gibi yaklaştı vee...
Elle s'est fait passer pour une amie!
Vee...?
Et encore...?
Vee.. don!
Et... coupez.
Vee, donun.
Et... coupez.
Vee motor.
Action!
Vee kes!
Et... coupez!
Gerin. Burun dize, burun dize.. vee, bırak.
souple. nez au genou, nez au genou, et... dégage.
İyi tatiller Vee.
Bonnes vacances.
Vee?
Et puis?
Vee... Sende ne gördüklerini tahmin bile edemezsin
Tu n'imagines même pas ce qu'ils voient en toi.
Bobby'den. Hatırla, küçük beyaz yalanlar söylediğinde.
C'est de Bobby Vee. " Souviens-toi quand tu dis ces mensonges...
Yavaş yavaş yok olur, vee basket!
Va-t'en, mec!
Vee son üç ay boyunca yüksek bir yerdeydim diye şeytani bir avukatlık şirketinin hedefiyim ve iyilerin tarafında savaşıp, iblislere,... kötülüklere ve yavru böcekleri karşı savaşarak para kazanıyordum ve bütün bunlar gerçekti ve yaşadığımız dünyadaydı.
Je suis la cible d'un cabinet d'avocats diabolique... car je viens de combattre pour les forces du bien... qui mènent une bataille contre les démons et les trucs malveillants... parce que tout ça est réel et c'est mon monde.
Tamam. Çift motorlu Süper-Vee.
D'accord?
Her biri 900 beygir gücünde.
Super Vee. Bimoteur.
Yüksek performanslı motorlarda kullanılır. "Süper-Vee" ler gibi.
des moteurs haute performance.
Vee perde.
Et... coupez.
Ayağımı çarptım, vee... Görmek ister misin?
Je me suis cogné le pied, et- - Tu veux le voir?
Vee Motor!
et... ACTION!
Başlangıç olarak étuvée de veau au vin...
Nous commencerons par l'é-tu-vée... de... veau...
- Vee gazeteyi alıyorsun..
Tu prends le journal.
Selam Vee.
- Oui.
Vee motor!
Et on tourne!
Vee.
Et...
Vee motor!
Action!
Vee kes!
Bravo les mecs.
Komşularından çalıyormuş.
Des Super Vee.