Veep tradutor Francês
109 parallel translation
Eğer çoğu federal binaya Cornstarch Plastik ürünlerini yerleştirebilirsem başkan yardımcısı oluveririm.
Si je peux obtenir des ustensiles Cornstarch dans la plupart des bâtiments fédéraux d'ici l'automne, alors le VEEP a atterri.
Başkan Yardımcısı bir anda yolu yararak geldi.
La Vice-présidente, ou VEEP, a géré pour faire son chemin...
Başkan Yardımcısı kar parsı türünün sonuncusunu mu öldürdü?
Est ce que la VEEP a tué le dernier léopard des neiges?
Görünüşe göre Başkan Yardımcısı senatörlükteki en saygıdeğer sapıkların başsağlığı kartını imzalayamayacak.
On va croire que la VEEP ne s'est pas donnée la peine de signer les condoléances pour l'un des pervers les plus respectés du Sénat.
Başkan Yardımcısı için kurşun yer misin, Gary? - Aman Tanrım.
Alors tu prendrais une balle pour la Veep, Gary?
- Başkan Yardımcısı için kurşun yedim?
- J'ai pris une balle pour la veep.
Başkan Yardımcısı'nın hangi donmuş yoğurdu alacağına karar veriyoruz.
On essaye de trouver quel parfum de yahourt glacé le veep devrait prendre.
Şimdi Başkan Yardımcısı'nın sinirlenme anına canlı olarak tanık oluyoruz. Hadi ama.
On reprend maintenant le direct pour recueillir la réaction outrée de la Veep.
Tüm bu "yeni bir ben" olayı yüzünden.
Je lui ai demandé à cause de tout ce truc "veep point deux".
Olaylar Yardımcı Başkanvari bir hal almak üzere.
Les choses vont devenir très veep-tastiques.
- Başkan Yardımcısı'nın bize yapacağı ziyaret için çok heyecanlıyız.
Nous sommes surexcités par la visite de la veep aujourd'hui.
Başkan Yardımcısı'nın yeni ofis yüzü benim.
Je suis le nouveau visage du bureau de la veep, ok?
Başkan Yardımcısı, Beyaz Saray'a gitti.
La VEEP est partie à la maison blanche.
Bu, Başkan Yardımcısı'ndan gelen bir ihanet olur.
Et bien, ce serait une trahison de la part de la veep.
- Şu Başkan Yardımcısı ile derhal görüşmek istiyorum.
- Maintenant je veux sacrément parler à la veep.
Belki Başkan Yardımcısı'na arabasına kadar eşlik etmek istersiniz...
Mais si vous pouviez peut-être raccompagner la veep jusqu'à sa voiture...
Başkan Yardımcısı haberin açıklanmak üzere olduğunu söylemişti.
La veep m'a dit que c'était comme si c'était annoncé?
Fakat... Kurulun bütün faaliyetleriyle ilgili olarak bize bağlı özel bir kanala sahip olacaksın.
Mais... vous aurez un accès direct à la veep pour toutes les questions relatives aux métiers propres.
Söyle Dan, Başkan Yardımcısı ile çalışmak nasıl?
Alors, Dan, comment ça se passe avec la veep?
Zannediyorum ki Başkan Yardımcısı oldukça meşguldü.
Je pensais bien que la veep serait trop occupée.
Herkesin gücünün bir limiti vardır Senatör, Başkan Yardımcısının bile.
Tout le monde a une limite à son pouvoir, même la veep.
Evet.. ama, Yani başkan her zaman görevdeki başkan yardımcısının yanındadır?
Ouais, mais, je veux dire, le Président reste toujours fidèle au veep en exercice.
Jennifer dürüst olmak gerekirse ilk apartmanımda bile B.Y'nın programındaki açıktan fazla pencere vardı.
Jennifer, franchement, il y avait plus de fenêtres dans mon premier appart que la veep n'en a actuellement dans son emploi du temps.
Başkan yardımcısı yenilik getirecek birisine benziyor.
La veep à l'air d'être sur le point de s'ouvrir une veine.
Ben başkan yardımcısıyım.
Je suis la veep.
Dinle, başkan yardımcısı ve ben Orioles oyuncularıyla beraber fotoğraf çekineceğiz.
Ecoute, la veep et moi allons être pris en photo avec les joueurs de Baltimore.
Başkan yardımcısı bana döndü, ve dedi ki :
Et la veep s'est tournée vers moi et m'a dit,
Aldığım bir duyuma göre sadece gülümsediği için, başkan yardımcısı bir gizli servis ajanının kıçına tekmeyi basmış.
Une source me dit que la veep a viré un agent des services secrets juste parce qu'il lui avait souri.
Tamam, başkan yardımcısı için... gebelik testi alman lazım.
Ok, j'ai besoin que tu récupères un test de grossesse pour la veep.
Yardımcı staddan ayrıldı.
La veep a quitté le stade.
Aslında yardımcıyla görüşmek istediğim bir hikayem var.
En fait, j'ai une histoire dont je voudrais discuter avec la veep.
Batı Kanadının kötü cadısı, Başkan Yardımcısı boğazı VoldeMeyer Çüksüz Van Dyke Zevksiz Hepburn, gaf Kadını, Selina Meh.
La sorcière de l'aile ouest, Veep grenier, Voldemeyer, Antonio Debanderas, Godiche Hepburn, Meyer Lagaffe, Selina mouais.
Başkanın isteklerine karşı olan başkan yardımcısının yavan kanununa Senatör Macauley'in gizlice sızmasını sağlamak.
Faire en sorte que le sénateur Macauley s'ingère subrepticement dans la politique bancale de la veep contre le gré du président.
Şunu bilmelisin ki son rakamların açıklanmasından sonra Beyaz Saray, başkan yarımcısının ne kadar zararlı olduğunu anlıyor.
Tu dois savoir que la Maison Blanche comprend à quel point la veep est toxique au vu de ces derniers chiffres.
Başkan Yardımcısı trend oluyor.
Veep est tendance.
" Başkan Yardımcısı'nın ekibi tarafından kandırıldım.
Ai été manipulée par équipe veep.
Başkan Yardımcısı'yla görüşmem lazım.
J'ai besoin d'entrer pour voir la veep.
Bu VP'nin eleman şefi Amy Brookheimer için iyi durmuyor.
Ca s'annonce mal pour la directrice de cabinet de la veep, Amy Brookheimer.
Şey, VP'nin ofisi kısır döngü içinde bir felaket, ve bir de havada uçuşan hamilelik dedikoduları var.
Et bien, le bureau de la veep est un cataclysme en cycle essorage. Et puis vous avez cette rumeur de grossesse qui se répand comme le contenu d'un foutu préservatif percé.
Ooh, Gary. Başkan vekili seni kapıyla sürtük gibi tokatladı mı?
Ooh, Gary, est-ce que la veep vient de te claquer la porte au nez?
Selina Meyer, bu başkan vekili kontrolünü kayıp mı etti?
Seline Meyer, est-ce que la veep a perdu le contrôle?
Güldüğü için bir adamı işten atan başkan vekilinin akıl sağlığı ne durumdadır.
Quel est l'état mental d'une veep qui vire un homme pour avoir souri?
Başkan vekiliyle Irak'a gittim.
Je suis allé en Irak avec la veep.
VP bağlantısı kim Amy?
Qui sert d'intermédiaire avec la veep, Amy?
Görünüşe bakılırsa başkan vekilinin ofisi adamı şebek diye çağırıp hakaret ederek sorunu daha da büyüttü.
Il semble que le bureau de la veep a aggravé le problème en insultant cet homme et en le traitant de primate.
- Gary, başkan vekilinin öğle yemeğine ihtiyacı var.
- Gary, la veep a besoin de son déjeuner.
Başkan vekiline hamilelik testi alırken personel kartını takıyor olman gibi mi?
Comme quand t'as acheté des tests de grossesse à la veep avec ton badge autour du cou?
"Başkan yardımcısının yanında olman gerekmiyor mu?"
Ne serait-ce pas mieux que tu sois aux côtés de la Veep?
Başkan yardımcısını programına çıkarma şansın kocanı o ponpon kızdan ayırma şansın kadar.
T'as autant de chance d'obtenir la veep dans ton émission que tu en as que ton mari quitte cette cheerleader.
Dudaklarım, başkan yardımcısınınkilere dokunmuş gibi oldu.
C'est comme si mes lèvres avaient touché celles de la veep.
Beyaz Saray, başkan yardımcısının hadisesine dahil olmak istemiyor ruj fırlatma olayının Oval Ofis'te değil de, burada olmuş olmasını istiyoruz.
La maison blanche veut s'assurer de rester en dehors de l'incident de la veep alors on veut que le lancer de rouge à lèvres ait eu lieu ici et non au Bureau Ovale.