Vermeni tradutor Francês
2,020 parallel translation
" Gaddarca gelebilir ama bir söz vermeni istiyorum.
" J'exige de toi une cruelle promesse.
Linc, onların amcalarının uzakta olmadığı bilinciyle büyüyecekleri konusunda bana söz vermeni istiyorum.
Linc, je veux que tu me promettes que cet enfant grandira en sachant qu'il peut compter sur son oncle.
Ve Sara, bana Linc'e göz kulak olacağına söz vermeni istiyorum.
Sara, je veux que tu me promettes de garder un œil sur Linc.
- Söz vermeni istiyorum.
Je peux ravoir du vin? Tu l'aimes pas.
Hisse alımsatımlarını yapmak için GPS girdilerini nasıl kullandığın konusunda tanıklık yapmanı ifade vermeni istiyorum.
- Que vous m'expliquiez comment des coordonnées GPS ont aidé vos transactions. Je vous veux comme témoin.
Federaller senin yargıca rüşvet vermeni bekliyorlar, yani sanırım davayı kazanmak için başka bir yol bulmalıyız.
Les Fédéraux attendent que tu soudoies le juge, donc... Je crois qu'on va devoir trouver un autre moyen de gagner cette affaire.
Stefania federallerin onlara bilgi vermeni istediklerini söyledi.
Stefania dit que le FBI veut te faire parler.
O yüzden tüm vaktini buna ihtiyacın olduğu için projene vermeni istiyorum.
Donc, j'aimerais que tu prennes le temps dont tu as besoin pour ton projet.
Kararı senin vermeni istedi baba.
Que c'est à vous de décider, père.
Bu sadece ağırlığını arkaya vermeni önlemek için kullanacağımız bir yöntemdi.
Pour que tu tombes pas en arrière.
Üzgünüm onu ele vermeni istemiyorum.
Désolé. Je ne veux pas que vous l'avertissiez.
Kara Bomba, bana söz vermeni istiyorum. Kardeşine göz kulak olacaksın ve uyuşturucu satıcılığını bıraktığına emin olacaksın ya da öldüğüne.
Black Dynamite, je veux que tu me promettes que tu prendras bien soin de ton frère et que tu t'assureras qu'il ne finisse ni drogué, ni tué.
Sana basit ve anlaşılır birkaç soru soracağım. Hepsine aynı üslupta cevap vermeni öneririm.
Je vais vous poser des questions simples et directes et je suggère que vous répondiez de la même manière.
Onların istekleriyle gerçekten ilgileniyorsan amacın sadece yönetim kurulundaki dostlarını etkilemek değilse dikkatini karayolu taşımacılığı işine vermeni tavsiye ederim.
Derby n'attend que ça. Si vous pensez à eux plutôt qu'à impressionner vos amis de la fédé, concentrez-vous sur votre boîte de transport routier, gardez vos opinions pour vous et signez des chèques.
Eğer siyah olmanı, ya da PIN numaranı vermeni ya da altına yapmanı, yapar mıydın?
S'il te demandait de te noircir la peau ou ton code PIN où de te chier dessus, tu l'aurais fait?
Kendi resmimi bana ödünç vermeni istediğim zaman bile.
Quand je vous demande la petite faveur de me prêter mon propre tableau...
Baklava desenlileri alıp onlara gaz vermeni istiyorum.
Prends les crotales diamantins et asphyxie-les.
Kimseye bu aşıyı olduğumu söylememen için söz vermeni istiyorum.
Vous devez me promettre de ne rien dire à personne.
Odaklanmanı ve kendini işine vermeni beğeniyorum, Dr. Edison.
J'admire votre attention et votre dévouement, Dr Edison.
Dinle, dinle. Stanley, şu an cevap vermeni istemiyorum.
- Inutile de répondre maintenant.
Hiçbir şey olmayacağına dair bana söz vermeni istiyorum.
Tu dois me promettre qu'il ne se passera rien.
Neler olduğunu anlamaya neden olduğunu anlamaya çalıştığının mücadelesini vermeni anlıyorum.
Je vous vois vous battre pour comprendre ce qui est arrivé et pourquoi.
Bunun bir daha olmayacağına dair bana söz vermeni istiyorum ne yapmaya karar verirsem vereyim, bu odanın dışında benden başka hiç kimseyle bunu konuşmayacaksın.
Promettez-moi que ça n'arrivera plus. Qu'importe ce que je décide, vous ne parlerez de moi à personne en dehors d'ici.
Ve yalnızca bana ikinci bir şans vermeni ümit ettim...
Je n'ai pas réfléchi, et j'attends juste que tu me donnes une seconde chance...
Baban doğru kızı bulduğunda ona bunu vermeni istiyordu.
Ton père... a toujours voulu que tu aies ça pour la bonne fille.
Bana bir şans daha vermeni istiyorum.
Je veux que tu m'accordes une autre chance.
Fakat buradaki Lancelot, uğruna ölmeye dünden razı olduğundan ikisine de cevap vermeni isteyebilir.
Mais Lancelot, qui était prêt à mourir pour vous, veut peut-être les 2 réponses.
Ona hiçbişekilde zarar vermeni istemiyorum
Je ne veux pas que vous la fassiez souffrir.
Kardeşine, her neye ihtiyaç duyuyorsa vermeni istiyorum.
Donne à ton frère ce dont il a besoin.
Sadece telefonlara cevap vermeni.
répondre au téléphone.
İyice düşünmeni ve şu soruya cevap vermeni...
Je veux que tu fasses une introspection et que tu te demandes...
Şimdi, babama bir şans vermeni istiyorum.
Maintenant je te demande de donner une chance à mon père.
Beni salıvermeni nasıl savunacaksın?
Comment tu vas expliquer ça?
Bu arada Katy ona bir yüzük vermeni söyledi.
En passant, Katy dit de lui acheter une bague.
Ama zamanımız azalıyor Sun, bu yüzden hemen karar vermeni istiyorum.
Mais il n'y a plus de temps à perdre, Sun. Alors il faut vous décider maintenant...
Eğer bunu yapacaksak bana söz vermeni istiyorum..
Je veux bien le faire mais à une condition :
Evet, boş masa olmadığını söylemelerinin tek nedeni yer bulmak için para vermeni sağlamaktır.
Ils prétendent être complets pour qu'on leur graisse la patte. C'est ça, l'arnaque.
Sence baban onu geri getirmek için hayatını vermeni ister miydi?
Vous pensez que votre père voudrait que vous renonciez à votre vie pour le ramener?
Bana söz vermeni istiyorum.
Mais tu dois me promettre une chose.
Bana güvenemeyeceğini düşünüyorsun. Bu düşünceye kulak vermeni anlayabiliyorum ama asıl bu işin gerçek sorumlularını suçlaman gerekiyor.
Tu me trouves indigne de ta confiance, et tu as raison, mais assure-toi de blâmer la bonne personne.
Güzel dememin sebebi, seni ilk gördüğüm andan beri bana poz vermeni istiyor olmamdı.
La raison pour laquelle je disais "bien" était parce que je veux que vous posiez pour moi depuis que mes yeux se sont posés sur vous.
Peki öyleyse neden bana poz vermeni isteyeyim?
Alors pourquoi voudrais-je que vous posiez pour moi?
Sakin olup doğru cevaplar vermeni istiyorum.
Je veux que vous vous détendiez. Dites-moi toute la vérité.
Hayranlar bazen biraz fazla abartıyorlar, sen seyahat ederken insanlar senin durup imza vermeni ve fotoğraf çektirmeni ve neşeli gözükmeni bekliyor.
Les fans en demandent trop parfois. On est fatigués par les voyages et ils veulent des autographes, faire des photos avec nous et qu'on ait l'air joyeux.
Ve senden buraya gelip bana bir zarf dolusu para vermeni mi istedi?
Il t'a priée de venir ici et de me donner une enveloppe remplie d'argent?
Julie, cevap vermeni beklediğimiz soru şu :
Voici la question qu'on vous pose, Julie.
Bana söz vermeni istiyorum. Eğer bu, bir şeyleri alma.. .. bir şeyleri yaratma isteklerin yeniden belirirse,
Tu dois me promettre que si ces pulsions de construire ou d'acheter des choses te reviennes, tu m'appelleras.
Bunu Zeynep'e vermeni istiyorum.
Baris, je veux que tu donnes cela à Zeynep.
Hesap vermeni istiyorum.
Je le veux.
O adamın yeniden hayatına girmesine izin vermeni istemiyorum.
- Je vais commencer. Je ne veux pas que ce type revienne dans ta vie, mais ce n'est pas à moi de décider.
" Benim için mücadele vermeni istiyordum.
" Je voulais que tu te battes pour moi.