English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ V ] / Visser

Visser tradutor Francês

94 parallel translation
Seni sıkıca vidalıyorum.
Je vais bien te visser.
Sanıklar Morant, Handcock ve Witton Visser ismindeki bir Boer mahkumu öldürmekle suçlanıyorlar.
Les accusés Morant, Handcock et Witton sont accusés du meurtre d'un prisonnier boer appelé Visser.
Boer esiri Visser'ın ölümü öncesi diye düzeltiyorum.
Le décès du prisonnier boer Visser.
- Adın nedir? Visser. Teunis Visser.
Teunis Visser.
Bay Botha, sizce esir Visser için adil bir yargılama yapıldı mı?
M. Botha, pensez-vous que le prisonnier Visser a été jugé de façon équitable? Objection!
Visser için yapılan yargılama bu mahkemedekine benziyor muydu?
Le procès de Visser ressemblait-il à cette cour martiale?
Ama şunu eklemek isterim ki, Visser'ın öldürülmesi konusunda "yargılama" ve "mahkeme" kelimelerini kullanırken bile cömert davrandım.
Mais j'ai fait preuve de générosité en utilisant les mots "procès" ou "cour martiale" pour qualifier le meurtre de Visser.
Esir Visser'i vurmaya gönüllü olmadınız mı?
Ne vous êtes-vous pas porté volontaire pour tuer Visser?
Yani hiçbir kanıtı Visser ile bağdaştıramadınız.
Vous n'avez aucune preuve que Visser y soit mêlé.
Visser için yaptığınız yargılamanın mahkemesi bunun gibi mi kurulmuştu?
Le procès de Visser ressemblait-il à celui-ci?
Yüzbaşı Taylor Visser davasına benzeyen başka herhangi bir olay biliyor musunuz?
Capitaine Taylor, avez-vous eu vent d'un incident similaire à celui du cas Visser?
Bak, bu ne hatırlattı. Bir ampulü takmak için kaç Polonyalı gerekir?
Tiens, au fait : combien il faut de Polacks pour visser une ampoule?
Baştan alıyorum. Neden bir ampulü 3 Polonyalı takar?
Pourquoi il faut 3 Polacks pour visser une ampoule?
Bize göz açtırmaz herhalde.
Elle sera capable de nous visser.
Bir yere vidalamayacak mısın?
Il n'y a rien à visser?
Kapaklarını kapatman gerekiyordu.
Tu dois visser les bouchons dessus.
Bir ampulü sıkıştırmak için kaç Minbari gerekir?
Combien de Minbaris faut-il pour visser une ampoule?
Bir ampulü sıkıştırmak için kaç Minbari gerekir?
Combien en faut-il pour visser une ampoule?
- Bak, sevişiyorlar.
Look, ils sont en train de visser.
Daima bir zeka sorusu vardır. Söyleyin, bir ampulu kaç hamamböceği takabilir?
Combien de cafards faut-il pour visser une ampoule?
Bir ampulü takmak için kaç avukat gerekir?
Comme, " Combien d'avocats faut-il pour visser une ampoule?
2, biri takmak, diğeri...
Deux. un pour la visser, et un autre pour "
Pekala, tamam.Bir lambayı döndürmek için kaç tane pis, kokuşmuş maymun gerekir 3 tane, birinci pis, kokuşmuş maymun lambayı çevirir
D'accord. Faut combien de singes pour visser une ampoule électrique? Trois!
Diğer iki kokuşmuş maymun da birbirlerine dışkılarını fırlatır
Un pour visser l'ampoule électrique, et deux pour se balancer des poissons à la figure.
- Mızıldanma yoksa bunu kafana çivilerim.
- Je vais vous la visser sur la tête.
Kabalık etmek istemem, ama ne kadar az bilirseniz, o kadar asz hata yaparsınız diye düşündüm.
Aucune offense, mais moins que vous les types avez su, moins que vous pourriez visser vers le haut.
Düşmesin diye neredeyse kafasına dikeceklerdi.
Il fallait presque lui visser dans la tête pour que ça tienne.
Bir ampulü takmak için kaç Napolili lazım?
Combien de Napolitains pour visser une ampoule?
"Ölüme ayarlamak." İşte bu çok hoş!
Visser à mort... Trés marrant!
Savunma Oberst Werner Visser'i çağırıyor.
La défense appelle à la barre Oberst Werner Visser.
Beş dakika sonra... Albay Visser ve Binbaşı Wirtz 22. barakaya girer... ve aylarca bulmaya çalıştıkları telsizi bir anda bulurlar... ve parçalarlar.
Cinq minutes plus tard, colonel Wisser et commandant Wirtz... entrent au baraquement 22 et détruisent une radio cachée... qu'ils essayaient de localiser depuis longtemps.
Kampın yarısı burayı terkedene kadar... Visser ve adamlarının dikkatini dağıtmalıydım demek.
Je dois amuser Visser et ses hommes pour que le camp s'évade.
- Evet, yuvanın içine sok.
- Oui, juste visser.
Çok sıkıcıdır.
Aussi chiant que de visser des boulons.
Bak hiç iyi bir dansçı değilim ama eğer istersen bu, bir elle ampul sıkıp bir elle köpek okşamaya benziyor.
Ecoutez... Je suis un danseur sans espoir, mais... bien, c'est un peu comme visser une ampoule avec une main, vous caressez le chien avec l'autre.
Bir ampul takmak için kaç üniversite mezunu gerekir?
Combien d'étudiants pour visser une ampoule?
Üstüne somun takıldığı müddetçe vidadır.
Bien, tant que vous pouvez y visser un écrou, c'est une vis.
Eğer sağa sıkıştır yerine, sola gevşet yaptıysan, hepimiz ölebiliriz.
Si tu as dévissé au lieu de visser, on peut mourir.
Şu işe bak. O kafa ile o vücut nasıl bir arada olabilir?
Qui a pu visser cette tête sur un corps pareil?
Biliyorum, buraya vidalamaya çalışıyorum.
Je sais, J'essaye de la visser ici.
Kemiklerinin kesileceğini, bir alet takılacağını, kemikleri ayırmak için bir vida çevrileceğini.
Il faut couper les os, mettre des appareils orthopédiques, visser pour séparer les os.
Bu bağrıştı değil mi?
Visser, non?
Bir ampulü saklamak için kaç hacı gerekir?
Combien de pèlerins pour visser une ampoule?
Sonra da tirbuşonla bıçaklanmış.
Et il se fait, euh... visser à mort.
Eğer kitaplığı duvara sabitlemeye zaman ayırırsan, olmaz.
Pas si on prend le temps de visser les étagères au mur.
Biraz ağır davran.
J'me suis fait visser.
Bitir yeter.
- Finissez de visser.
Git, milletin şikayetleriyle ilgilen ve işimize burnunu sokma.
Va visser ton cul à ton guichet. - Arrête de faire chier. - Je te ramène.
- Dr. Visser?
- Dr Visser?
"Bir ampulü değiştirmek için kaç Amerikalı gerekir?" 12.
Vous avez besoin de combien d'Américains pour visser une ampoule?
Ama gelecekte bu tornavidayı sadece vidaları vidalamak için kullanacağım.
À l'avenir, je n'utiliserai plus ce tournevis que pour visser des vis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]