English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ V ] / Vodka

Vodka tradutor Francês

2,494 parallel translation
Votka.
Vodka.
O kadar zaman kaybetmek için Ajan Nash'in 14 şişe vodka'ya eşdeğer... içki içmesi lazım.
Aussi longtemps? L'agent Nash aurait dû boire 14 bouteilles de vodka.
Hey buraya bir şişe votka gönderir misin?
- T'aurais pas une bouteille de vodka?
Lucas, benimle votka iç.
Lucas, buvons une vodka.
Tamam tatlım. İçki içkidir. İçki dediğin mesela viski, votka ve tabii ki sert olanlardır.
La bibine, c'est le whisky, la vodka et les spiritueux.
- 50 ml votka.
Vodka. 50 grammes.
Yoksa votka mı tercih edersin?
- Ou tu préfères une vodka?
İki ölçü votka, bir ölçü domates suyu. İçinde de boş bir kovan.
Deux coups de vodka, un de jus de tomate et une douille vide au fond.
Bana bir votka versene. Duble olsun.
Passe-moi une double vodka.
Alice seninle ne yapabilirdi bakalım. Sadece sor ona, bol bol votka pompala ve ne yapabileceğini söylene kadar kıçını öp.
Tu l'invites, tu la saoules à la Vodka et tu te la mets dans la poche.
- Şu çocuğa bir Beyaz Rus verin.
- Donnez une vodka à ce mec.
Miron, Tanya'ya olan sevgisini anlatarak devam etti...... onun tutkusunu bütün şehir biliyordu bir otelde gizlendiklerini, onu votkayla yıkadığını.
Miron me racontait combien il aimait sa Tanioucha, mais c'était bien inutile. Toute la ville connaissait leur passion, leurs visites secrètes à l'hôtel, comment il la lavait à la vodka.
Bana bir buzlu votka.
- Oui, une vodka sur glace.
Ne zamandan beri votka içiyorsun sen?
Depuis quand tu bois de la vodka?
Votka mı?
De la vodka?
İçeceğin içine votka koyan ben değilim ama kesinlikle şikayetçi değilim.
Ce n'est pas moi qui ai mis de la vodka dans le punch, mais je ne vais sûrement pas m'en plaindre.
Geceden beri vişneli vodka martini içiriyorum.
Je l'ai nourri toute la nuit avec de la Vodka Martini Cerise.
Yani porsuğun bir sürü vodka içtiğini biliyorduk.
Nous savions que le blaireau a eu beaucoup de vodka.
Votka toniğini iç, televizyon izle.
Prends une Vodka Tonic, regarde la télé.
Ben 11 yaşımdayken, babamın toplantılarından önce gizlice votka aşırır ve portakal suyuna karıştırırdım.
Quand j'avais 11 ans, avant les grandes réunions de mon père, je mettais de la vodka dans son jus d'orange.
Adını "votka" koyalım.
Appelons-la plutôt "Vodka."
O olmasaydı çocuğumuz olmazdı.
Ne dénigre pas la vodka.
Votkam var.
Je peux te donner une vodka.
Votka ile Jack Daniels'ı hiç karıştırmamalıydım.
J'aurais jamais dû mélanger la vodka et le Jack Daniel s.
Lütfen bir şişe votka ve kafan büyüklüğünde martini kadehi aldığını söyle.
Dis-moi que c'est un tonneau de vodka et un verre à martini énorme.
Vodkayı çamaşır suyu şişesinde tutuyorum.
La vodka est dans la bouteille de javel.
Geçen hafta on yıl sonra ilk defa votka içti.
La semaine dernière pour la première fois en dix ans, il a bu de la vodka.
Dolapta bir şişe votka var.
Il y a de la vodka, au congélateur.
Sen de ister misin?
- Une vodka soda.
Her neyse... yaşlı Stanislav görev başındaydı, bayat ekmeğini yiyip votkasını içiyordu ya da her ne yapıyorsa.
Donc... ce vieux Stanislav était en poste, mangeant son pain rassis, buvant sa vodka, tout ce qu'ils faisaient.
Ben bir Armagnac alayım. Hanımefendi üç zeytinli bir martini alacak.
Un armagnac et une vodka-martini avec trois olives pour la dame.
Saldırganın onu köşeye sıkıştırdığını anlayınca, ondan sıyrılıp yanı başındaki votka şişesine uzanmış.
"Se voyant acculée, " elle a saisi une bouteille de vodka
Votka tonik.
Vodka tonic!
Votka, dostum.
C'est de la vodka.
Bence bu konuşmayı votkayla güçlendirmeliyiz.
Qu'une vodka égayera ça.
Red Bull vodka yapmak istiyorum.
Je veux un Red Bull-vodka.
Üstünde konyak olduğu yazan fakat muhtemelen likör ya da votka içeren bir içkim var. Komşum, kocası içip kör olunca bana vermişti.
J'ai une bouteille de cognac probablement remplie de solvant et une vodka qui a rendu aveugle le mari de ma voisine.
Arkadaşlarıma en iyi votkandan!
Votre meilleure vodka pour mes amis!
Benim için bir teklik votka at!
Une vodka pour moi!
O kadar ucuz ki votka diyemiyorlar bile.
Ils peuvent même pas appeler ça de la vodka.
- Ee, dün gece, bara gittim, ve bir vodka sipariş ettim...
- Eh bien, la nuit dernière, Je suis allé à un bar, et j'ai commandé un verre de vodka...
- Vodka?
- Vodka?
- Vodka.
- Vodka.
- Ama sen vodka içmezsin ki.
- Mais tu n'as jamais bu de vodka.
Şarap ve votkayı karıştırmama kampanyasının yüzü.
Voilà ce qui arrive quand on mélange du vin et de la vodka.
İyi bir sigara ve votkadan sonra...
Après un bon cigare et un verre de vodka...
- Vodka seversiniz, değil mi?
- Vous aimez la vodka, hein?
Buzlu votka.
Vodka glaçons.
Teşekkür ederim. Buzlu votka.
Vodka, avec glaçons.
- Hayır teşekkürler.
De la glace avec la vodka?
- O sıktığın şey votkaydı!
C'est de la vodka!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]