Vogler tradutor Francês
162 parallel translation
Vogler'in Manyetik Sağlık Tiyatrosu Tubal'siz ne yapar?
Que ferait la troupe de Vogler, le magnétiseur, sans Tubal?
"Vogler'in Manyetik Sağlık Tiyatrosu"
THÉÂTRE DE VOGLER, SOINS MAGNÉTIQUES
Ben hapse atılmıştım, Vogler para cezası almıştı. Aunt meydanda kırbaçlandı.
J'ai été arrêté, Vogler a eu une amende et tu as été flagellée en place publique!
İlk olarak, şirket müdürü ve direktörü, Albert Emanuel Vogler.
Tout d'abord, le chef et directeur de notre troupe, Albert Emmanuel Vogler.
Bay Vogler, hayvan manyetiği bilimini ustaca geliştirip mükemmelleştirmiştir.
Très réputé en Europe, Monsieur Vogler a, non sans génie, développé et perfectionné la science du magnétisme animal.
Bay Vogler'i tanımak büyük mutluluk.
Ravi de faire la connaissance de M. Vogler.
Baylar bu, Bay Vogel'in genç vasisi ve en başta gelen öğrencisi Bay Arman.
Cette personne est le pupille et le meilleur élève du M. Vogler, Monsieur Aman.
Bu muhterem yaşlı bayan, Bay Vogler'in büyükannesi.
Cette vénérable vieille dame est la grand-mère de M. Vogler.
Alçakgönüllülüğüm fark etti ki... yaşamın görevi, büyük ruhani isim A.E. Vogler'e hizmet etmektir.
Mon humilité a trouvé un sens au service du grand esprit qui porte le nom d'Albert Emmanuel Vogler.
Dr. Vogler bir süre oturup genel meseleler üzerine bizimle tartışır mı?
M. Vogler veut-il prendre la peine de s'asseoir afin de discuter des questions afférentes à cette entreprise?
Dr. Vogler, şehirde önemli derecede sansasyonel etki yaratacak. bir gösteri yapacağınızı duyurdunuz.
Dr Vogler, vous avez annoncé votre spectacle dans la gazette de la ville, en promettant toutes sortes de sensations.
- Komiserim bu gösterişli formüller Dr. Vogler tarafından yapılmadı.
Monsieur le Préfet, ces formules ostentatoires n'ont pas été écrites de la main du Dr Vogler.
Bay Vogler, konuşma yetisinden mahrumdur.
M. Vogler est privé du don de la parole.
- Bay Vogler hastalıkları tedavi mi ediyor?
Guérissez-vous les maladies?
Bay Vogler yakın bir zamanda Danimarka'yı turlarken başka bir ad kullanıyordu.
Récemment, M. Vogler, sous un autre nom, a fait une tournée au Danemark.
Bay Vogler'in çalışmalarında gözle görülür uyuşmazlıklar var.
On observe une étrange dualité dans les activités de M. Vogler.
- Mesmer'in şüpheli yöntemlerine göre ilaç denemesi yapan bir idealist Dr. Vogel var. Diğer taraftan ev yapımı formüller, tüm bu hokus-pokus numaraları sihirbaz Vogel üzerinde tatsız bir kanı oluşturuyor.
IL y a d'une part le Dr Vogler qui exerce la médecine en appliquant les méthodes discutables de Mesmer, et il y a Vogler, l'illusionniste aux activités plus douteuses, qui fait des tours de passe-passe avec des formules de son invention.
Eğer doğru anladıysam, Vogel'in çalışmaları vicdansızca bu iki uç arasında gidip geliyor.
Si je comprends bien, les activités de Vogler se situent sans scrupules entre ces deux... extrêmes.
Bay Vogler, özür dilemeliyim.
M. Vogler, je regrette.
Neden kudurmuş gibi bakıyorsunuz Bay Vogler?
Pourquoi avez-vous l'air si furieux?
Kusura bakmayın Bay Vogler.
Désolé, M. Vogler.
- Dr. Vogel harika biridir.
Le Dr Vogler est un grand homme.
Evet Bay Vogler? Evet ya da hayır?
M. Vogler, oui ou non?
Beni ilgilendiren tek bir şey var : Sizin fizyolojiniz, Bay Vogler.
Une seule chose m'intéresse, votre physiologie, M. Vogler.
Başaramadınız Bay Vogler, ama fiyaskonuzla gurur duymalısınız. - Zararsız birisiniz. - Neden yalan söylüyorsunuz?
Vous avez échoué, mais vous devriez vous en réjouir.
- Bay Vogler yarın sabah Bay Egerman'ın çalışma odasında özel bir gösteri yapacak.
Monsieur Vogler fera une démonstration en privé demain matin dans le salon de M. Egerman.
Kusura bakmayın. Bay Vogler ve çalışanları mutfakta yiyecekler.
Désolé, M. Vogler et ses amis seront servis à la cuisine.
- Komiser Bay Vogler ve çalışanlarının evin konuğu olmasını istiyor.
Le préfet souhaite que M. Vogler et sa suite soient reçus chez lui.
- Vogler'in manyetik şirketine.
A la troupe magnétique du Dr Vogler!
Bay Vogler bir şey isteyebilir.
M. Vogler peut avoir besoin de quelque chose.
Bay Aman ve Vogler'in odası da aydınlık.
La chambre de M. Aman et de M. Vogler est éclairée.
Vogler gibi birinin suratını görünce deli olursun.
On devient enragé quand on voit le visage de quelqu'un comme Vogler.
Vogler'in suratı...
Le visage de Vogler...
Vogler'deki gibi bir surat yaşlı kadındaki...
Celui de Vogler, celui de la vieille et celui d'Aman.
Neden siyah giyindiğimi merak ediyorsunuzdur Bay Vogler?
Vous vous demandez pourquoi je suis en noir?
Bay Vogler. Şu insanları affedin. Sizi küçük düşürdüler.
M. Vogler, vous devez leur pardonner.
Bay Vogler'in yeteneklerine büyük saygım var.
Je respecte beaucoup le talent du Dr Vogler.
Maskelerin düşebileceğini umabilir miyiz ya da yoksa Dr. Vogler'in Sihirsel Tiyatrosu kaynaklarını mı tüketti?
Une dernière question : D'autres masques vont-ils tomber? Ou le Théâtre Magique du Dr Vogler a épuisé ses ressources?
Size daha inanılmaz bir şey sunacağız. Alkışlarınızı kazanacak bir numara. Bay Vogler ve asistanının eşsiz gücü dünya düzeninin esrarını alt üst etmek için daha fazla kanıt ortaya koyacak.
Nous allons maintenant vous montrer un numéro exceptionnel où les pouvoirs de M. Vogler et de son assistant confirment l'insondable confusion qui règne dans le monde.
Antonsson iri yarı bir adam, ama fiziksel gücü Bay Vogler'in ruhani gücü yanında bir hiçtir.
Messieurs dames, Antonsson est costaud, mais sa puissance physique n'est rien à côté du pouvoir spirituel de M. Vogler.
Diğer türlü söylemek gerekirse, kapsamlı ve özel düzenlemeler Bay Vogler üzerinde bir inceleme talebi oluşturacaktır.
Le cas échéant, l'affaire sera de nouveau examinée et nous ferons tout ce qui s'avérera nécessaire pour évaluer les dédommagements.
Resmi kuruluşlardaki otopsi sonuçlarına dayanarak ben ve Tıbbi Meclis üyesi Vergérus kararları doğrultusunda....... adı geçen Emanuel Vogler, gereği gibi incelenecek.
D'après la loi qui régit les autopsies dans les instituts officiels, ledit Emmanuel Vogler sera dûment examiné suite à la décision du conseiller médical et de moi-même.
Bay Vogler'i otopsinin olacağı tavan arasına taşımanın vakti geldi.
Il est temps de transporter M. Vogler au grenier où aura lieu l'autopsie.
Bayan Vogler bu durumdan dolayı rahatsızlandıysa ona... nüfuzumun olduğu mükemmel bir ev önerebilirim.
Si madame Vogler rencontre des difficultés, je peux lui recommander une excellente maison
Tabutu tavan arasına kaldırdık. Tıbbi Meclis üyesi ile Komiser geldi ve Vogler'in cesedini büyük masaya yatırıp soymaya başladılar.
On a transporté le cercueil au grenier et le conseiller médical est venu avec monsieur le Préfet.
Bana bakın Bay Vogler.
Regardez-moi, M. Vogler.
- Şu Vogler...
Ce Vogler...
- Neden zamanında durmuyorsunuz Bayan Vogler?
Pourquoi ne pas arrêter à temps?
Emanuel Vogler.
Vogler.
Vogler'e ne olacak?
Qu'arrivera-t-il à M. Vogler?
- Tam olarak ne yapıyorlar?
Ils ont hissé le corps de Vogler sur une grande table et l'ont déshabillé. Que font-ils?