English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ V ] / Vois

Vois tradutor Francês

117,613 parallel translation
Hiç sihir görmüyorum.
Je ne vois aucune magie.
Siz Montgomery Burns müsünüz, adam yerine konmayan milyarder?
Êtes-vois Montgomery Burns, le milliardaire méprisé?
Anlıyorum.
Je vois.
Tamam tamam, anladım.
Ok, je vois.
97 yaşındaki bir adamı, emekli olmakla nasıl suçlarsın anlayamıyorum.
Je ne vois pas comment reprocher à un homme de 97 ans de prendre sa retraite. - Je pensais que nous étions du même age.
Bununla alâkâlı bir kanıt göremiyorum. Öyle mi?
Je ne vois aucune preuve de cela.
MKCD Ganymede devriyesinde herhangi bir değişiklik göremiyorum ve şu ana kadar herhangi bir ilgi çektik gibi görünmüyor.
Je ne vois aucun changement des patrouilles Martiennes sur Ganymède, et il semble que nous n'avons pas encore attiré l'attention jusque-là.
Bu defa tüm kargoya ve gemiye el koyuyoruz.
Tu vois, cette fois on prend toute la cargaison et le vaisseau.
- Ondaki garipliği görüyor musun?
- Vois-tu ce qui cloche?
Neyin garip olduğunu görebiliyor musun?
Vois-tu ce qui cloche?
O kesinlikle benim yüzümdü. Yüzümü sürekli görüyorum.
C'était mon visage, je le vois tout le temps.
Şimdi oldu.
Je vois.
Gördüğüm kadarıyla herhangi bir müdahale olmamış.
Pas d'interférence ici, à ce que je vois. Le coffre est sécurisé.
- Şimdi anladım.
Oh, je vois.
Tüm alanı hallettim, Daleklerin hepsi karantinada... -... tabii o hariç.
Je vois une zone où tous les Daleks sont mis en quarantaine... excepté celui-là.
Senin gözlerinden görüyorum.
Je vois ce que tu vois.
Bunu pek mümkün görmüyorum.
Je ne vois pas comment.
Evet görüyorum.
Je vois.
Ve tekrar benden başka bir tane daha görürsem,
Et si jamais je vois un autre moi,
Bunu her gün göremezsin.
Tu ne vois pas ça tous les jours.
Ama ben yokken etrafta birşey görürsen, mesela... eğer Nick annene zarar vermek üzere olursa.
Mais si jamais tu vois quelque chose quand je ne suis pas là, comme... par exemple, si... si Nick faisait du mal à maman.
Ne görüyorsan, elde olan o.
Ce que tu vois est ce que tu as.
Bu parkta çamur göremiyorum.
Je ne vois pas de terre dans ce parc.
Herhangi bir gürek izi görüyor musun?
Tu vois des traces de pioche ou de pelle?
Ama delikten bizim cesed doğru yayılmış çamur görüyorum.
Mais je vois de la terre provenant du trou éparpillée en direction de notre autre corps.
Ama görüyorum onu, ve... o büyük,
Mais je le vois, et... c'est gros,
- Bak, bunu Ada Hala'nın öcünü almak gibi düşün.
- Écoute, vois ça comme une revanche pour Tante Ada.
Gördüğüm kadarıyla, Beverly, iki seçeneğin var.
Je le vois comme ça, Beverly, vous avez deux choix.
Bu yüzden evinin yanındayım, Ve arka bahçede ona bakıyorum. Ve ben onu kendi çitinde işerken görüyorum.
Alors je suis à côté de sa maison, et je le regarde dans son jardin, et je le vois uriner sur sa propre clôture.
Bunu on yap, çünkü biliyorsun,
Disons dix, car tu vois,
Neden bahsettiğinizi bilmiyorum.
Je ne vois pas de quoi vous parlez.
Görüyorsun sen ve Diana çok eğleniyordu.
Diana et vous vous êtes bien amusés, à ce que je vois.
Yarın görürsünüz.
Je te vois demain.
- Seninle orada buluşuruz.
- Je te vois là-bas.
Ama Eve'i bir tür insan olarak görmüyorum Çok zaman harcadık, biliyorsun... aynalama.
Mais d'après moi, Eve n'est pas du genre à passer son temps, tu vois... à s'admirer.
Irmakta attığımız şu Black Claw cesetlerini biliyor musun?
Tu vois les corps de la Griffe Noire qu'on a jeté dans la rivière?
Vay canına! Hayır, bir şey görüyorum.
Non, je vois quelque chose.
Sabahları duşmanları ağlaçlarına altına uzattığımı görünce mutluyum
"Le matin, soulagé, je vois mon ennemi étendu sous l'arbre."
Civcivler kamuflaj yapıyor, tamam mı?
Les filles adorent le camouflage, tu vois?
Benden başka bir şey görüyor musun? - Hayır sen?
Tu vois autre chose que moi?
Evet göremiyorum.
Je ne vois pas de fenêtre.
Sadece Kinoshimobe'yı nasıl suçlayabilirsin anlamıyorum Yaşam alanını korumak için.
Je ne vois pas comment tu peux accuser le Kinoshimobe de protéger son habitat.
Tamam, iyi, izlerimize bakar mısın?
D'accord, est-ce que tu vois nos traces?
Evet, onları görüyorum.
Oui, je les vois.
Tamam, restoran ile Maddie'nin arabası arasındaki bölgede kamera kayıtlarının olup olmadığını kontrol edin
Vois s'il y a des caméras qui couvrent la route que Maddie a pris entre le restaurant et sa voiture.
Burada ceset görmüyorum.
Je ne vois aucun mort par ici.
Görünüşe göre elektrik çarpması var, ancak herhangi bir elektrik hattı göremiyorum.
Apparemment électrocuté, mais je ne vois aucune ligne électrique.
Zerstoerer'ı görürseniz hiçbir şey yapma.
Si tu vois Zertoerer, ne fais rien.
Sahil bugün rüzgarlı mıydı?
Je vois qu'il y avait du vent, sur la plage, aujourd'hui?
Babamın seni bırakmayı neden istemediğini anlıyorum.
Je vois pourquoi père répugnait à se séparer de toi.
Hiçbir şey görmüyorum
Je ne vois rien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]