English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ V ] / Volante

Volante tradutor Francês

438 parallel translation
Bütün hayatım boyunca, dağ tepe aştım... nehirlerden geçtim, bin türlü engelle karşılaştım... ama günün birinde o uçan güzel şeyin... toprağa ineceğini, onu kucaklayabileceğimi hayal etmemiştim.
Ainsi a été ma vie, j'ai couru par monts et par vaux, remonté les rivières, abattu des obstacles, n'imaginant pas un seul instant qu'un jour, cette beauté volante pourrait venir sur terre et dans mes bras.
- Yeni uçan daktilolardan. Henüz mükemmel değiller.
C'est un nouveau modèle de machine volante.
Senin durumun umutsuz vaka.
Vous avez autant besoin d'aide qu'une forteresse volante!
Geçen bana yepyeni esnek bir kızak verdi.
Il m'a apporté une luge volante l'année dernière.
Çevik kuvvet bir firari ya da bir dolandırıcılık hakkında tüyo alabilir.
A la volante, votre indic vous rencarde sur un tricard, sur un interdit de séjour...
- Bir uçan daire bulduk!
- Une soucoupe volante!
Buzun altında bir uçan daire bulduk. Çıkarmaya çalışıyoruz.
Dites à Tex que nous avons trouvé une soucoupe volante.
Hava kuvvetleri rapor edilen uçan daireye dair çalışmayı kanıt olmamasından ötürü durdurdu. "
L'Air Force a cessé toute recherche de soucoupe volante... étant donné l'absence de preuves. "
Bir uçan daire dünyaya indi ve pilotu yok edildi.
Une soucoupe volante et son pilote ont été détruits.
- Bu bir uçan makine mı?
- Est-ce une machine volante?
Bombayı, Uçan Kanat taşıyacak.
L'Aile volante va la transporter.
Kule, ben, Uçan Kanat, kalkışa hazırım.
Tour de contrôle, ici Aile volante, parée à décoller.
Uçan Kanat, burası kule.
Aile volante, ici la tour.
Evet?
Viens Joséphine Dans ma machine volante Qui monte et qui monte dans les airs Oui?
Russ. Daire miydi?
Russ, c'était une soucoupe volante?
Uçan daire mi?
Une soucoupe volante?
Tabii. Kesinlikle uçan daire değildi.
Ce n'était pas une soucoupe volante.
General, biz bugün garip bir şey gördük. Uçan daireye benzer bir şey gördük.
Nous venons de voir une chose étrange... qui ressemblait á une soucoupe volante.
- Uçan daireye mi benziyor Evans?
- Une soucoupe volante? - On dirait.
Ölmemiz durumunda bu rapor ve bu banttaki uçan daire ses kayıtları elimizdeki tüm verileri oluşturmaktadır.
Si nous mourons... ce rapport ainsi que l'enregistrement de la soucoupe volante... constitueront les seules données de l'événement.
Sadece içi boş çelik bir top, ama bizim için bir uçan daire.
Cette balle d'acier creuse représente une soucoupe volante.
Atlantik üstünde bu yöne hızla gelen bir uçan daire.
Soucoupe volante s'approche rapidement.
- Bir uçan daire gördüm.
- J'ai vu une saucière volante.
O uçan dairenin bu işin içinde olduğunu düşünüyorum.
Je suppose que cette saucière volante ou quoi que ce fût est pour quelque chose la-dedans?
Eğer uçan daire görürsen onlara bizim evden uzak durmalarını söyler misin?
Et si tu revois une saucière volante, va bourdonner un petit coup avec elle et inventez des figures...
- Uçan daireden çıkmışlar!
- D'une soucoupe volante!
Bir grup uzaylı Central Park'a iniş yaptı.
Des hommes ont débarqué d'une soucoupe volante...
Elli altmış uzaylı- -
Une soucoupe volante?
Uçan daireyle, Central Park'ta 300 kişi!
Une soucoupe volante... 300 hommes...
Adamın uçan yatak odasının dışında Beasley'den farkı yok.
Ce type n'est qu'un Beasley avec une chambre volante!
Uçan karavanı olan biri için her şey mümkün değil midir?
Marco, c'est impossible! MARCO POLO : Pour un homme qui possède une caravane volante, tout est possible.
Herhalde uçan daire nehrin diğer yakasının üst tarafında, Sloane Meydanı'nın oralarda gözden kayboldu.
Vous savez Docteur, je pense que cette soucoupe volante a disparu... quelque part de l'autre côté de la rivière. Dans la direction de Sloan Square. Quelque part par là, de toute façon.
Uçan daireyi boş ver.
Oui, à présent ne nous occupons plus de cette soucoupe volante, mon garçon.
Kadını havada uçuramıyor musun?
La femme volante, c'est pas possible?
Uzaylılar kaçırdı sandım.
T'as disparu dans la nuit comme une soucoupe volante. J'ai cru que tu t'étais fait enlever.
Demek bizim uçan karavan bu!
KHAN : Voici donc notre caravane volante!
Onlara uçan karavanlarını geri vermek zorundaydım.
Je devais leur rendre leur caravane volante.
Uçan bir karavan...
Une caravane volante...
Ona "uçan bomba" demek daha iyi olmaz mı sizce?
"Bombe volante" convient mieux, Vous ne trouvez pas?
Yani bu bombanın gerçekten havalandığını mı söylüyorsunuz?
Volante? Vous voulez dire que cet engin a effectivement décollé?
Evet, bir grup pilot topladım. Uçan bombayı test etmeye hazırlar.
Oui, j'ai rassemblé un groupe de pilotes et ils sont prêts à tester la bombe volante.
Uçan bombaya kokpit ekleteceğim.
Je vais demander d'installer un cockpit sur la bombe volante.
Bahsettiğim o hata olmasaydı uçan bombanın üretimine hemen başlayabilirdik.
En dehors du problème que j'ai mentionné, on pourrait commencer la production la bombe volante immédiatement.
Bir tür uçan bomba için olduklarını düşünüyoruz.
C'est sûrement pour une sorte de bombe volante.
Başka bir uçan makina sipariş edin.
Une autre machine volante!
Dünyadaki en iyi uçan makineyi satın alacağım.
J'achèterai la meilleure machine volante.
Biliyorum efendim. Sizinkinden daha iyi bir uçan makinesi var.
Il a une meilleure machine volante que la vôtre.
Merhaba- - Karşınızda Bay Reid.
Où se trouve... Viens Joséphine Dans ma machine volante Qui monte et qui monte dans les airs
- Artık uçan reklâm yapmayı bırakmayı düşünüyor musun?
Fini, la "réclame volante"?
Her halde uçan makinamı satarım.
Vendre ma machine volante.
Uçan bir makina sanırım.
Une machine volante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]