Volée tradutor Francês
3,112 parallel translation
Belki de arabam çalınmayacaktı ve bu zavallı kız...
Ma voiture n'aurait pas été volée, et cette pauvre fille n'aurait pas...
Bu dağa seninle tırmanmaya razıyım ama zirveye çıkabilmek için Gail Myers'ın arabasının çalınmadığını, Gracey Ann Gates öldürüldüğünde direksiyonda onun olduğunu kanıtlamalısın ve onu trafikte kazara adam öldürmekten tutuklamaya çalışacak..... çalışacak kadar deliysen- -
Je suis prêt à t'épauler, mais pour gagner l'affaire, tu devras prouver que sa voiture n'a pas été volée, qu'elle était au volant quand Gracey Ann Gates a été tuée. Si tu es assez folle pour l'inculper d'homicide involontaire...
- Araba mı çaldık şimdi?
- On l'a volée. Tu veux rire?
Araba falan çalmadık, Cam.
On ne l'a pas volée, Cam.
Niye arabayı çalmış olalım ki?
En quoi c'est une voiture volée?
Başarısızlığın sonuçlarıyla ya da inceden inceye düşünmeden harekata dahil olan birisinin hayatını kurtarmaya çalışmanın yarattığı riskle yüzleşmek an meselesidir.
Vous devrez subir les conséquences de l'échec ou risquer de sauver l'opération à la volée.
Neden üzerine daha fazla binmeden çalmış olduğun kredi kartımı bana getirmiyorsun?
Pourquoi tu viendrais pas me rendre ma carte volée?
Bunun çalıntı olmadığını mı düşünüyorsun?
Elle aurait pas été volée?
Sonra cesedi çaldığınız arabalardan birinin bagajına sakladınız.
Vous avez caché le corps dans le coffre d'une voiture volée.
Onu, kanıt odasından çaldığı uyuşturucuyu satarken yakaladık.
On l'a attrapé en possession de drogue, volée dans les preuves.
Odamız soyuldu.
- Notre chambre a été volée.
Neal dün gece 7 saat kadar Mark'la takıldı sonra benim eve geldi ve elinde bir sokak levhası vardı.
Neal a traîné avec Mark toute la soirée, s'est pointé à mon appart, avec une odeur de fille en portant une plaque de rue volée.
Earl ayrıca "Shaft *" ın jenerik müziğinin 1975'de postaladığı bir teyp kasetinden çalındığını iddia ediyor.
Earl pense aussi que la musique de Shaft lui a été volée d'une cassette qu'il avait envoyée en 1975.
Arabam bu sabah çalındı!
Ça sert à rien. On me l'a volée.
Üç hafta önce Virginia'dan çalındığı bildirilmiş.
Déclarée volée en Virginie il y a 2 semaines.
Soyulmuş hissediyorum.
Je me sens volée.
Eğeyi korktuğun için getirmiştin, ama... o turta... O iyilik içindi.
La lime, tu l'as volée parce que t'avais peur, mais cette tourte... c'était par bonté.
Neden masum rolü yapıyorsun, seni kötü çocuk!
J'arrive pas à croire que tu m'aies volée mes chaussures.
Park Se Hyuk'un kaçmasına izin vermeyin.
Park Se Hyuk s'approche des quartiers généraux de la police de Séoul à bord d'une voiture volée.
Araba çalıntı zaten.
C'est une voiture volée.
Soyguna çalıntı arabayla mı geldin?
Tu as pris une voiture volée pour faire un vol?
Konuyla ilgili başka bir detay bulunmuyor ancak rehin dükkânı sahibi Gabriel'in soygunu tek başına yaptığını çaldığı şeylerin ise geri konduğunu belirtti.
Certains détails sont encore flous mais le commerçant a révélé que Gabriel avait agit seul. Et qu'aucune somme d'argent n'avait été volée.
Niye araba çaldın?
- Pourquoi tu l'as volée?
Arabayı ben çaldım.
C'est moi qui l'ai volée!
Bir tek, bir duble atış yapmıştı,... ve Giants'ı saha içinde uzun bir koşuya çıkarmıştı.
Après un simple et un double, il a offert aux Giants leur premier point avec une volée au centre.
Amerikalıların zorda olduğunu belirten bir şeyler duyacak olursan kızlara söyle, dans zamanın geldiğini bilerek harekete geçsinler.
Dès que vous entendez des Américains recevoir une volée, vous faites signe aux petites poules d'intervenir.
Elimdeydi ama Toni çaldı.
Elle me l'a volée.
Mücevherleri burada bırakmış, çalınmasından korkuyormuş.
Mais elle a laissé ses diamants chez eux, de peur d'être volée.
Çalıntı bir arabadayız ve silah taşıdığını farz ediyorum.
On est dans une voiture volée, j'imagine que t'es armé.
Kapının önündeki çalıntı arabanın ön koltuğunda.
Dehors, dans une voiture volée.
Siyahi bir adam güzel bir arabaya biniyorsa illa çalmış olması gerekmez.
Ce n'est pas parce qu'un homme noir conduit une belle voiture, que ça veut dire qu'elle est volée.
Bunu çaldım. Ama siyah olduğum için değil.
Oui, je l'ai volée, mais pas parce que je suis noir!
Kesin zenci gecenin bir vakti gelmiş ve onu çalmıştır.
Oh, bien, un nègre est arrivé au milieu de la nuit et l'a volée.
Panama'da çalınmış.
Elle a été volée au Panama.
Seni soymaya çalışan birileri olduğunu ve buna engel olmaya çalışacağını söyledi.
Il a dit que tu risquais d'être volée.
- Çalmış işte.
Volée, oui.
Şu çalıntı motor için geldik.
On est venus pour la moto volée.
Paramızı çalanların Cheech ve Chong olduğunu sana ispatlamak istiyordum sadece.
Je voulais simplement te prouver que c'était ces idiots de Cheech et Chong qui t'avaient volée.
Sarışın kaptı onu.
Blondinette l'a volée.
Kay ve kızlar bir zamanlar birlikte şarkı söylerlerdi.
Leur cousine qui a été volée à sa famille.
Çok komik, Suç mahallerinden birinde benden çaldığın kredi kartını bulduklarını biliyor muydun?
C'est bizarre, sur une des scènes du crime, ils ont trouvé la carte de crédit que vous m'aviez volée.
- Tamam, görünüşe göre bu araba çalıntı olarak bildirilmiş.
Bien, il semble que cette voiture ait été déclarée volée.
- Yani bu araba çalınmamış.
Donc elle n'est pas volée. Bien.
Bulamıyor. Çalındığını düşünüyor herhalde.
Elle la trouve pas, elle pense qu'on l'a volée.
Ama ne var ki, bir saat önce arabam çalındı ve açıkçası yardımınız gerekli.
Mais je suis ici depuis plus d'une heure, ma voiture a été volée et j'ai juste besoin d'aide.
Oğlunuzun aracının kayıp olduğunu duydum ve belki yardımım dokunur dedim.
J'ai appris que sa voiture avait été volée, j'ai pensé que je pouvais l'aider.
Bak Theo, inşallah çok kızmazsın ama sanırım Hawk çalınmış.
Je ne veux pas que tu en fasses une montagne, mais il semble que la Hawk ait été volée.
Dedektif Blades ile çalındığını ihbar ettiğiniz arabanızı ararken birlikte zaman geçirmişsiniz?
Vous avez passé du temps avec l'inspecteur Blades à chercher votre voiture, que vous avez signalé volée?
Eğer birine bizden bahsedersen, seni eşek sudan gelene kadar döveriz!
Si tu parles, on te donnera une volée.
Çalmak mı?
Je l'aurais volée?
- İnternetten çaldım.
- Je l'ai volée sur Internet.