Votan tradutor Francês
180 parallel translation
Dünya Cumhuriyeti Votan teknolojisi için büyük Jaja ödüyor.
La République de la Terre paie un max pour la technologie Votan.
Kale etraflarında yanarken insan ve Votan orduları askerleri silahlarını indirdiler.
Comme le fort brûlait tout autour d'eux, les soldats humains et votans ont décidé de déposer les armes.
Sağ böbreğinden bir yara almış muhtemelen bir bıçak. Fakat onu öldüren şey bir votan silahı.
Il a eu une perforation du rein droit, sans doute d'un couteau, mais ce qui l'a tué était une arme Votan.
Bu silahı kullanan tek bir Votan ırkı var ve o da Indogene ırkı değil. Haksız mıyım Ben?
Il n'y a qu'une seule race Votan qui les utilise, et ce n'est pas Indogene, pas vrai Ben?
Harika bir yerde yaşıyoruz. İnsan ve Votan ırklarının eşit haklarda yaşadığı bir yer.
On vit dans un endroit génial, une ville où les humains et les Votans vivent ensemble et égaux.
- Peşinde olduğumuz bu Votan...
Celui qui a tué mon fils?
İnsanlar Votan gemisinde ne arıyor?
Mais qu'est-ce que des humains font sur un vaisseau Votan?
Dünyanın toparlanmasına yardım edecek, enkazı temizleyecek Votan ve insanların aynı anda yaşamasının bir çaresini bulacaktık.
On aiderait à redresser le monde, à balayer les décombres, et a trouver un moyen pour nous tous, Votans et Humains, de coexister.
Binbaşı Gordon McClintock Votan Kolektifi'ne karşı kullanabileceğimiz bir silah olabilir.
Le commandant Gordon McClintock, c'est une bombe que l'on peut lancer au nez du Collectif de Votanis.
Votan gemileri dünya yörüngesine ilk girdiğinde bir suikastçı programı vardı.
Quand l'Arc Votan est entré en orbite autour de la Terre, il y avait un programme rebelle.
Votan kısmı ölüydü.
Son côté Votan en lui était mort.
Siz iki Votan aranızda çok gevezelik ediyordunuz.
Tes deux Votans ont été assez bavards.
Buraya değil, Votan başkentine aitsiniz.
Eh bien, votre place est à la capitale Voltane, pas ici.
Dünya Cumhuriyeti'nden kaçmamın tek sebebi Votan Birliği'nden daha iyi bir mali paket alabileyim diye.
La seule raison pour laquelle j'ai évité la République Terrienne c'est que je peux obtenir de meilleurs avantages financiers du Collectif de Votanis.
Bütün Votan ırkları temsil ediliyor.
Toute la race Voltan représentée.
Votan nehir samuru öğrenilmesi çok zor bir yemektir.
La loutre de rivière Votan est un plat très difficile à maitriser.
Yuma'da Votan-mex mutfağı varmış.
Ils ont de la cuisine Votan-mex à Yuma.
Hiçbir Votan'ı kaybedemeyiz. Aptal mı doğdun lan sen?
On ne peut pas se permettre de perdre un seul Votan.
Çok güçlü silah sistemi olan Votan gemisi o madenlerin dibinde saklı.
Le vaisseau Voltan avec un système d'armement extrêmement puissant caché au fond de ces mines.
Bu da onlara diğer Votan ırklarının da hastalıklı olduğu, salgını taşıdıkları fikrini veriyor.
Maintenant, ils ont cette réputation parmi les autres Votans d'être impurs, d'être des porteurs de fléau.
Votan dualarınızı istemedik biz!
Nous n'avons jamais demandé vos prières votanes.
Bu hastalık, bu veba, bir temizlenme sürecidir! Rayetso'dan, Irzu'dan tüm Votan tanrılarından bir hediyedir!
La maladie, cette épidémie, c'est un acte de purification, un cadeau de Rayetso, d'Irzu, de tous les dieux votans.
Bence bu şehir, Votan halkına sempatizan bir şekilde yaklaşan bir lidere ihtiyacı var.
Je sens que cette ville mérite des qualités de leader qui compatissent aux besoins de notre population votane.
İnsan ve Votan ırklarının eşit haklara sahip olduğu eşsiz bir yerde yaşıyoruz.
Nous vivons dans un lieu unique. Où les Humains et les Votans vivent ensemble égaux.
İnsan ve Votan ırkı bir arada, kardeşçe sevgi ve saygıyla yaşıyor.
Humains et Votans qui vivent côte côte, comme amis, comme amants, comme une famille.
Votan Birliği ne karar verdi?
Que disent les Voltanis?
Votan Birliği ile anlaşmaya çalışıyor, yeni başkanla görüşüyor.
Elle fait pression auprès du Collectif Votan, parlemente avec le nouveau maire.
Annen, Votan Birliği ile konuşuyormuş gibi başkanla anlaşıyormuş gibi yaparak beni oyalıyordu.
Ta mère a trainé ses pieds, en prétendant parler aux Votanis, Pretendant faire de la politique avec le maire.
İnsan mıydı, yoksa Votan mı?
Humain, Votan?
Votan Birliği'nden ne istiyorsun?
Alors que veux-tu du collectif Votanis?
Bir çeşit halüsinojen veya Votan tecavüz hapı mesela?
Une sorte d'hallucinogène ou une merde Votan?
Votan Birliği ile konuşmaktayım.
J'ai parlé avec le Collectif Votanis.
Votan Birliği'nden ne istiyorsun?
Alors, que voulez-vous du Collectif Votan?
Mahsuvus Gorath, Votan Birliği ile gizli anlaşma yapmaktan dolayı tutuklusun.
Mahsuvus Gorath, vous êtes en état d'arrestation pour complicité avec le Collectif Votan...
Çalışanın Mahsuvus Votan Birliği casusuymuş.
Votre fils Mahsuvus est un espion du Collectif Votan.
Votan Birliği ile çalıştığına dair kanıtınız var mı?
Et vous avez la preuve qu'il travaille pour le collectif?
Votan Birliği casusu ve kurtarabileceğim kadar insanı kurtarmak istiyorum.
C'est un espion du Collectif Votan, et je veux sauver autant de personnes que possible.
Votan Birliği'ne para verdiniz mi?
Avez-vous déjà donné au Collectif Votan?
Ona Votan Birliği'nin, New York sınır güvenliğinden bir bombayı geçirmeyi başarıp da Mahsuvus'a nasıl hâlâ yardım edemediklerini sor.
Demande lui comment son V.C a réussi à faire passer une bombe au travers de la sécurité de New York et ils arrivent pourtant à stimuler eux-même Mahsuvus.
Votan Birliği'nin elinde.
Les V.C l'avaient.
Hadi, Votan Birliği'nden...
Allez, j'ai quelques V.C...
- Votan taşkınlığı.
- L'extase Votan.
Bir sürü Votan öldürdün.
Tu as tué tellement de Votans.
Votan titreşimcisi.
Vibreur Votan.
Votan cephanesine erişimi olan bir madenci.
Un mineur avec un accès à l'armurerie Votan.
Votan Birliği onu sadece fidyeyi ödersem bırakacaktı.
Le Collectif Votanis ne la libèrera que si je paie la rançon.
Votan Birliği...
Le collectif Votan...
Bak Rafe, açık konuşacağım.
Ce Votan que nous poursuivons...
- Oğlumu öldüren Votan mı?
Celui-là?
- Oğlumu benden alan Votan'dan mı bahsediyoruz?
On a besoin de lui vivant.
Votan canını kurtarmaya çalıştı.
Le seul outil que j'avais de disponible était le corps de Sukar.