Votka tradutor Francês
1,773 parallel translation
Votka, büyük bir deneyimdi.
La vodka était la grosse expérience.
Bir çeşit önlem almak gerekti... Votka şişesindeki dudak izlerinizden sonra...
Un avertissement que vous avez décidé d'ignorer, à en croire... le rouge à lèvres sur la bouteille de vodka.
Biraz votka alıp benimle birlikte dairemde Sex and The City izlemek ister misin?
Tu veux picoler devant "Sex and the City"?
Asker adamlarla votka fondipleri yaparsan böyle olur.
C'est ce qui arrive quand tu te fais des verres de gelée avec des mecs engagés.
Bir karton sigara ve bir şişe votka mı?
- La petite Chutney? Tim et Chloe nous accordent trois heures.
Kadın Alman'a benziyor Votka tonik içiyor.
* La femme a l'air teutonne, elle boit une vodka tonic. *
Bir bardak votka dolduruyorum.
- Je me sers une vodka.
Lanet votka bitiyor.
La vodka va finir, merde!
Antibiyotikler, biraz votka ve limon.
Des antibiotiques. Vodka-citron.
Küçük votka şişeleri, arka tarafta öyle rahat gizleniyordu ki..
Ces petites bouteilles de vodka rentraient parfaitement derrière.
Viski, votka, cin?
Scotch, vodka, gin?
Moralinin bozuk olduğunu biliyorum ve muhtemelen nutuk atmak için iyi bir zaman değil ama bir alkoliğe bir şişe votka vermek hangi mantığa göre doğru olabilir?
Je sais que tu déprimes, et ce n'est sans doute pas le moment de te faire la morale, mais dans quel monde donner une bouteille de vodka à une alcolo semble être la chose à faire?
Votka gibi.
Comme la vodka.
Votka insanı sersemletir.
La vodka rend maladroit.
Araba sürmeden önce bir kova votka içmemesi gereken biri.
Quelqu'un qui n'aurait pas dû s'envoyer autant de vodka.
Neyse bak. Eğer geleceksen yardımcıma söyle. Daha fazla votka getirir.
Tu sais, peu importe, préviens mon assistant si tu viens pour qu'il puisse acheter plus de vodka, d'accord?
Ben içki içmediğim için böyle bir yere gelince gözüm votka şişelerine takılıyor ve eskiden votka içtiğim için onlara bakıyorum işte.
Je buvais de la vodka, je regarde ça. Mais toutes les bouteilles de dingues qu'ils ont maintenant, comme la vodka Trump.
Aslında içki hazırlamıyordun. Kocaman bardaklara votka dolduruyordun.
En fait, c'était pas des verres, mais des demis de vodka que tu te servais.
Votka için doktorun verdiği hapları götürüyordum.
T'as quoi? T'as l'air claqué. J'ai juste bu de la vodka et avalé des médocs que le toubib m'a donnés.
Kahveni alırken biraz daha votka ve şekersiz Red Bull da alabilir misin?
Puisque tu y vas, tu peux me reprendre de la vodka et du RedBull Light?
Uyuyorum. Yine de votka ve şekersiz Red Bull alın.
Mais ramène-moi quand même la vodka et le RedBull Light.
Gidip votka alacağım.
Je vais aller chercher de la vodka.
Acımasız, dokuz ay boyunca votka limon almadığı halde çocuklarının tembel olmasıdır.
Ce qui est dégueu, c'est de devoir rester sobre alors que vos enfants sont insupportables.
Yanında Votka götür.
- Apporte-lui de la vodka.
- Yok, sağ ol. Votka sevmem.
- Non merci, je n'aime pas la Vodka.
Cin olsun, votka değil.
- Avec du Gin, pas de vodka.
Kötü bir günse, votka martini.
Les mauvais jours, vodka martini.
Votka tonik.
Vodka tonic.
- Votka tonik.
- Vodka tonic.
Yoksa hala votka diyeti mi yapıyorsun?
Ou tu en restes à la vodka diet?
Sulu votka mı dağıtıyorlar?
Le vieux numéro de la vodka dans la bouteille d'eau?
Sırf buzdolabımda votka olması onu içeceğim anlamına gelmez.
Avoir de la vodka dans mon frigo ne veut pas dire que je dois la boire.
Tabi, tabi, "buzdolabındaki votka".
Ouais, ouais, "la vodka au frigo"...
Ah, bir vişne-votka daha.
- Une autre vodka-cranberry.
- Votka, taze yabanmersini.
- Vodka, jus de canneberge.
Tren yerine jete biner. Viski yerine votka içer haberleri gazete yerine radyodan öğrenir.
Qui préfère l'avion au train, la vodka scotch et la radio aux journaux.
Votka da getir. Yabancı marka.
Une marque étrangère.
- Sonra da votka istersin.
- Quoi? Arrête...
Aslında sıradan birşey ama birazcık daha votka koymuşlar.
C'est comme un Martini normal, mais avec beaucoup plus de vodka.
Hayır, hayır. Elli kasa votka, yüz kasa da Gilmore 171 dedim.
Non, non, j'ai dit 50 caisses de vodka, 100 caisses de gilmore 171.
"Bir şişe votka sipariş eden oldu mu?"
"Qui a commandé une bouteille de Vodka?"
- Bakar mısınız, bir votka daha alayım. - Hemen getiriyorum.
Excusez-moi, une autre vodka.
Bu da demek oluyorki, aç karnına votka-cin kokteyllerini indirecek.
Elle va donc siffler ses vodkas gimlets sur un estomac vide.
Votka?
Vodka?
Dekoratif bir şişeye Konulmuş su zannettim. Votka nedir?
Je pensais que c'était de l'eau dans une bouteille décorée, c'est quoi de la vodka?
Votka ağacı.
Arbre à vodka.
Bana sadece Votka ve sigara iyi geliyor.
Vodka et cigarettes, il n'y a que ça qui marche pour moi.
Votka mı?
De la vodka?
Bir çöpçatanlık önerim daha var. Votka ve Tonik.
On pourrait arranger un autre rencard.
Buzdan yapılmış aşk tanrısı heykeli. Ok kısmından da votka akıyor.
Une sculpture en glace de Cupidon avec... de la vodka qui coule de sa flèche!
Adı, votka kokteyli.
Ça s'appelle "Vodka Gimlet".