Walk tradutor Francês
241 parallel translation
Bilmiyorum, sanırım "Castle Walk" diyebilirsiniz.
Eh bien, je ne sais pas. Appelons ça la marche de Castle.
- "Castle Walk"?
- La marche de Castle?
Hiç Lambeth Walk'da beş yolculu cenaze arabası gördünüz mü?
Imaginez un corbillard à 5 places dansant la gigue.
Esther'le çalım dansını yapabilirim.
Je sais aussi danser le cake-walk avec Esther.
12 : 30'da River Walk'da.
Midi trente, à River Walk.
# Yürüyüşüm, konuşmam ve adım artık farklı olacak #
" "BUM, BUM MY WALK WILL BE DIFFERENT MY TALK AND MY NAME" "
Lambeth Yürüyüşü.
"Le Lambeth Walk."
Walk My Baby.
"Walking My Baby"!
Hey, hey bir dakika... Pastalı dansı duyan var mı peki?
Le cake-walk, ça vous dit quelque chose?
- Pastalı dans?
- Le cake-walk?
O dans değil ki.
Le cake-walk n'est pas une danse.
Fillmore Walk'daki Pizzeria'da.
Pizzeria sur Fillimore Walk.
Bir taraftan dev bir buji taşırken "You'll Never Walk Alone" u söyleyişini dün gibi hatırlarım.
Je l'ai vue porter une bougie géante en chantant You'll Never Walk Alone.
Kahretsin köpek.
I have to walk the dog. Je le déteste!
- Gerçekten mi? - Adı ne? - Hızlı.
- Why, I can take him for a walk if you want.
Tica Tica Yürüyüşü'müz o zamanlar çok gözdeydi.
Ah, ah, ah, je me souviens on avait fait un malheur avec la Tica-Tica walk.
"Bir Erkek Gibi Yürü" şarkısını söyleyelim.
Chante "Walk Like A Man."
- "Bir Erkek Gibi Yürü" mü?
- "Walk Like A Man"?
İnsan hakkı için savaşmalı. Yeraltındaki büyük değişiklikleri gösteren ilk film Byron Haskins'in ilgi görmeyen "I Walk Alone" filmiydi.
Le premier film à montrer ces bouleversements du milieu est le sous-estimé film de Byron Haskin,
Küçük bir çocukken "A walk in the sun" isimli filmi izlemiştim. - O filmi izledin mi?
Quand j'étais ado, j'ai vu "le Commando de la mort".
¶ It's a short little walk bound for eternity
La route sera brève jusqu'à son destin
Müdür Snyder'ın aklına "Walk Like an Egyptian" şarkısı takıImıştı.
Le principal avait "Walk Like an Egyptian" en tête.
/ / You walk in andmystrength walks out the door / /
/ / You walk in and my strength walks out the door / /
Çete adımı mı?
Le C-walk?
- Walk it off!
- Etire-toi!
- Uzay yürüyüşü.
- Le space-walk.
People walk by, their gazes may bite...
Les gens passent, me regardant du coin de l'oeil...
Just a closer walk with thee
Rien que pour marcher à tes côtés
- City Walk değil mi yani?
- Vous êtes sûr?
Walk er topu çaldı!
Interception par Walker!
Özürlü yürüyüşü!
Crip walk!
'I Don't Wanna Walk Around With You'bir aşk şarkısı.
"L Don't Wanna Walk Around With You" est une chanson d'amour.
Hey,'Yahudi Ünlüler Kaldırımı!
Hé! Le "Walk of Fame Juif"!
YAHUDİ ÜNLÜLER KALDIRIMI NEREDE SEÇİLDİYSEN SEÇİLMİŞSİNDİR.
"Walk of Fame Juif Ou les élus sont élus."
Tanrı'nın gözleri ve Springfield Ünlü Yahudi Kaldırımı komitesi olarak Yahudi olmadığını söylüyorum.
Aux yeux du comité du Walk of Fame Juif de Springfield, vous n'ètes pas un juif.
Tanrı'nın yarattığı Praise Walk'tan daha eğlenceli bir şey var mı?
Pour apprécier la création divine, rien de mieux que le tapis biblique!
"7 Ocak 1949'da vefat etti. " Kalp krizi sonucu öldü. Grace Walk- - "
est décédée le 7 janvier 1949 d'une crise cardiaque.
Rüzgârdan korunmaya çalışan bir dilenci görene kadar dikenli yollarda yürüyeceğim.
But walk by the dry thorn until I have found Some beggar sheltering from the wind, and there
I just reach for mother mary and I shall not walk alone
I just reach for mother mary and I shall not walk alone
- Locutus yürüyüş alanındaki bir telefondayım.
- À un téléphone public sur Locust Walk.
Burasının adı "Deniz Yürüyüşü".
C'est City Walk. "l'avenue de la ville".
Walk'n, Fahrenheit...
Walk'n,... Fahrenheit.
Walk'n Kass'ı eğitebilir.
Walk'n instruira Kass.
Walk'n Kass'indirdi.
Walk'n a shooté Kass. Yes!
# Sevgilim her neredeyse
" And so l'll walk in the moonlight...
- Ben yemek hazırlayayım.
- Okay, let s go for a walk... dog.
! THEY WiLL WALK! !
"ils avancent et ne faiblissent pas!"
HeOs
When you walk through the garden
Biliyor musun, Walk'n?
- Walk'n.
Walk'n, onu kaybettim.
Walk'n, je l'ai perdu.
Walk'n!
* Walk'n!