Well tradutor Francês
747 parallel translation
Otur, rahatına bak. Well, well.
Pose tes fesses.
Well Billy, süpürmeyi bitirince tozları alabilirsin.
Après, Billy, tu feras les poussières.
# Well, my friend get wise #
Eh bien mon ami soyez sensé
- Hoşlanmak mı?
- Ah oui? - Well, you know.
You knew her well, didn't you Joe?
Vous la connaissiez bien, Joe?
Ögleden sonra erken bir saatte büroya gelin.
- Just come to the office early tomorrow afternoon. Well...
BAD SLEEP WELL
LES SALAUDS DORMENT EN PAIX
Harika! Her şeyimi bu zafere yatıracağım.
Very-well, je mets le maxi sur Ténébreuse et je me laisse porter, plus cinq sacs pour vous!
Tabii ki, çok meşhurdur.
- Yes, I know it quite well.
Bence çok iyi biliyorsun.
- You know perfectly well.
- Şey, ne görüyorum?
- Well, what do l see?
Well, that looks pretty complicated.
Ce n'est pas si simple...
Tom, Warren's Well'e kadar gitsin.
Tom ira se fixer à Warren's Well.
- Johnny, Warren's Well'e git.
Tire! Tu pourrais atteindre Warren's Well?
Burada çalışanların en büyük sıkıntısı ulaşım.
Well... Le problème... Le problème des employés ici, c'est le transportation.
En tepeden başlayamazsınız, tabii ki.
- Yeah... Well... Je ne peux pas vous promettre une place importante.
# Yaptığın şu büyüyü # O kadar güzel yapıyorsun ki
Do do that voodoo that you do so well
Well, açıkçası, Allen onu içeri almış,... bilmeden kapıyı açmış olmalı.
De toute évidence, Alan a dû lui ouvrir ignorant que...
Well, ladies, go into the coach.
Mesdemoiselles, je vous en prie.
Hepimizin WhiteChapel'da dükkanı var. Ana yoldaysanız sorun yok.
On a tous un magasin à Whitechapel Well.
Well...
Alors...
Aha, bi bap la lu la, Bebeğim benim.
Well, be-bop-a-lula She's my baby
Well, that'll depend on how long it takes to make the repairs.
Ca dépend combien de temps va prendre la réparation.
Well, Brewster, ne düşünüyorsun.?
Alors, qu'en penses-tu?
- Well, yeah! Well, Hadi gidelim!
C'est parti!
Well, Sanırım bunu başkan yardımcısı Spike Nolan'a sormalıyız..
Demandez ça à mon vice-président senior, Spike Nolan.
- Nasıl? Well, Ofisimi yeniden dekore etmeni istiyorum.
J'aimerais que vous re-décoriez mes bureaux.
Eğer hakaret kabul etmezse 100.000 dolar öderim. Well, Ona sormak gerekir.Ama sanırım havalara uçar.
Je dois lui demander, mais je crois qu'elle sera ravie.
- Well, sat onu.
- Alors vendez.
Well, Sanırım bu adil değil.
Je trouve que c'est injuste.
- Well?
- Alors?
- Well, Sana göstereyim., Mr, uh...
- Je vais vous montrer, Monsieur...
Well, Monty.Bizim postmodern fantazimiz hakkında ne düşünüyorsun?
Que pensez-vous de notre oeuvre post-moderne?
Well... politikacılara, huh?
Aux politiques!
Well, Çok teşekkürler.
Merci beaucoup.
Well, hello.
Bonjour.
Well, İşte.En sonunda meteliksiz değilsin.
Ben, la voilà! Vous n'êtes pas fauché.
Well... Onları duşa gönder.
Envoyez-les sous les douches.
Well, Eğer yapabileceğim başka bir şey varsa Bildirmenizi umuyorum..
Prévenez-moi si je peux faire autre chose.
Well. Ne olursa olsun. Çok uzun, BB.
Ben, sur ce, salut, Bibi!
# Ve söyleyecek çok sözüm var # Kederli olduğım zaman
" Well, that s how it goes
Perhaps it's just as well.
Il voulait revenir.
Çocuk istemiyor, ama ameliyat basarisiz oluyor, kadin ölüyor.
Well, she doesn t want a child, but the operation is unsuccessful and she dies.
İspanyol Kuyuları Çiftliği?
Pour le ranch Spanish Well?
Bu sefer hangi Yunanlıları seyrediyoruz, Fritz?
- Well, what great stuff are we seeing today, Fritz?
Bize ne yapmayı düşünüyorsun?
Well, que va-t-on faire de nous?
Amerikan gazeterini okur musunuz?
Well... do you read American newspapers?
A well-a bop a bop a hula Rock-a-hula rock-a-hula
Ie roi et la reine, sont M. Nogerilli... et Mlle Zinone.
Well, O--O en fazla beş dakika önce buradaydı.
Il était ici il y a cinq minutes.
Well, eski karım Marilyn dekoratördür.
Ca a certainement dépeint sur moi.
Oh, bir Roma devriyesi daha.
Well, une romaine patrouille.