Winstone tradutor Francês
56 parallel translation
Bizimle mi yiyeceksiniz Bay Winstone?
Vous déjeunez, M. Winston?
Yine de Tobin ailesinin avukatı Leonard Winstone, herbirinin yasal olarak masumiyetlerinin kabul edildiğini ileri sürüyor.
Pourtant, Leonard Winstone, l'avocat de la famille Tobin, déclare que chacun a légitimement clamé son innocence.
Bay Winstone, burada Diane Sawyer'dan bahsediyoruz.
M. Winstone, c'est de Diane Sawyer qu'on parle.
- Bay Winstone... - Pislik.
- M. Winstone...
Bay Winstone, eğer Joe Tobin'e babası hakkında soru soramayacaksak bu görüşmeyi yapmanın hiçbir anlamı yok.
Si on ne parle pas de son père à Joe Tobin, cette interview n'a pas de sens.
Bay Winstone bize o günden sonra bağlantı kurmamamızı önerdi.
M. Winstone nous a conseillé d'éviter tout contact.
Buyurun Bay Winstone.
- Non, merci. Voilà pour vous.
Yani Tobinlerin vekilliğini yapan avukat Leonard Winstone değil.
Donc, celui qui passe pour l'avocat des Tobin n'est pas Leonard Winstone.
- Bay Winstone?
- M. Winstone?
Winstone kanıtı ve parayı dairede bana teslim edecek.
Winstone me déposera la preuve et l'argent au loft.
Siz ikiniz Winstone ile konuştunuz.
Vous avez tous deux parlé à Winstone.
Başlamadan önce sorayım, Bay Winstone, kanıt ne?
Avant que ça se fasse, M. Winstone, quelles sont les preuves?
Winstone ile olan anlaşmayı iptal etmenizi istiyorum.
Je veux qu'on abandonne l'accord avec Winstone.
Leonard Winstone'u arıyorum.
Je cherche Leonard Winstone.
Winstone'un parasını bu çantada taşıdığını hatırlıyorum sanırım.
Je crois avoir vu Winstone y transporter de l'argent.
Ben Winstone'u istiyorum.
Je veux Winstone.
Bak, kapıyla ilgilenmeme izin ver. Winstone'un nerede olduğunu söyleyeceğim.
Laissez-moi m'occuper d'elle, et je vous dirai où est Winstone.
Bay Zedeck, Winstone burada değil.
M. Zedeck, Winstone n'est pas là.
Karşılığında Winstone ne aldı?
Winstone a eu quoi en échange?
Winstone Tobinler hakkında sana kanıt verdi mi?
Winstone vous a donné des preuves contre les Tobin?
Winstone anlaşma sonucunda ne aldı?
Winstone a eu quoi en échange?
Winstone Tom'a kanıtı vermemiş.
Winstone n'a pas donné les preuves à Tom.
Lenny Winstone'la, değil mi Tom?
Lenny Winstone, hein Tom?
Bay Winstone, neredesiniz?
Où êtes-vous?
- Leonard Winstone konuşuyor?
- Leonard Winstone à l'appareil.
Ben size iyilik yapmaya çalışıyorum Bay Winstone.
J'essaie de vous faire une faveur, M. Winstone.
İyi geceler Bay Winstone.
Bonne nuit, M. Winstone.
Bay Winstone bazı şeyleri kolaylaştırabilir ama senin soyundan değil.
M. Winstone peut faciliter les choses, mais ce n'est pas la famille.
Bence asıl amacı Danielle Marchetti konusunda elinde bir şey olmadığına seni ve Winstone'u inandırmak.
Son but principal était de te convaincre qu'elle n'a rien d'autre sur Danielle Marchetti.
Ben Leonard Winstone.
Je suis Leonard Winstone.
Evet ve ne Tobinler ne Daniel Marchetti, ne de Leonard Winstone var.
Rien sur les Tobin, Danielle Marchetti ou Leonard Winstone.
Bir Tobin değilsin Bay Winstone.
Vous n'êtes pas un Tobin, M. Winstone.
- Leonard Winstone.
Leonard Winstone.
Bay Winstone, içeri gelmenizi rica edeceğim.
M. Winstone, vous pourriez vous avancer jusqu'à la porte?
Çünkü ben çenemi tutmayı beceremem Bay Winstone.
Parce que j'ai une grande gueule, M. Winstone.
Winstone onu almaya gelmiş.
Winstone est venu la chercher.
- Bay Winstone?
M. Winstone?
- Siz de sağ olun Bay Winstone.
De rien, M. Winstone.
- Leonard Winstone?
Leonard Winstone?
Bay Winstone'un çantasını kim verdi?
Vous avez vu qui a donné le sac à M. Winstone?
Winstone'la yapilan anlaşmayı, iptal etmeni istiyorum
Vous devez annuler l'accord avec Winstone.
Hiçbir şey yok. Michael Winstone'da yok.
Pas de Michael Winstone.
Görünüşe göre kaybettin, Winstone.
On dirait que tu as perdu, Winstone.
Becca Winstone dibe batıyor.
Becca Winstone va tomber.
- Bay Winstone.
- Merde.
Çünkü çenem biraz düşüktür Bay Winstone.
- Pourquoi je ferais ça, papa? J'ai une grande gueule, M. Winstone.
Ben Leonard Winstone.
C'est Leonard Winstone.
Winstone nerede?
Bon, où est Winstone?
Ne oldu Bay Winstone?
Que s'est-il passé, M. Winstone?
Bay Winstone, bu gibi durumlarla baş ederek şöhret kazanmışızdır.
Nous avons bâti notre réputation sur ce type de situations.
Bay Winstone sana doğruyu söylüyormuş.
M. Winstone a dit la vérité.