English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yaklaşmayın

Yaklaşmayın tradutor Francês

582 parallel translation
Beyler, durun, durun... ona yaklaşmayın
Les gars, ne, ne... N'allez pas vers elle.
Lütfen daha fazla yaklaşmayın.
N'approchez pas.
Bayım Crater adasına yaklaşmayın.
Ne vous approchez pas de cette île.
- Fazla yaklaşmayın lütfen doktor.
- Pas si près, docteur.
- Lütfen daha fazla yaklaşmayın.
Merci. N'allez pas plus loin.
Yaklaşmayın, peder.
N'approchez pas.
- Sakın yaklaşmayın, yoksa...
Si vous m'approchez encore...
Yaklaşmayın.
Reculez!
Onlara yaklaşmayın.
Ne vous en approchez pas!
Adamlara yaklaşmayın.
Ne vous approchez pas d ´ eux.
- Sakın yaklaşmayın!
- N'approchez pas.
Yaklaşmayın, sizi aptallar!
- Arrière, crétins!
Çok da yaklaşmayın, birbirinizin üstüne çıkmayın.
Ne vous bousculez pas.
Hiç yaklaşmayın.
A votre place, je ne la dérangerais pas.
Pencereye fazla yaklaşmayın.
Ne t'approche pas trop du verre.
Yaklaşmayın. Uzak durun.
Reculez.
"Özel mülk! Yaklaşmayın!"
"Terrain privé..."
- Fazla yaklaşmayın, bayan.
Mouillez pas mon costume.
Çavuş, Kont'a çok fazla yaklaşmayın.
C'est inconcevable.
Türkler Mellaha'da, yaklaşmayın.
Evitez Mallaha, les Turcs y sont.
Evlerine yaklaşmayın, onları artık taciz etmeyin.
Ne vous approchez pas de chez eux et arrêtez de les tourmenter.
O köpeğe yaklaşmayın.
Ne vous approchez pas.
Çok yaklaşmayın... ama gözlerinizi de onun üzerinden ayırmayın.
Ne vous faites pas avoir, collez à ses talons.
- Daha fazla yaklaşmayın
- Ne vous approchez pas.
Daha fazla yaklaşmayın!
N'approchez pas plus!
Fazla yanına yaklaşmayın.
Écartez-vous, c'est dangereux.
Dışarı çıkmayın pencereye yaklaşmayın, anlaşıldı mı?
N'allez ni dehors ni près des fenêtres, d'accord?
Geride kalın, pencereye yaklaşmayın.
Ne vous approchez pas de la fenêtre.
Yaklaşmayın!
Arrière!
Lütfen, gemimize daha fazla yaklaşmayın.
Je vous demande de ne pas vous approcher de notre vaisseau.
Sakın yaklaşmayın.
N'essayez pas de vous approcher.
Bayım lütfen kıyıya fazla yaklaşmayın.
- Monsieur, s'il vous plaît, éloignez-vous du bord!
- Yaklaşmayın!
- Restez où vous êtes!
Yaklaşmayın!
Abandonnez!
Sakın yaklaşmayın
Ne vous approchez pas de nous!
O pisliği istiyoruz, Bay Sumner. - Yaklaşmayın dedim!
Où sont les cabinets?
Sakın bir daha bu şekilde kör noktamdan yaklaşmayın.
Ne surgissez plus dans mon angle mort.
Ama çok yaklaşmayın.
Ne vous approchez pas.
Bana yaklaşmayın.
Ne m'approche pas. Je t'en prie.
Yaklaşmayın, yoksa onu haklarım!
En arrière ou je le descends.
Ve kızı da bırakın! Uzak durun. Yaklaşmayın.
Que personne ne bouge!
Yaklaşmayın ona hanımefendi!
Que personne n'entre.
Uzay gemisi fırlatma üssüne yaklaşmayı denemeyiniz!
N'essayez pas de vous approcher de la fusée.
Uzay gemisi fırlatma üssüne yaklaşmayı denemeyiniz!
N'approchez pas de la fusée.
- Yaklaşmayın, yaklaşmayın.
- Ecartez-vous.
Yanına yaklaşmayı bile başaramadım.
Je n ´ ai même pas pu m ´ approcher de lui!
- Sessizce yaklaşmayı bırakır mısın? - Nasıl isterseniz, efendim.
Arrête ça, tu veux?
Buraya yaklaşmayın!
Allez-vous-en!
Bunu savcı da biliyorsa Gorman'ın çevresine o kadar çok adam yerleştirmiştir ki yanına asla yaklaşmayız.
- Oui. S'il savait, il le protègerait si bien qu'on ne pourrait s'approcher.
Ama ustalaştıkça, onlara sinsice yaklaşmayı öğrendim. Sırlarını bulup çıkarmayı.
Mais peu à peu, j'ai appris à les avoir en douceur... à les faire "parler" d'une caresse.
Biz birkaç günde kendimize geldik ; ama o, istasyonu hiç terk etmeyecekti. Okyanusa bakan pencereye yaklaşmayı reddediyordu.
Burton n'a pas été long à retrouver la norme, mais n'a plus quitté la station et on l'a vu éviter d'approcher les regards par où paraissait l'Océan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]