Yandım tradutor Francês
1,110 parallel translation
Üflerim.Ben yandım.
J'ai tout foiré. Je suis grillé.
Meksikaya gitmiştim, biraz yandım.
J'étais au Mexique, à parfaire mon bronzage. Au Mexique?
Yandım.
C'est chaud!
Yandım!
Brûlé!
Ben de bugün biraz yandım.
Moi aussi, j'ai bronzé aujourd'hui.
Yandım.
Je me suis cramé la queue!
Para bulamazsam yandım!
J'ai besoin d'argent.
Ona güzel bir doğum günü hediyesi almazsam yandım demektır
Si je ne lui fais pas un beau cadeau, je vais avoir de gros problèmes.
Marmara çırası gibi yandım.
J'ai fait la torche humaine.
Neredeyse yandım, boğuldum ve balık yemine dönüyordum.
Avec vous, j'ai failli être incinéré, noyé et découpé en morceaux.
Yandım, yandım, yandım.
C'est chaud!
Yandım!
J'ai brûlé!
- Yandım.
- J'ai brûlé!
- Yandım.
J'ai brûlé!
Aslında birazcık yandım.
C'est plutôt un coup de soleil.
Sana güvenecek olsam, yandım.
Je peux pas compter sur toi.
Annem banyo yapıyor. Ben de güneşten yandım.
Maman se baigne... et j'ai un coup de soleil.
Yandım!
Je flambe!
- Yandı mı?
Je l'ai?
Pierre, cevap ver. Canın yandı mı?
- Vous avez très mal?
O halde onlar beni acele ile hastaneye ve organımı kesmeye götürecekler, çünkü benim kaslarım ve dokularım kötü bir şekilde yandı.
Ensuite ils m'ont amené d'urgence à l'hopital, ils ne pouvaient qu'amputer, parce que mes tissus et mes muscles étaient sévèrement brulés.
Ses çıkardı mı, inledi mi? Canı yandı mı...?
A-t-elle fait des bruits?
- Parmaklarım yandı, tırnağımı kırdım!
Je me suis brûlée et cassé un ongle!
Canım yandı!
Tu me fais mal!
- Ayaklarım yandı.
- J'ai les pieds qui brûlent.
Yandım...
Je flambe...
Ludo, canın yandı mı?
Ludo, ça va?
Her neyse yeşil yandı, tamam mı?
Le feu passe au vert.
Canının yandığını görmek istemiyorum ne demek istediğimi anlamadın mı?
Je ne veux pas que tu sois blessé, tu comprends?
- Karyola direğine, canına yandığımın.
- Sur le cadre du lit, enfin.
- Zavallı şey, canın yandı mı?
- Pauvre petit, tu es blessé?
Uçuş kontrol bilgisayarım yandı.
Ordinateur de navigation inopérant.
Canım yandı.
Ça fait mal.
Çok feci canım yandı.
Il m'a fait très mal, cet enfant de salaud.
Evet, fakat çalıştığım çelik fabrikası bombalandı ve okulum yandı.
Où quelque chose comme ça? Oui, mais l'aciérie dans laquelle je travaillais à été bombardée.
Çok canım yandı.
Ça faisait tellement mal...
Şimdi yandığımızın resmidir.
On n'est pas au bout de nos peines.
Ya-Yandım.
C'est fort!
Canına yandığım!
Crénom de nom!
Canım yandı! Canım fena yandı!
J'ai mal!
Canına yandığımın dolabı!
Nom d'un pack de bières!
Çok canım yandı. Göremedim.
Oa fait trop mal, j'ai pas pu regarder.
- Oğlum. U yandırdım mı?
- Salut, fiston, je te réveille?
Canınız yandı mı? Ciddi bir şey var mı?
Tu t'es fait mal?
Sen adi herifin tekisin ve cehennemde yandığını görene dek huzur bulmayacağım.
Tu es la pire des ordures et je ne serai en paix que lorsque tu brûleras en enfer.
Fabrikanın yandığı gece Shelly'nin evine gittim çünkü onun için endişelenmiştim.
J'ai été chez Shelly la nuit où la scierie a brûlé, parce que je m'inquietais pour elle.
Birinin canı mı yandı?
On se serait fait bobo?
Yandılar sanmıştım.
J'avais fait une croix dessus.
Yandılar. Paramı aldın mı?
Vous avez mes sous?
Yandın falan mı?
Tu as été brûlé?
Dinine yandığımın!
Bon sang! Nom de Dieu!