Yatacağım tradutor Francês
940 parallel translation
Ben ahırda yatacağım ".
Je pars dormir à la grange.
Umarım yatacağımız yer burasıdır.
Je suppose qu'on couche ici.
- Başım berbat. - Öyle mi? Biraz bahçeye çıkacağım ve daha sonra yatacağım.
Rien d'autre avant que je réponde?
Sanırım artık odama gideceğim ve yatacağım. Başım dönüyor. Elbette.
Je ne veux rien de vous et je vous humilierai le moins possible...
Ben de yatacağım.
Je vais me coucher.
Siz burada kalıp haberi gazetelere anlatabilirsiniz çocuklar. - Ben gidip yatacağım.
Bon, restez ici si vous voulez à répondre aux journalistes, moi, je file me coucher.
Anlayışınıza sığınarak erken yatacağım galiba.
C'est ce que je vais faire.
Uykumu kaçırır. Hemen yatacağım.
Non, il m'empêcherait de dormir.
Ben yatacağım.
Eh bien, je vais me coucher.
- Hayır, ben biraz dinlenip yatacağım.
- Je vais m'installer et me coucher.
Ömür boyu yatacağımı sandım, ama adil bir mahkeme beni affetti.
J ´ avais une sentence à vie, mais le juge m ´ a graciée.
Tamam. Ben nerede yatacağım?
D'accord, où je vais dormir?
Riverside'da, ama burada yatacağım.
- À Riverside, mais je dors ici.
Sanırım ben yatacağım.
Je vais m'installer. Je peux avoir mon manteau?
Ben yatacağım.
Moi, je vais me coucher.
Ağrı geçene kadar hareketsiz yatacağım sadece.
Je vais m'étendre jusqu'à ce que ça passe.
- Burada yatacağım.
- Je vais dormir. - Disposez.
Sandığın üzerinde ben yatacağım.
C'est moi qui y coucherai.
Bundan böyle sandığın üzerinde yatacağım.
Je coucherai ici dorénavant.
Daha bugün evlendik, Niagara Şelaleleri'ne gidecektik... ama ağabeyin beni boğmaya kalktı, taksi hala bekliyor... sense sandıkta yatacağım diye tutturdun!
Juste mariés, on partait pour le Niagara en tonneau... votre frère veut m'étrangler... le taxi nous attend... et vous, vous voulez coucher sur un coffre!
Sanırım bende yatacağım. Gerçekten çok yorgunum.
Je suis épuisée.
Yatacağım.
Je vais me coucher.
Evet, yatacağım Tommy.
- C'est ce que je vais faire.
- Baba, burada yatacağımızı duydum.
Pop, on va se coucher dans le coin.
Birazdan gidip yatacağım zaten.
Je vais bientôt me coucher.
Benim için dönmek zorunda değilsin. Erken yatacağım.
J'irai me coucher de bonne heure.
Ayrıca yan gelip yatacağım bir de altından yatakları.
et un lit doré pour que je puisse me reposer.
Bu akşam ben de erken yatacağım, benden bir isteğin olur diye kapımı açık bırakayım mı?
Je vais me coucher tôt, moi aussi. Je laisse la porte ouverte?
Bir aspirin içip yatacağım.
Une aspirine et au lit.
Sanırım ben de yatacağım.
Je crois que j'y suis prête.
- Hayır, sanırım uzanıp yatacağım...
Je me couche.
Ben ahırda yatacağım.
Dans l'écurie.
- Ama nerede yatacağım?
- Mais où est-ce que je vais dormir?
Kimsenin zarar veremeyeceği, ölümden sonraki hayatımda huzur içinde yatacağım ve tüm bunların tadını çıkaracağım bir mezar.
Un tombeau inviolable, où je reposerai en paix et jouirai de ma seconde vie.
Sen yüzünden 6 ay hapis yatacağımı sanıyorsan aklından zorun olmalı.
Si vous croyez que je vais passer six mois en prison pour vous, vous vous trompez.
Sanırım ben yatacağım.
Bon, je vais me pieuter.
Burada yatacağım ta ki...
Je suis là, impuissant, pendant que...
Yatacağım hastaneyi öğrenir öğrenmez haber vereceğimi söyleyin.
Dès que je saurai dans quel hôpital je suis envoyé, je la contacterai.
İzninizle ben odama gidip yatacağım böylece uzay mekiğinin kurbağalara bir yararı olmaz.
Je vais dans ma chambre me coucher penser au vaisseau et aux grenouilles.
Hizmetçilere yatacağımı söyle.
Dites que j'arrive.
Erken yatacağım.
Je préfère aller dormir.
Eve gidip, erkenden yatacağım. Sen de işine dön.
Je vais me coucher tôt, et toi tu vas travailler.
- Yatacağım, senin gibi.
- Je vais aller me coucher comme toi.
Battaniyeleri dışarı ben koydum ve gece onlarla ben yatacağım.
J'aère ces couvertures et je dormirais dedans ce soir.
Şimdi yatacağım Sam.
Je vais me coucher maintenant.
Tabi, tabi yatacağım..
Bien sûr, de toi aussi.
Şimdi de, müsaade ederseniz, yatacağım.
Et maintenant, avec votre permission, au lit.
Sanırım ben yatacağım.
Je vais aller me coucher.
Kibrimi cezalandırman gerekiyor. Yere yatacağım.
Je te demande ceci :
Erken yatacağım.
Je vais me coucher.
Yere mi yatacağım yani?
Vous voulez dire par terre?