Yatak odası tradutor Francês
4,327 parallel translation
- Yatak odasında.
Dans la chambre de devant, en haut.
- Yatak odasının neresinde?
Où dans la chambre?
Bu yüzden onu havaya kaldırır mücadeleye devam edip, yatak odasına getirir.
Alors il la soulève la transporte dans la chambre.
- Soldaki ilk yatak odasında.
- Première chambre à gauche.
Önce yatak odasını görmek istemiyorsun?
Tu ne préfères pas voir d'abord la chambre?
Tek hatırladığım Gwen Ilson'ın yatak odasındaki o dev oyuncak zürafa.
Gwen Ilson avait une de ces girafes géantes dans sa chambre. Elle ne m'a jamais laissé le caresser.
Beraber çok eğlendik Marcy. - Yatak odası oyunlarımız çok eğlenceliydi.
Nos jeux sexuels étaient super.
Lincoln'ün yatak odasındaki halıya düşmeden önce sperminin havada ahenkle dans edişini izledim.
J'ai vu son jet faire une arche gluante de St. Louis dans l'air avant d'atterrir tranquillement sur le tapis de la chambre de Lincoln.
O soysuzla yatak odasına girip sırra kadem basan ben değilim.
Je ne suis pas celui qui a disparu dans la chambre. avec ce putain de dégénéré.
- Yatak odasında.
- Il est dans sa chambre.
Jacob'la ben büyük yatak odasını alıyoruz.
Jacob et moi sommes en train de parler au maître.
İkinci kat yemek odasında, Batı Salonu'nda ve başkanın yatak odasında termal alarmlar çalıştı.
Alarme thermique dans la salle à manger du 2e, le petit salon et la chambre.
Yatak odasına emekle.
Rampe jusqu'à ma chambre.
Ona bir tane yatak odası ayarlarım.
Je peux préparer la chambre d'ami pour lui.
- Danny'nin, yatak odasından kaçtığı gece.
- La nuit où Danny s'est faufilé hors de sa chambre.
Pierce'ın yatak odası soldaki üçüncü kapı.
- Oui, arrêtes de mettre 4 étoiles.
Üç yatak odası, iki banyo...
3 chambres, 2 salles de bain.
Üç yatak odası, iki banyo...
3 chambres, 2 salles de bains.
- Yatak odasına da heyecan katar.
- Et c'est bon pour la vie sexuelle.
- Kaylie düşük yaptığı için yatak odasında kanamadan öldü.
Marisol Chavez meurt d'une hémorragie suite à une fausse couche.
Tobin Capp'in yatak odasında da.
Tobin Capp, plantes mortes.
Yani mutfağa gidebiliriz. Çamaşır odasına ya da garaja da. Yatak odası ve bahçe de olur.
On peut aller dans la cuisine, la buanderie, le garage, la grande chambre et dans le jardin.
Söyler misiniz, yemek odasını da yatak odası gibi onunla paylaşacak mısınız?
Dites-moi, partagerez-vous sa salle à manger en plus de son lit?
Ailemiz büyüyordu, dolaysıyla artık... 12 ferdi olan Rodriguez ailesiyle paylaştığımız kiralık daracık yatak odasından çıkma zamanı gelmişti.
Notre famille grandissait, alors il était temps de quitter le petit un et demi qu'on partageait avec la famille Rodriguez et ses 12 membres.
Ebeveyn yatak odasında bebeğini ölü bulmuş. Nefes almıyormuş.
Trouvant le corps dans la chambre principale... ne respirant plus.
Yatak odası nasıldı?
- Comment était sa chambre?
'Yatak odası mı?
" Sa chambre?
Sanırım onlar, kızın yatak odasındalar efendim.
Je pense qu'ils sont dans sa chambre, monsieur.
Adamlarım bunu bilindik bir komünistin yatak odasında buldu.
Mes hommes ont trouvé ça dans la chambre d'un communiste notoire.
- Herkesin görmesi için, bir kadının yatak odası.
Les travaux intérieurs du boudoir pour que tout le monde voit.
Yatak odasından bütün mücevherlerimi almışlar.
Ils ont juste pris des bijoux dans la chambre.
Yatak odasından anahtarları çaldıklarının farkında değildik.
On ne savait pas qu'ils avaient volé la clef de rechange de la voiture - dans la cuisine
Anne babamın yatak odasında mı?
Dans la chambre de mes parents?
Oğlanlar yatak odasının dışında sıraya girdi.
Les mecs ont fait la queue devant la chambre.
Yatak odasına mı gitmek istersin yoksa kanapede mi deneyelim?
Cool. Tu veux retourner dans la chambre ou bien tu préfères essayer le canapé?
Bunları giy ve beş dakika içinde yatak odasında ciddi bir seküler münasebet için buluşalım.
Mets ça, et rejoins-moi dans la chambre dans 5 minutes pour de sérieux rapports sexuels profanes.
Yatak odasını bayağı dağıttık.
On a foutu le bordel dans cette chambre. - Michael.
Yatak odasını yeni bitirdim.
Je viens de terminer sa chambre.
Yatak odasını arayalım.
Allons voir la chambre. Wow.
Oysaki her gece yatak odasında sıkı bir sorgulamaya hazırım.
oh, exact. Bien.
Belki de benim yeteneğim yatak odasındadır canım anneciğim.
Peut-être que mon talent est au boudoir, chère mère.
Yatak Odasında
Elle est dans la chambre.
Onu son kez evime aldığımda üç yaşındaki yavrumun yatak odasında buldum.
Ecoutez. La derniere fois que je l'ai emmené, Je l'ai trouvé par terre dans la chambre de mon petit de 3 ans.
O yatak odasının penceresinde her gece bekledim. Her gece umudumu boşa çıkardı.
Je regardais par la fenêtre chaque nuit, et à chaque fois il me laissait tomber.
Manzara, çıplak model çalışmaları zevkli yatak odası resimleri filan.
Des paysages... et des études de formes - Mm-hmm. Des photos de boudoirs.
Bu evde kullanabileceğimiz birden fazla yatak odası var.
Mm-hmm. Sait-tu combien de temps il m'a fallu de mettre en place les oreillers?
Kendi yatak odasında açlıktan öldü.
Mort de faim dans son lit.
Yatak odasında bana eşlik eder misin?
Il y a beaucoup de célibataires le soir de la St Valentin.
Yatak odasına geri dön.
Retourne dans la chambre.
- Walter defteri yatak odasında bulmuş.
Elle dit que Walter l'a trouvé dans leur chambre.
"Yatak odası" dedi.
"Boudoir", il a dit.