Yazmıyor tradutor Francês
1,034 parallel translation
Bu mektubu sen oku. - Sana kimse yazmıyor mu?
Comment qu'ça s'fait qu'tu reçois jamais d'courrier
2.Kat kapının üstünde isim yazmıyor.
C'est au deuxième étage. Il n'y a pas de nom sur la porte.
Emirlerinde gidecekleri yer yazmıyor, Bay...
Leur destination ne fait pas partie de vos ordres, M...
Prens mektubunda buraya gelmemiz gerektiğini yazmıyor mu?
Le prince ne vous a pas dit dans sa lettre que nous serions là?
Neden bana yazmıyor anne?
- Pourquoi ne m'écrit-il pas, maman?
- Ama burada yazmıyor...
- Mais ça ne dit pas...
Neden eşim bana yazmıyor?
Pourquoi ma femme ne me répond-elle pas?
Arkasında, nerede olduğu bile yazmıyor.
Pas d'adresse? Rien!
Adrian kitaplarını sadece senin için yazmıyor Derek.
Adrian n'écrit pas seulement pour toi.
- Öyle bir şey yazmıyor burada.
Il n'y a rien d'autre d'écrit.
"Hapiste olduğum için kapalıyız" da yazmıyor şimdilik, ama belli mi olur.
Éh, y a pas écrit non plus "fermé pour cause d'emballage" et pourtant, ça pourrait bien arriver...
Ama burada bir cellat olduğun yazmıyor.
Rien n'indique que tu es bourreau.
Pek fazla bir şey yazmıyor, değil mi?
Ils ne disent pas grand chose.
Yalnızca hazımsızlık için çok fazla şey yazmıyor musun?
Vous en écrivez beaucoup pour une simple indigestion.
Zamanı yazıyor, ama yeri yazmıyor.
On sait quand, mais pas où.
Karım bir aydır yazmıyor bana.
Ma femme m'a pas écrit.
Hughes'la ilgili beni suçlayacak bir şey yazmıyor.
Il ne m'accuse pas d'être le complice de Hughes.
Orada yazmıyor mu?
C'est écrit là, non?
Günlüğünde öyle yazmıyor.
Ce n'est pas ce que dit ton journal.
Niye formda yazmıyor?
- Oui. Pourquoi n'est-ce pas indiqué sur sa fiche?
Burada yazmıyor.
Je ne vois aucune mention à propos de ça.
Silahlar tamam da, şarjörleri... Şarjörleri götürmeye hakkınız yok, üstünde adımız yazmıyor.
Avec des armes à balles, je dis pas, mais avec des cartouches que dalle, c'est anonyme, une cartouche ah oui!
- Bizden yazmıyor mu?
Y a rien sur nous?
Mektupda yazmıyor.
La lettre ne le dit pas.
Orada yazmıyor mu zaten?
Vous ne savez pas lire?
Gazeteler burada olanlar hakkında... neden hiçbir şey yazmıyor, söyler misiniz?
Pourquoi les journaux ne soufflent-ils pas mot... de ce qui se passe ici?
Muhbir 20 ryo ödül alır yazmıyor mu?
Il y a 20 pièces de récompense. C'est écrit, n'est-ce pas?
Eğer Manfred bu kadar önemli bir adamsa neden gazeteler hiçbir şey yazmıyor?
Si Manfred était si important pourquoi les journaux n'en parlent pas?
Kalp krizi geçirdiyse neden gazetelerde bir şey yazmıyor?
Si c'était une attaque, la presse en aurait parlé.
Üzerinde neonla "hırsız" niye yazmıyor?
Pourquoi pas une enseigne au néon avec "cambrioleur" en grosses lettres?
Neden, daha önce öldürülmüş olan, kabilemin 14 erkeğini yazmıyor?
Pourquoi ne parlez-vous pas des 14 hommes de ma tribu... qui ont été tués en premier?
Neden bir hafta sonra, beyaz askerler tarafından doğranan 67 erkek, kadın ve çocuğu yazmıyor?
Pourquoi ne parlez-vous pas des 67 hommes, femmes... et enfants... qui ont été massacrés par les soldats blancs une semaine après?
Bu hiçbir yerde yazmıyor.
Ce n'est pas écrit.
Henüz adımız yazmıyor ama onu bulacaksın.
Tu le trouveras facilement.
Teğmen Steiger rapor yazmıyor.
Le lieutenant Steiger ne va pas faire de rapport.
Yazmıyor.
Ça ne dit rien.
İnsanlar utanmasın diye peruk yazmıyor ama kokusunu alabilirsiniz.
Il n'y a rien d'indiqué pour ne pas embarrasser - mais on les sent bien.
Üzerinde adın yazmıyor.
Ils ne vous connaissent pas. Votre nom n'est pas marqué.
6 yıldır da yazmıyor.
Elle n'a pas écrit depuis 6
Kendi hakkında hiçbir şey yazmıyor.
Il n'y a rien le concernant.
Larry, fiyatlar yazmıyor.
Larry, il n'y a pas de prix.
Sözleşmemin hiçbir yerinde bu hale gireceğim yazmıyor. Haksız mıyım?
Y a pas marqué dans mon contrat que je dois me ridiculiser.
- Haritada bu yazmıyor.
- Ce n'est pas écrit sur la carte.
Kapıda "Çılgınlar Kulübü" gibi bir şey yazmıyor.
Elle n'a pas d'enseigne au néon "La cage au Folles".
- Artık yazmıyor musunuz?
Vous n'écrivez plus?
Kimse bana onun hakkında bir şey yazmıyor.
Personne ne me donne de ses nouvelles.
Orda senin adın da yazmıyor...
- Toi non plus.
Gerçekten, anlamıyor musun Çavuş ya da imalarda mı kim yazmış bunu, bir sonraki satıra hatırlamıyorum.
Je ne comprends pas vos insinuations, sergent. Ni la personne qui a écrit ça. J'ai oublié ma réplique.
Yarın bu zamanlarda 1200 mektup yazmış kopyalıyor ve 1200 aileye hükümet politikasını sorgulamamalarını söylüyor olabilirim!
Á la même heure demain, il se peut que je fasse 1200 copies de cette lettre pour 1200 familles en leur affirmant que tout a été fait pour le mieux!
Ama herhangi bir şey yazmıyor.
Il y a rien.
Biliyorsun bileğim sorun çıkarıyor. Sana yazmıştım.
c'était magnifique!