Yeller tradutor Francês
101 parallel translation
- Tuvalet masasının üstüne bırakmıştım. Demin yukarı çıktım ve yerinde yeller esiyordu.
Il était sur ma coiffeuse, et maintenant il a disparu.
Tabii ki oraya vardigimda kusun yerinde yeller esiyordu.
Bien entendu, à mon arrivée, l'oiseau avait disparu!
Allahaısmarladık. Hadi kardeşim, yeller yolunca esip gemiler kalktıkça, ihmal etme, haber yolla bana.
Profitez de chaque occasion pour m'écrire.
Korkutmaların boşuna Cassius, korkmam. Dürüstlüğüm öyle bir zırh ki benim savurduğun şimşekler yumuşak yeller gibi geçer üstümden, duymam bile.
Rien ne m'effraie dans tes menaces, ma loyauté me défend, elles passent au-dessus de moi, tel un vent faible et dédaigné.
Şimdiyse anılardan başka bir şey yok. Bir zamanların beyzbol sahasının çimleri üzerinde şimdi yeller esiyor.
Il n'abrite plis que des souvenirs et un vent qui balaie les herbes qui ne furent pas toujours folles.
Üç yıl önce gelseydin bu şehrin yerinde yeller esiyordu.
Comme ma ville. Il y a 3 ans, c'était plat. Un désert.
Geldiğini biliyorsun herhalde. Ve Yeller.
Elle vient, Yeller aussi.
Hoban sana Yeller'dan söz etti mi?
Hoban t'a dit pour Yeller?
- Lady Fingers. - Yeller!
- Lady Fingers.
Seni gördüğüme sevindim.
- Yeller!
Merhaba Yeller.
Bonjour, Yeller.
Yeller, iki dörtlüyle onu nasıl üttüğünü anlattı.
Yeller m'a dit que vous l'aviez battu avec une paire de quatre.
Ben, Pig, Yeller ve Doktor Sokal.
Pig, Yeller, Doc Sokal et moi-même.
İki şampiyonun işi bitse komik olurdu değil mi Yeller?
Ça serait marrant que je batte les deux champions, hein?
- Yeller toparlanıyor.
- Yeller en a fini.
Her sene bu şeye bir sürü para harcıyoruz. ama her gelişimizde bir öncekinin yerinde yeller esiyor.
On dépense des sommes folles pour ces trucs et ils disparaissent d'une année à l'autre.
Oh, üzülme, Freddy. Senin içinde biraz var. Rhonda, Donna, Sherry, ve ufak Yeller.
Oh, t'en fais pas, Freddy, j'ai quelqu'un d'autre j'ai Rhonda, Donna, Sherry, et Little Yeller.
Old Yeller'ı seyreden var mı?
Qui a vu Old Yeller?
Old Yeller finalde vurulduğu zaman kim ağladı?
Qui a pleuré quand le fidèle vagabond est tué à la fin?
Old Yeller vurulunca kimse ağlamadı mı?
Personne n'a pleuré quand il est tué?
Çok komik, Peg, fakat geçen gün tamirciye parasını ödemek istediğimde birde baktım ki parayı koyduğum yerde yeller esiyor.
Tu vois, fiston, le problème de la société aujourd'hui est le suivant : Plus personne ne se bat pour quoi que ce soit. - Donc on peut avoir le téléphone?
Doğu Yeller Şefi emekli olacak!
Le chef du clan des Vents paisibles prend sa retraite aujourd'hui.
Bir kamyonun yerinde yeller estiği her sefer parmaklık arkasına atılacağım demek mi oluyor?
Ils vont me boucler chaque fois qu'un camion disparaît?
Hadi kardeşim, yeller yolunca esip gönderilecek yol bulunursa ihmal etme, bana mektup yaz.
Ma soeur, dès que les vents seront favorables et qu'un navire partira, donnez-moi de vos nouvelles.
"Old Yeller" mutlu bir filmdir.
Il est gai, ce film!
Yeller'in aileyi kurtarması ve herkesin mutlu olması mı?
Yeller se bat contre le loup et tout finit bien.
Olamaz, o senin arkadaşın. O senin Yeller'ın.
C'est ton copain, ton Yeller!
Sezon 2, Bölüm 20 "Yaşlı Yeller Ölür"
Celui qui se met à parler
"Old Yeller" olayı hakkında büyükannemle konuştum.
J'ai parlé à ma grand-mère du Vieux Yeller.
Ama essin yeller!
Mais souffle, vent!
Esen yeller filan. Hadi tekrarla.
Le vent qui souffle, et tout ca.
" Essin yeller!
" Souffle, vent!
Annenin biz oraya Old Yeller ile vardığımızdaki yüz ifadesini düşünsene.
Imagine la tête de ta mère... quand on arrivera avec le Vieux Yeller.
Old Yeller hepimizi kurtarır.
Ie Vieux Yellerva nous sauver!
Old Yeller'ın bu durumdan çıkması için herkesin yardımına ihtiyacı var.
Si le Vieux Yeller... doit sortir de la boue, il va avoir besoin de votre aide.
Old Yeller!
Le Vieux Yeller!
Old Yeller hepimizi kurtardı.
Le Vieux Yeller nous a tous sauvés!
Old Yeller'ı öylece bir kenara atamayız.
On ne peut pas remplacer le Vieux Yeller.
Hayır, o da İhtiyar Yeller.
- Ca, c'est le Fidèle Vagabond.
Bu itin Dostum Yeller'ın sonuna mazhar olmasının zamanı geldi.
Ce cabot doit finir comme dans Disney.
- İhtiyar Yeller, Tony aradı mı?
J'ai reçu un appel de Tony?
Yeller benim köpeğim.
C'est mon chien.
Bir zamanlar şişenin durduğu yerde şimdi yeller esiyor.
Là où la table était garnie se dresse aujourd'hui un cercueil.
- Teşekkür ederim. Old Yeller'ı da kiralayalım mı?
On loue aussi Old Yeller ou ça fait juste pleurer les garçons?
Müvekkillerimiz, aşk kıvılcımları titrediği ve sönmek üzere olduğu için aklı karışmış ve acı içinde geldiklerinde.. ... yanan enkazda değersiz ödülümüzü bulabilmek için, o kıvılcımı söndürmeye mi çalışırız? Yoksa, bu değerli, çok değerli kıvılcımı aşk dolu, yaşama dönüşmesi için yeller miyiz?
Chers confrères... quand nos clients arrivent perdus... en colère, blessés... parce que la flamme de leur amour menace de mourir... cherchons-nous à l'éteindre... pour tirer des cendres fumantes notre dérisoire récompense... ou attisons-nous cette flamme, cette si précieuse flamme... pour qu'elle reprenne vie?
Ha ha! Yaşlı Yeller'dan daha unutulmaz olacağım! Ha ha ha!
Ma mort sera plus grandiose que celle de Lassie!
Kasayı açtığımdaysa, paranın yerinde yeller esiyordu.
Car, j'ai vérifié le coffre, et l'argent avait disparu.
Bir zamanlar yatın olduğu yerde, şimdi yeller esiyor.
Là où un yacht se tenait plus rien ne resterait!
Kulelerin orada yeller esiyordur artık.
Il reste plus que de la poussière et des briques.
Bakıyorum da Kol'u getirene kadar cadı kalma sözünün üzerinden yeller esiyor.
Je vois que tu tiens ta promesse de rester une sorcière jusqu'au retour de Kol.
Ne yapıyorsunuz arkadaşlar?
- Monica a mis Le vieux Yeller.