Yeminle tradutor Francês
388 parallel translation
Şahane bir yer diyorlar, yeminle.
Ils vous disent : " Quel pays magnifique!
" Yaradana yeminle ki
" Par le Dieu vivant qui t'a fait
- Haberi duymadın mı? - Yeminle. Gerçekten mi?
Tu ne connais vraiment pas la nouvelle?
Cemiyetimize, sadece her yıl yeniden yapılan bir yeminle... bağlı kaldığımızı öğrenince biraz endişelendi.
Il était inquiet d'apprendre que dans notre ordre, on ne prononce que des vœux annuels.
"Her söyleneni yeminle inkâr etmen, " İçimi kemiren güçlü kanıtları "ne yok ediyor, ne de susturuyor. " Öleceksin!
Ainsi confesse franchement ton péché, car en nier sous serment chaque article ne peut ni écarter, ni étouffer la forte conviction qui me fait gémir.
Bütün bildiğim bu. Yeminle.
C'est tout ce que je sais.
Sayın jüri üyeleri, biraz önce ettiğiniz yeminle bu davada kararınızı kanıtlara göre vereceğinize söz vermiş oldunuz.
Mesdames et messieurs les jurés, vous avez prêté serment de juger à partir des témoignages.
Kutsal bir yeminle ölene kadar itaat edeceğine dair yemin ettin.
Tu as juré d'obéir jusqu'à la mort,
Birini ilk defa görünce, yıldırım aşkı. Onu seviyorum, yeminle.
Quand j'en vois une pour la première fois, c'est le coup de foudre.
Yeminle! Seni evine götürüyor da denebilir.
Ma parole, on dirait qu'elle t'emmène chez elle.
Domates gibi, yeminle.
Je te jure!
Yeminle!
Je te jure!
- Evet, evet, yeminle beğendim.
Ouais, ouais, je jure que j'adore ça.
- Kim o? Yeminle, tanımıyorum.
- Je le connais pas, ma parole.
- Yeminle en az 150 kilometreyle gidiyordu.
Il devait aller à 140 km / h.
- Yeminle olmaz!
- Je le jure!
- Bilmiyorum. Yeminle, bilmiyorum.
- j'en sais rien, je te jure.
Yeminle öyle.
Vraiment!
O yüzden geldim ve soruyorum, Tanrı üzerine yeminle söyle bu mektuptaki doğru mudur?
Alors je suis venu et je vous demande, est-ce que cette lettre... dit la vérité?
- Ekmek ve su verilir şaire hakimin evinde ama nesir ve şiir öldürülür her gece acımasızca ekmek dedimse, yeminle söyleyeyim size, kıldan incedir o evde...
Du pain et de l'eau, voilà ce que Hakim offre aux poètes. Pendant que les vers et la prose sont chaque nuit massacrés. Et je le jure, le pain, chez lui, est plus fin que du papier.
Ben sadece saymak istemiştim baba, yeminle bak.
Je voulais seulement le compter, papa. C'est la vérité.
- Yeminle.
- Je te jure!
Yeminle, sevgilim...
- Je vous assure, mon Coeur...
Sonsuz Karanlık'ın Kalesi orada bir yerde, yeminle!
La forteresse des Ultimes Ténèbres. C'est par là!
Hiç değil, yeminle.
pas du tout je te jures.
Bir daha buraya gelirsen seni öldürürüm. Yeminle.
Si tu reviens, je te tue.
Yeminle bu çok komik.
On peut aussi dire ça comme ça.
Yeminle! Tamam, bırak onu.
Il m'a dit de vous envoyer déjeuner.
Yeminle, ne zaman ikinizi 1 saatliğine bile yalnız bıraksam dönüşte tam bir faciayla karşılaşıyorum!
Ça l'a tué, lui et le réparateur télé. Sérieusement, je ne peux pas vous laisser tous les deux à la maison plus d'une heure sans qu'un désastre n'arrive!
Ama, yeminle bu zaman almıştı.
Même s'il a fallu le temps.
Yeminle, sana anlatacak bir hikayem var.
Il faut que je vous raconte ça.
Kapıya vurdum. Yeminle "girin" dendiğini duydum.
J'ai frappé et je jure que j'ai entendu "entrez".
Baba, bir daha asla bahis oynamam. Yeminle!
Je ne parierai plus, je le jure.
Bu yeminle hayatlarını birleştirecekler.
Les vœux qu'ils prononceront uniront leurs vies.
Önce onu gebertirim, yeminle...
Je l'aurai en premier...
- Vallahi hissediyorum.. Yeminle ne bulursa yiyecek bu... Sevgilim..
Je crois que je le sens, ce produit s'attaque à tout.
- Birisinin canını yakacağım yeminle!
- Je vais descendre quelqu'un.
Ettiğim yeminle asla çatışmayacak normal birşeyden sözediyorum.
Ce n'est pas en contradiction avec mon serment présidentiel.
Yeminle, kaybolduysa bileklerimi keserim.
Si je l'ai paumé, je me flingue.
Ettiğimiz kutsal yeminle ilgili.
Si tu as prêté serment. Tu te souviens?
Dini yeminle bana bağlı değil misin?
N'es-tu pas liée à moi par un serment sacré?
Yeminle, yeminle bir tek nintendo için para ayırıyorum fazladan.
Ne le vole pas! Je te jure que je ne l'ai pas volé, mon Cemal!
Sevgim ne yükseklerde tutuyordu onu. Sevgim hep el ele yürüyordu evlenirken ona ettiğim yeminle. Nasıl bu kadar alçalır o yaratığın çamuruna?
Après moi, dont l'amour était tel qu'il allait main dans la main avec la foi que je lui avais jurée, s'abaisser à un misérable dont les dons naturels étaient si pauvres, comparés aux miens!
Yeminle seni tanıyorum. Hiç karşılaşmış mıydık?
Bien sur que c'est vous que je regarde.
Perrault'un yeminle söylediği peri büyükanne ve sihirli balkabakları gerçeğe daha yakın olabilirdi.
Certes, la version de Perrault avec la marraine la fée et la citrouille, a ses partisans.
Yeminle, bazen hiç değmiyor.
Je me demande parfois si ça vaut le coup.
- Yeminle!
Ma parole, Pépé!
- Ölümüm üzerine yeminle kimseye hiçbir şey söylemeyeceğim, nasıl yaptığımı da unutacağım.
Et si tu parles...
Yeminle bak.
Je te jure.
Yeminle, hazırım.
Je le jure sur Dieu, je suis prêt.
Bunu yeminle söylüyorum.
Promis.
yemin 21
yemin ederim 1752
yemin ediyorum 138
yemin ettim 31
yemin ederim ki 107
yemin et 106
yemin ederim bilmiyorum 20
yemin eder misin 27
yemin edin 17
yemin ederim 1752
yemin ediyorum 138
yemin ettim 31
yemin ederim ki 107
yemin et 106
yemin ederim bilmiyorum 20
yemin eder misin 27
yemin edin 17