Yeşim tradutor Francês
240 parallel translation
A Hi'nin sihirli yeşim değneği kullandıkça sürekli küçülüyor!
"Mon morceau de la baguette magique d'A Hi retrécit... chaque fois que j'utilise son pouvoir!"
İyi Yeşim taşlarını gördüğünüzde anlar mısınız?
- Connaissez-vous la valeur d'un jade?
Bu tür yeşim taşı, elmas kadar değerlidir.
- Aussi précieux qu'un diamant.
Marriott size satın alacağı yeşim taşının sahibini söylemiş miydi?
Vous saviez à qui appartenait le jade?
Yeşim hakkındaki sözlerinizle polisi hayli etkileyeceksiniz.
Ce jade les intéressait.
Yeşim babamın.
Le jade appartient à mon père.
Yeşim taşına aşina mısınız bay Marlowe?
Vous êtes amateur de jade?
Yeşim taşı hakkında ne biliyorsunuz?
Que savez-vous du jade?
Yeşim, bay Marlowe bu ülkede yeterince bilinmez ve takdir görmez.
Le jade n'est pas apprécié dans notre pays.
- O kısmını kaçırdın mı? Benden kendisini öpmemi ve yeşim gerdanlığı bulmamı istedi.
De l'embrasser et de retrouver le jade.
Sahip olmadığım yeşim gerdanlığı mı acaba?
D'un collier de jade que je n'ai pas?
Marriott'un geri alacağı mücevher yeşim bir gerdanlıkmış... ve Amthor'un hastalarından birine aitmiş. Değeri de 100,000 dolar civarında.
Marriott devait racheter un collier de jade d'une valeur de 100000 $ pour une cliente d'Amthor.
Bunun yeşim yüzünden olması da ironik.
Ironie du sort! A cause de ce jade?
Ama yeşim, Amthor'a veremeden çalındı.
Mais avant que je donne le jade, il a été volé.
Sen isteneni kabul ettin, ama yeşim çalındı.
Mais le jade a été volé.
Yanımda yetenekli ellerce işlenmiş bir yüzük ve yeşim taşından ve saf gümüşten yapılmış küpeler var.
Un anneau ciselé par des mains expertes? Des boucles d'oreilles en argent?
Sevgilim, Bence Keane ve Simmie senin yeşim taşlarını görmek ister.
Ma chère, je pense que Keane et Simon voudront voir vos jades.
Mercan, madeni para, yeşim taşı ve sanırım 18. Yüzyıldan kalma çeşitli silahlar.
Le corail, les pièces, le jade et, je crois, une collection d'armes du xviiie siècle.
Bu yeşim ve mücevherli kedi, Cathay'lı bir savaşçıdan geldi.
Ce chat de jade orné de pierres précieuses a été offert par un guerrier de Cathay.
Bana kehribar ve yeşim. Tirza'ya da ipek.
Des bijoux pour moi, de la soie pour Tirzah...
Sen yeşim yüzlü Kaplansın!
Vous êtes le Tigre de Jade!
Yeşim yüzlü Kaplan ne dedi?
Qu'avez-vous dit à Tigre de Jade?
Yeşim yüzlü Kaplan'a nasıl katılmış?
Comment se fait-il qu'il se soit allié à Tigre de Jade?
Mavi 6, burası Yeşim 6.
B-6, ici J-6.
Mavi 6, burası Yeşim 6!
B-6, ici J-6.
Annem bana bir yeşim taşı vermişti ve bana beladan uzak durmamı söylemişti, ama bütün bu olanlarla...
Au pays, ma mère m'a bien dit de me tenir tranquille. J'ai tué tant de gens. Que dois-je faire?
Hecate'ın yeşil yeşim muskası kendisinde olduğu sürece, ölmeyeceğini söyledim.
Mais je lui ai dit qu'il ne risquait rien tant qu'il avait l'amulette d'Hecate en jade.
Bir çok eyaletten yeşim taşları
Un tripode de la dynastie Shang.
Doğru ve saçında yeşim bir iğne var!
Il s'agit donc d'elle.
Bir çift yeşim bülbül, biri zümrüt kanatlı biri inci kanatlı.
Deux colibris de jade, l'un avec des ailes d'émeraude... l'autre, des ailes en perles.
Yeşim bir kaplan biblosunun içine sakladı
Shangguan Ren a volé ce tigre.
Shangguan Ren bu yeşim kaplanı yanına almış Shangguan Ren'i öldürmeden önce...
Avant que tu ne le tues, il faut qu'il te le rende.
Balçık gibi yaşamaktansa kırık bir yeşim taşı parçası olarak ölmek daha iyidir.
Plutôt mourir brisé net comme le jade que vivre à terre comme l'argile.
Ci Ci, bu yeşim kolye senin
Zhi-zhi, je t'offre ce collier d'or et de jade.
Yeşim kolyemi takmayı hak etmiyorsun
Tu n'en es pas digne.
Ci Ci'nin Yeşim kolyesini geri ver!
Rendez-moi le médaillon de Zhi-zhi.
Yeşim kolye, İşte burada
Ce médaillon est ici. Viens le chercher.
Bu kılıç yıllardır kayıptı. nasıl elde ettin onu? Yeşim köşkü duydun mu?
C'est là que le chevalier Li Guan-yu collectionne les épées les plus rares.
Yeşim Köşkü en üstün savaşçı... Li Guanyu'ın kıymetli kılıcını tuttuğu yerdir.
Si cela vous intéresse, venez admirer nos plus belles pièces.
Yeşim köşkünün sahasındayız harikulade
Vous pouvez visiter les environs. Nous allons préparer votre accueil.
Yeşim köşkten Li Yuhan.
Je suis peut-être un client! Je ne vous ai jamais vu.
Yeşim Köşkü insanları daima dostlarının yanındadır.
Tu ne peux pas mourir. Renonçons à y aller.
Kımıldamayın. Yeşim köşkünü ilgilendirir bu.
Tu es l'unique descendant de la famille Li, tu ne peux mourir ici.
Yeşim Köşkten Li Yuhan... Yi Tien-hung
Que les acheteurs préparent leur or.
Antika yeşim!
Jade antique!
Annem bu yeşim taşını Güneydoğu Asya'dan getirdi.
Ce jade a été ramené par ta grand-mère de Malaisie.
Güzel gözler, pürüzsüz yeşim taşı gibi.
De magnifiques yeux verts, on dirait du jade.
Irene, seni yeşim odasından çağırıyorlar.
Ils t'attendent!
Bu yeşim kaplanı ondan mutlaka almalısın
Un tigre de jade?
Yeşim Kaplan mı?
Un tigre de jade.
Yeşim Kaplan
Connais-tu les ordres "Nuage et vent"?