English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yok edici

Yok edici tradutor Francês

423 parallel translation
Yok edici salgın kırıp geçirdi :
L'epidémie se propage à grande vitesse.
"Yok edici ay ışının sırrı"
Le Secret des rayonnements mortels de la Lune
Atomik yok edici!
Un désintégrateur atomique!
Profesör bu elimdeki tek Oksijen Yok Edici'si.
Professeur, c'est le seul destructeur d'oxygène en ma possession.
Exeter, bir haberleşme cihazına neden yok edici bir ışın koyuyoruz?
Dites-moi, Exeter. Pourquoi un dispositif de communication... devrait-il être équipé d'un rayon destructif?
Geceyarısı yok edici Mısır'ın ortasına dalacak ve tüm ilk doğanlar ölecek, Firavun'un ilk çocuğundan hizmetçilerinin ilk çocuklarına dek.
À minuit, le destructeur descendra au sein de l'Égypte et tous les premiers-nés mourront, du premier-né du Pharaon au premier-né de ses serviteurs.
Yok edici bir organizmaya uygun bir şekilde aşk tanrıçasının adı verilmiş.
Un organisme vorace. A juste titre, on lui a donné le nom de la Déesse de l'Amour.
Bizim de aynı olduğumuzu bilmiyordum o zaman. Hepimizin bu yok edici yaratılışın tutsağı olduğumuzu bilmiyordum.
J'ignorais alors qu'il s'agissait de nous... que nous sommes tous pris au piège par l'avide Création.
Dinle, yabancı... ikinizde... ışığın kör ettiği, ve havanın boğduğu şu yukarıdaki sahradan geliyorsunuz, sadece yok edici güçlerin yaşadığı yerden.
Écoute, étranger... Vous appartenez... tous deux... à... cette région sauvage au-dessus du sol... où la lumière aveugle, l'air étouffe, où seules vivent des races destructrices... et d'où aucun de ceux d'entre nous qui y sont allés n'est jamais revenu!
- Canlı bir hücre yok edici mi? - Evet.
- Un destructeur de cellules vivantes?
Bu yok edici işlemi geri döndürüyor, hücreleri içe doğru büyütüp onları öldürüyor.
Ce destructeur aurait inversé le processus, et incité les cellules à croître vers l'intérieur avant de mourir.
Unutma, yok edici Animus'un karanlık tarafaına yönelmeli.
N'oubliez pas, le destructeur doit viser la face sombre de l'Animus.
Barbara, yok edici.
Harbara! Le destructeur!
Çevremizdekiler için kirler önemsizdirler, bu kötü küçük şeyler çarşaflarınızın arasında, Spash'in yok edici etkisiyle ortadan kaldırılırlar.
Pour nous, les amis des détergents, la saleté est un petit ennemi, un petit diablotin qui fuit à toutes jambes les draps, effrayé par les menaces vengeresses de Spash.
USS Intrepid ve Gamma 7A Sistemi'ni yok eden şey devasa ama tek hücreli bir canlı ve enerjisi yok edici.
La chose qui a détruit l'USS Intrepid et le système Gamma 7 A est un être unicellulaire gigantesque qui libère des énergies destructrices.
Sen bir tür yok edici misin?
Pour jouer les anges exterminateurs?
Bu ve müteakip konuşmalarımız adına benim adım Yok Edici Güç.
À partir de maintenant, et pour nos conversations à venir, je serai... Juggernaut.
İki saat içinde ben, Yok Edici Güç'ten haber alacaksınız.
Vous aurez de mes nouvelles, de celles de Juggernaut, d'ici deux heures.
Yok Edici Gücün bombası sözde demo bombası 20 dakika önce güvertede patlamış.
La bombe de Juggernaut, sa soi-disant bombe de démonstration a explosé à bord il y a 20 minutes.
Bu da bize sizin şu "Yok Edici Güç" ünüzü bulmamız için... - 22 saat verir.
Ce qui nous laisse un peu moins de 22 heures pour trouver votre "Juggernaut".
Yok Edici Güç'ün düzeneklerini derhal devre dışı bırakma emriyle gidiyorlar.
Ils ont pour consigne de désamorcer les engins explosifs de Juggernaut.
Yok Edici Güç'ün tekrar aramasını ödeme direktiflerini ve fidyeyi ödemeyi düşünüyoruz.
Nous attendrons l'appel de Juggernaut, prendrons note de ses directives et paierons la rançon.
- Yok Edici Güç.
Juggernaut.
Sizin şu Yok Edici Güç, oldukça zeki bir herif.
Un malin, votre Juggernaut.
Yok Edici Güç sen olsaydın Charlie şu anda yapmaya başladığımız şeyi yapmamamız için bizi nasıl engellerdin?
Si tu étais Juggernaut, Charlie, comment essaierais-tu de contrecarrer nos plans?
Şimdi bakalım bu Yok Edici Güç ne kadar zekiymiş?
Vérifions le degré d'intelligence de Juggernaut.
Zeki bir adamsın Yok Edici Güç.
T'es sacrément rusé, Juggernaut.
Sen sağlam bir adamsın Yok Edici Güç.
Tu es fort, Juggernaut.
Polis başkomiseri McCleod konuşuyor, Yok Edici Gücün sesi İngiliz aksanı.
Commissaire McCleod, police. Juggernaut a un accent anglais.
Tony, senin Alman tasarımcı ölmüş ama Yok Edici Güç'ü bulduk.
Tony, ton concepteur allemand est mort, mais ils ont attrapé Juggernaut.
Birden her şeyin aslında çok..... korkunç ve yok edici olduğunu fark ettim.
une vision s'est imposée à moi. Tout était horrible, hostile.
Anlamadığım şey neden her zaman yok edici olmak zorunda?
Mais je ne comprends pas... pourquoi c'est toujours destructeur.
- Tarayıcı menzilimizi büyütmek için. Daha fazla yok edici çağırıp bizi çapraz ateşe tutmaları olasılığına karşı. - Ah.
- Pour augmenter la portée des scanners au cas où ils enverraient d'autres destroyers pour nous prendre entre deux feux.
Doğulu Birliklerin yok edici filosu Terra'dan geçen her şeyi yok etti.
Une flotte de l'Alliance de l'Est a détruit tout ce qui venait de Terra.
Evet, Yok edici İki olayı rapor etti.
Oui, Destroyer Deux a rapporté cet incident.
Yok edici 2 deki o beceriksizler!
Ces incompétents du Destroyer Deux!
Hayır, bence Alfred bir "yok olucu" değil de, daha çok bir "yok edici" olmalı.
Non, vous voyez, Alfred ne disparaît pas. Il fait disparaître.
Bir "yok edici" mi?
Dispa... raître.
Bu, şu gördüğün zavallı askere konan bir talih kuşu mu yoksa yok edici bir tuzak mı?
Est-ce un coup du destin pour ce minable soldat... Ou bien un présage de destruction?
Yok edici.
Un Terminator.
Yok edici bir sızma birimidir. Yarı insan, yarı makine.
C'est une unité d'infiltration mi-homme, mi-machine.
Bu yok edici dışarıda bir yerde.
Le Terminator est là.
Yok edici çoktan gitmişti.
Le Terminator avait déjà été déplacé.
Tahriş edici madde gibisi yok.
Rien ne vaut le stimulant du matin.
Sadece bir şimşek çakışı kadar sürecek kör edici bir parlaklıkla her şeyi yakıp yok eden İhtilal'in vakti geldi artık.
Car la révolution qui brûle tout aveuglément ne durera que le temps d'un éclair...
Bir ikiyüzlüden daha sinir edici hiçbirşey yok.
Je ne connais rien de plus hypocrite, qu'un faux-jeton!
Yok edici.
Un annihilateur.
Yok edici.
Par annihilation.
Sadece, yeterince tehdit edici bir tipin yok.
Mais vous n'êtes pas assez menaçante.
Tehdit edici bir tipim yok mu?
Pas assez menaçante?
Ayırt edici bir özelliği yok.
Signes particuliers :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]