Yorgundum tradutor Francês
249 parallel translation
Evet, yorgundum, ama... hiç böyle canlı hissetmemiştim!
J'étais fatiguée, mais je... Je ne me suis jamais sentie aussi vivante.
Rhett, çok üşüyordum, çok aç ve yorgundum.
J'avais si froid et si faim. Et j'étais si fatiguée.
Yorgundum.
Un peu de fatigue.
Çok yorgundum. Gece boyunca tarih çalıştım.
J'ai fait de l'histoire toute la nuit.
Yorgundum. Uzun süredir çok yoğun çalışmıştım.
J'étais fatiguée, j'avais beaucoup travaillé.
Lokantayı gördüğümde çok yorgundum.
J'étais désespérée.
Ve sizi temin ederim bulaşıkları yıkamayacak kadar yorgundum.
J'étais trop fatigué pour le laver.
Sanırım yorgundum.
J'étais fatiguée, je crois.
Bunu düşündüm çünkü yorgundum.
Je l'ai pensé car j'étais fatigué.
Ben çok yorgundum eve gidip uyumak istedim.
J'étais fatigué, je voulais me coucher.
Yorgundum. İş mi?
Jétais occupé Les affaires?
Yorgundum.
J'étais fatigué.
Yorgundum, Kaptan.
J'étais fatigué, capitaine.
Cenazeden sonra çok yorgundum.
J'étais épuisé après l'enterrement.
Garip ama ben hep çok yorgundum, bu yüzden çok dinlendirici gelmişti.
Etrange, mais c'était parfait et très relaxant
Yorgundum ve elim acıyordu.
J'étais fatigué et j'avais mal à la main.
Bu gece için özür dilerim. Yorgundum.
- Et puis excusez-nous pour ce soir, j'étais vraiment fatiguée.
O gece öyle yorgundum ki, hemen uykuya daldım.
Cette nuit-là, à cause d'un sommeil agité dû à une grande fatigue...
Dün gece çok yorgundum.
J'avais passé la journée avec un sous-fifre du ministère.
Sanırım sadece çok yorgundum, biliyorsun.
J'ai dû avoir un coup de fatigue.
Kusuruma bakma, çok yorgundum.
- Je tombe de sommeil.
İtiraf etmeliyim ki biraz yorgundum.
Je suis un peu fatigué.
20 gecedir sevişiyor gibi yorgundum ama mutluluktan uçuyordum. Dokuz eylül.
Je me sentais enthousiaste, comme lejeune homme... au trapèze volant, épuisé comme par 20000 amours, mais plus léger que l'air, courbatu et riant de fatigue.
Hayır, içeri girdim çünkü çok yorgundum.
Non.Je suis entrée, car j'étais fatiguée.
- Çok yorgundum... - Diğer yandan, Time dergisinde Charlie McVicker için iki sütun kapladın, ve yayında Alben Barkley'den bahsetmek için Lowell Thoomas'ı seçtin bu iyi...
Mais, vous avez également obtenu deux colonnes dans le Time pour Charlie McVicker... et vous avez fait mentionner Alben Barkley en onde par Lowell Thomas.
Çok yorgundum.
J'étais épuisée.
Yorgundum. Tekne yarışları yüzünden mi?
Iwao Enokizu fait partie des trois personnes les plus recherchées du Japon.
Yorgundum ve çok uzun sürmeyeceğini umuyordum,
J'étais fatiguée mais je me suis dit : si c'est vite fait.
"Kederli değildim ama, sadece yorgundum, " Ve arzuladığım her bir şey... "Dudakların, gözlerin, her gün bana yakışırdı..."
Je n'étais pas triste, mais seulement fatigué... et tout ce que j'ai toujours désiré... ses lèvres, ses yeux, tous les jours devint à moi... "
- Çünkü yorgundum.
- Parce que j'étais fatigué.
Biraz yorgundum ve erken yatmanın iyi olacağını düşündüm.
Je voulais me mettre au lit tôt.
Yorgundum mu diyeceğim?
Que je n'avais pas la force?
Yorgundum, eve gitmek istedim. Arabama bindim ve yine çalışmadı.
Je suis crevé, je veux rentrer, je vais à mon auto qui ne démarre pas.
Buğun bir şeyler almaya uğradım ve çok yorgundum.
Comment ça? Il détestait J.B. Je déteste tout le monde.
Çok yorgundum.
J'étais fatiguée.
Yardım etmek istedim... ve yorgundum.
Pour l'aider. J'étais fatigué.
Yorgundum, çok yorgundum.
J'étais fatigué, très fatigué.
Yorgundum. Korkunç bir durumdaydım.
J'étais fatiguée et énervée.
- Çok yorgundum.
- J'étais naze.
- Bayağı yorgundum patron.
- J'étais naze!
Çok yorgundum.
J'étais assez fatigué.
Niçin mi? Yorgundum. Bir filmim piyasaya çıkıyordu.
J'étais fatigué, on y présentait mon film
O kadar yorgundum ki, uçacak takatim kalmamıştı.
J'étais épuisé, je n'avais plus la force de piloter.
Yorgundum, filme gitmeyi düşündüm.
J'étais énervé. J'ai pensé aller voir le film.
Çok yorgundum.
J'étais si fatigué.
Sadece, biraz yorgundum.
- Non, juste fatigué.
Bak, eğer bütün bunlar daha önce söylediklerim yüzündense, yorgundum.
Si c'est au sujet de ce que je t'ai dit, j'étais fatiguée.
Yorgundum.
J'étais fatiguée.
Sonra aşağı doğru çekildiğimi hissettim, giderek ağırlaştım. O kadar ağırdım ve yorgundum ki- -
Puis je me suis sentie abattue, je suis devenue lourde... si lourde, si fatiguée et c'était...
Ama ne yazık ki çok fazla yorgundum
J'étais vraiment fatigué
Yorgundum.
Oui.
yorgunum 408
yorgun 65
yorgun musun 109
yorgunsun 91
yorgunluk 18
yorgun değilim 53
yorgun görünüyorsun 124
yorgun olmalısın 55
yorgun görünüyorsunuz 20
yorgun olmalısınız 27
yorgun 65
yorgun musun 109
yorgunsun 91
yorgunluk 18
yorgun değilim 53
yorgun görünüyorsun 124
yorgun olmalısın 55
yorgun görünüyorsunuz 20
yorgun olmalısınız 27