Yoruldum tradutor Francês
3,056 parallel translation
- Çok yoruldum bu akşam ve- -
Bon, la soirée a été longue, et...
Çok yoruldum.
Ah, c'est creuvant.
Yoruldum. Kafeini duble yapalım.
Un café, double.
Sır saklamaktan artık yoruldum.
Je suis fatiguée de garder des secrets.
Sadece biraz yoruldum.
Je suis juste crevée.
Paul, yoruldum, tamam mı?
- Je suis crevé, d'accord?
Yoruldum çünkü bütün günümü biri acaba bana "sürpriz" diye bağıracak mı diye merak ederek geçiriyorum ve kimse de bir halt bağırmadı.
- J'ai passé la journée à me demander si on allait me crier "surprise", et personne l'a fait.
Yoruldum.
J'aurai essayé.
Son zamanlarda çok yoruldum, gücümü korumak için elimden geldiğince çok protein yiyorum.
Ca fait quelque temps que je suis épuisé, et j'essaie de manger autant de protéines que je peux pour garder ma musculature.
Yoruldum.
Je suis trop fatiguée.
Kendini öldürmeye çalışmış biri olarak görünmekten yoruldum. Yapmadım.
Je ne veux plus passer pour la fille qui a voulu se tuer, c'est faux.
Yoruldum artık, süremeyeceğim.
Je ne peux pas! Faisons une pause, d'accord?
Tek başıma çalmaktan yoruldum.
Je suis fatigué de jouer pour moi-même.
Çok yoruldum.
Oh je suis fatigué.
Çok uzun süre derdimi anlatmaya çalıştım ve kimsenin beni dinlememesinden yoruldum artık.
J'ai déjà beaucoup parlée, et je suis fatiguée que personne ne m'écoute.
Güzel vakit geçiriyorum ama gezmekten yoruldum.
Je m'amuse, mais je commence à avoir froid.
Yoruldum, eve gidebilir miyiz?
Je suis fatiguée. On rentre?
Bugün çok yoruldum.
Je suis déjà tellement fatiguée.
Çok yoruldum.
Je suis claqué.
- Milletin bana bu kadar dikkatli bakmasından yoruldum artık.
- Je suis fatiguée que les gens soit si attentionné avec moi.
Yoruldum, baba.
Je suis fatiguée, papa.
Her aşağı baktığımda, ne kadar korkak olduğumu hatırlamaktan yoruldum. Bu bana ikinci bir şansmış gibi geliyor.
Je suis fatigué de toutes les fois où j'ai regardé derrière moi de me rappelé a quel point je suis lache
Şimdiden yoruldum.
Je suis déjà fatiguée.
Her zaman, " Çok yoruldum.
C'est plutôt :
Yoruldum artık, Ope.
Je suis fatigué, Ope.
Ama yoruldum şu bilmediğim histen.
Mais je me sens comme envahi par...
Çok yoruldum.
Je suis crevé.
Kaçmaktan yoruldum.
J'en ai marre de fuir.
Biraz yoruldum.
Je suis fatiguée.
Böyle omzumda yürüyünce biraz yoruldum gibi sanki.
Vous savez, je fatigue un petit peu de vous voir me marcher dessus.
Boş vermekten yoruldum.
Marre de renoncer.
10 dakika önce aldım, şimdiden çok yoruldum.
Je l'ai prise il y a dix minutes, et je suis déjà tellement fatiguée.
Yoruldum. Dinlenmek istiyorum.
Me reposer.
Yoruldum... 5 dakika ara verelim.
Je suis fatigué. Faisons une pause de cinq minutes.
Çok yoruldum.
Les gens devraient savoir quand s'arrêter de parler.
Yoruldum.
tu m'en vois navrée si tout ça est trop dur à supporter pour toi.
~ Seni delicesine özlüyorum. ~ Bir aptal gibiyim, bir aptal. ~ Yorgun olmaktan yoruldum artık.
Je vais devenir folle parce que je veux t'oublier tellement idiote ni à te dire de revenir
Ringde, ring dışında, düşüşün boyunca. Ve yoruldum.
Sur le ring, en dehors, au fonds du puits, et j'en ai marre.
O kadar sessiz ki fena halde yoruldum.
D'ailleurs, c'est tellement calme que j'ai un coup de barre.
Bilgin olsun Carol, kalmam için yalvardı ama yarışma programlarına katılıp film yıldızlarıyla çıkmaktan yoruldum.
Je te signale, Carol, qu'il m'a suppliée de rester mais je suis épuisée à force de passer aux jeux télé et de fréquenter des stars.
Çok yoruldum.
Je suis crevée.
Eşyalarını taşımaktan yoruldum sadece.
C'est juste que j'en ai marre de porter tes affaires.
O kadar yoruldum ki Archie.
J'en ai tellement marre de tout ça, Archie, tu sais.
Çok yoruldum.
Je suis épuisée.
Çok yoruldum.
Je suis tellement épuisée.
Hadi ama dostum. Bu şeyden gerçekten yoruldum artık.
Je commence à en avoir assez de tout ça, j'ai découvert de ma relation était un mensonge.
- Yoruldum.
- Je suis épuisé.
Yoruldum. dinleniyorum.
Je me repose.
Çok yoruldum.
Je suis fatigué, je suis fatigué.
Ben de çok yoruldum.
La banque?
- Yoruldum.
- Je suis fatiguée.