English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yös

Yös tradutor Francês

87 parallel translation
Tedavi edilmeden önceki dönemde ben ve öteki YÖS hastası, birlikte avlanıyorduk.
Quand je n'étais pas encore sous traitement. Moi et un autre mort-vi...
Pek çoğunuzun YÖS'lüleri Topluma Kazandırma ile ilgili endişelerinizin olduğunu biliyorum.
Je comprends que beaucoup d'entre vous partagent les inquiétudes de votre vicaire concernant l'initiative de réinsertion des victimes du SPD.
Papaz, YÖS hastaları kimseye saldırmaya karar vermediler.
Mr le vicaire, les victimes du SPD n'ont jamais "décidé" d'attaquer quiconque.
- Genç adam, sana bütün asimile olmuş YÖS hastalarının yasal olarak ilaçlarını almak zorunda olduğunu garanti ederim.
- He bien jeune homme, laissez-moi vous assurer que toutes les victimes du SPD réinsérées sont légalement obligées de suivre leur traitement.
Eğer bir YÖS hastası toleranslı olmaya başlarsa..... bu konuyla ilgili de kesin protokoller var. Öyle ki...
Et concernant l'infime possibilité qu'une victime du SPD devienne insensible au traitement, nous avons prévu des protocoles très stricts, qui...
Kuşkusuz şehirlerdeki tedavi edilmemiş YÖS hastalarını azaltmak...
Il est vrai que, que... la répression des SPD non-traités dans les villes...
"YÖS Toplumuyla İlgilenme Ofisi'ndeki eğitimle ilgilenir miydiniz?"
"Seriez-vous intéressée par, euh" "un stage de formation pour devenir un agent de soins pour victimes de SPD?"
Aslında asla şiddetle bir YÖS hastasıyla ilgilenmeyi kabul etmedim. Yani biliyorum bir zamanlar kurdurmuşlardı. Çok fazla soruna neden oldular.
Je veux dire que j'ai jamais vraiment été d'accord avec hum, le fait qu'on traite mal les victimes de SPD, j'veux dire, je sais qu'ils ont été enragés pendant un temps et fichu le bordel, mais tu sais, le passé, c'est le passé.
Peki ya YÖS Koruma Kanunu?
Même pas avec la loi de protection SPD?
Bak, ortalıkta dolaşan yasadışı bir uyuşturucu var YÖS çocukları ona "Mavi Unutuş" diyor.
En fait, il y a une drogue illégale qui circule en ce moment, les gamins qui ont le SPD appellent ça le Blue Oblivion.
YÖS Toplumuyla İlgilenme Ofisi Yardım Hattı'nı aradığınız için teşekkürler.
Merci d'avoir contacter la hotline du SPD pour le personnel administrant les premiers soins aux atteins du SPD
YÖS hastalarının olduğu bütün evler tanımlanmalı.
Toutes les maisons avec des malades de PDS doivent être identifiées.
Oğlum Henry, durumunu YÖS hastası olduğunu bilen sapıklardan her geçen gün artan hayran mektupları alıyor.
Eh bien, mon fils Henry reçoit des courriers de fan de pervers qui trouvent son état, PDS, excitant.
Roarton'da YÖS kerhanesi olduğunu biliyor muydun?
Saviez vous qu'il y avait une maison close de PDS à Roarton?
" Halperin Weston gelecek kuşak YÖS tedavileri için klinik deneylerdeki olumlu sonuçları duyurmaktadır.
" Halperin Weston annoncent des bons résultats dans les essais cliniques pour la prochaine génération de traitements pour PDS.
Bu kuduz, yani bu YÖS hastası böyle olmaya başladı.
Cet enragé, qui souffre de PDS, commence à avancer comme ça.
YÖS insanlarını arzulamıyorum...
Je n'aime pas les personnes souffrant de PDS..
Orada beni çiğ çiğ yerler.
Les... les "Yos"... Ils vont me bouffer tout cru là-bas, mec.
Peki yo-yo'nun çoğulu da yos-yo mu?
Alors, quoi, le pluriel de yo-yo, c'est yos-yo?
Vur ona. Bana güven! Vur.
Vas-y, Yos, tabasse-le!
Yos! Vur.
Achève-le!
Yos! Şef senden telefonunu değiştirmeni istedi.
Yos, le chef veut que tu changes de portable.
Yos! Lanet olsun!
Yos, sale enfoiré!
Haydi gidelim! Hey, kızlar, hesabı Yos ödeyecek!
Les filles, pour la note, voyez avec Yos.
Kimin kanını kullandın?
Yos, c'est le sang de qui?
Yos'u arasana.
He! Appelle Yos!
Yos Dao'yu beceriyor.
Yos nique Dao, Dao s'envoie Yos!
Yos Dao'yu beceriyor.
ça te pose un problème?
Ne yapacağız?
Yos, fais quelque chose!
Sakin ol, Yos.
Calme-toi!
Yos! Nereye gidiyorsun?
Où tu vas?
Git!
Va retenir Yos, vite!
Yosthana seni gebertecek. Tabii beni de unutma.
Le jour où Yos te tuera, tu penseras à moi.
Yapma, Yos! Bırak beni!
- Non, Yos!
Yos! Kılıcın!
Tiens, Yos!
Bu tam bir felaket!
Yos! C'est un vrai merdier!
Yos, bu bir ses kaydedici.
Yos, le magnétophone!
Hey!
Range ça, mec. Hey, les yo-yos.
Yo-yo koleksiyonu olan bir adamdan bahsediyoruz.
Venant d'un gars qui a une collection de yo-yos.
Yo-yo sevmez misin?
Tu n'aimes pas les yo-yos?
Yo-yolarla bir sorunun mu var?
Tu as un problème avec les yo-yos?
Yer var. Dedene yer aç Yoş.
Yosh, faire de la place pour ton grand-père.
Kapıyı kapat Yoş.
Yosh, ferme la porte.
Yoş'un tüm arkadaşlarına ne kadar kendini adamış bir baba olduğunu anlatmak için lisedeyken eğilim testine girmeye "cesaretlendirmeni" söylemesi gibi.
C'est comme si Yosh avait dit à tous tes amis quel père dévoué il est. parce qu'il vous a "encouragé" à passer l'examen SAT au lycée.
Yoş'la konuştun mu?
As-tu parlé à Yosh?
Otistik babanla derdin varsa git ona bağır, Yoş'a değil!
Si tu as un problème avec ton autiste de père, crie sur lui, pas sur Yosh!
Ben YÖŞ'e hastalıklı yaratıklarla savaşmak için katıldım ve sen beni yeğenine bebek bakıcılığı yapmam için yolluyorsun.
Donc, je viens à l'UTF pour lutter contre des monstres, et je dois faire du baby-sitting?
Son iş düzenlemeleri. YÖŞ * yaratılar hakkında bilinçlendirme kampanyası başlatıyor.
Et pour finir, grosse campagne de sensibilisation.
Sadece YÖŞ'ne yardım ediyorduk, adamım.
J'aide l'UTF, mec.
Sorun hayvan kontrol biriminin meselesi. YÖŞ...
C'est pas de notre ressort.
Bir göreceksiniz, öyle yos...
- Si tu voyais le genre de pétasse...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]