English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yüzüğün

Yüzüğün tradutor Francês

543 parallel translation
Yüzüğün iç tarafında kazınmış bir yazı var.
A l'intérieur, on lit des mots gravés...
O yüzüğün gerçekte Joseph Wilson'a ait olduğunu kim söyleyebilir? O uydurma mektubun, gerçekten de inanmamızı istediği gibi bulunduğu ne malum?
Qui prouve que cette bague appartenait à Wilson, et que cette lettre n'est pas un faux?
Bu yüzüğün, Joseph Wilson'a verdiğiniz ve onun serçe parmağına taktığını gördüğünüz yüzük olduğuna nasıl emin olabiliyorsunuz?
Comment pouvez-vous affirmer que c'est la bague que Wilson a mise à son doigt?
Yüzüğün içine bak.
Regardez à l'intérieur de la bague.
Bir dakika. - Bu senin yüzüğün mü Potts?
- C'est votre bague?
Ve istediği yüzük onda kaldı, senin yüzüğün.
Et elle a gardé celle qu'elle voulait... La vôtre.
Üzgünüm bayan. Yüzüğün çalınıp çalınmadığını kontrol ediyoruz.
Nous vérifions si votre bague a été volée.
Hediye! Yüzüğün de öyle -
Ta bague était un cadeau!
İşte paran, işte yüzüğün.
Voici votre argent et la bague.
Yüzüğün nerede?
Où est la bague?
Zümrüt yüzüğün nerede?
Ton alliance! Où est-elle passée?
İşte yüzüğün.
Votre bague.
İşte düğün yüzüğün.
Voici ton alliance.
Benim yüzüğüme karşı senin yüzüğün.
Votre bague contre la mienne.
Yüzüğün!
Ta bague!
Kölelik yüzüğün.
Ton anneau d'esclave...
- O yüzüğün bir önemi var mı?
- Cet anneau veut dire quelque chose?
Oh, yüzük. Bir yüzüğün olmalı.
Il te faut une alliance.
Yüzüğün nerede?
Oû est ta bague?
- Senin de yüzüğün var.
- Tu as aussi une bague.
- Yüzüğün nerede?
- Elle est où, la bague?
Biraz Alman parası. Nikâh yüzüğün.
de l'argent allemand, une alliance,
Yüzüğün mü?
- Hum? - Votre anneau?
Yüzüğün, hayatım pahasına.
Votre anneau! Sur ma vie!
Yüzüğün çorabımı kaçıracak.
Ta bague... attention à mes bas!
Yüzüğün karşısında eğiliyorum.
II était sur ta bague.
Bir yüzüğün üzerine?
Sur une bague?
Bu yüzüğün değeri sekizle onbin Mark arasında.
Elle vaut entre 8 et 10 000 marks!
Yüzüğün maddi değerini erkek arkadaşlar konusundaki onca yalanları?
La valeur de la bague, les déclarations mensongères sur mon visiteur.
Oh, Bilbo Baggins, bu yüzüğün ne anlama geldiğini anlasaydın ki soyundan gelen doğmamışlar ileride anlayacaktır.
Ah, Bilbo Baggins, si tu connaissais le pouvoir de cet anneau... comme certains membres de ta famille le connaîtront un jour... tu saurais que cette histoire n'est pas terminée.
Ama Yüzüğün kendi iradesi vardı ve efendisine geri dönmek için... bir elden ötekine geçmenin biryolunu buluyordu.
Mais l'Anneau avait sa propre volonté et une façon de passer de main en main telle que pour finir, il reviendrait son propriétaire...
O da Yüzüğün yerini söyleyinceye kadar... burada kalmak.
Tu resteras ici jusqu'à ce que tu m'aies dit où se trouve l'Anneau!
Bütün sabah Elrond'un Divanında Tek Yüzüğün ve onun efendisi Sauron'un... geçmişi konuşuldu.
Toute la matinée, le Conseil a discuté de l'histoire de l'Anneau et de Sauron son Maître.
Gandalf ayrıca hain Saruman'ın o anki durumunu... ve Yüzüğün gücüne sahip olmak için duyduğu arzuyu anlattı.
Gandalf nous a parlé de Saroumane, le traître, et de son désir de posséder l'Anneau.
Yüzüğün Yoldaşları da dokuz olacak. Mordor'un dokuz süvarisine karşı dokuz piyade.
La Compagnie de l'Anneau comportera neuf Marcheurs face aux neuf Cavaliers de Mordor.
Belki sadece Frodo'nun yolunda biraz daha ilerleyebilmesi için. Bu arada bırak Yüzüğün peşinde olması gereken ordular... bizi yok etmeye çalışmakla zaman kaybetsinler.
Peut-être pour que Frodon aille un peu plus loin, tandis que les armées qui devraient chercher l'Anneau perdent leur temps à nous détruire.
Şimdi, Margaret, bana gel... ve yüzüğün lütfunu al.
Maintenant, Margaret, approchez-vous de moi... pour recevoir la bénédiction de la bague.
Boşanmak istiyorum. Al, yüzüğün senin olsun.
Je veux divorcer, voilà ton alliance.
Ve hala evlenmedin, yüzüğün de yok.
Pourquoi n'êtes-vous pas mariée? Pourquoi n'avez-vous pas d'alliance?
Yüzüğün hâlen eski karında olduğunu söylememiş miydin?
Cette bague est encore au doigt de ton ex-femme, non?
O yüzüğün beş para etmeyeceğini size söyleyebilirim.
Je savais qu'elle ne valait rien.
Bu sihirli güçleri olan ve ona sahip olan herkesi lanetleyen bir yüzüğün hikayesi.
C'est l'histoire d'un anneau d'or aux pouvoirs magiques, qui porte malheur à son propriétaire.
"Elinde bir yüzüğün yoksa, dostum sakın öpüşme."
Ne donnez pas de baisers, mes amis sans la bague au doigt.
Metroda takamayacağın bir yüzüğün varsa her zaman için taksi tutman gerekir.
Si on ne peut pas la mettre dans le métro, on doit prendre des taxis tout le temps.
- Yüzüğün güzelmiş, Charlie. - Teşekkürler.
- Vous avez une belle alliance, Charlie.
Yüzüğün çok güzel, Van Vecten.
Belle bague, Van Vecten!
Lise yüzüğün emanette.
Ou une bague de fiançailles.
Bu da nişan yüzüğün mü?
C'est ta bague de fiançailles?
Cass, işte yüzüğün.
Voici votre bague.
Senin yüzüğün değil mi?
N'est-ce pas votre bague?
Bana bahşiş veriyordu. Bu yüzüğün ona ulaşmasını sağlar mısın?
Ton père fait des choses très idiotes mais il sait qu'il ne fait pas le poids face à cette entreprise.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]