English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zabar

Zabar tradutor Francês

24 parallel translation
- Belki de, Zabar's ( Batı Yakası'nda bir market )'da. - Hayır. Ya da Ray'in Pizza Salonu'nda.
Chez Zabar's peut-être, ou chez Ray's Pizza.
- Merhaba. - Bir şeyler getirdim.
Je vous ai amené des remèdes de chez Zabar.
Çok güzel! Resmen beş dakika içinde gelecek haftanın konusunu çıkartmış ülkenin en iyi üniversitelerinden birinde konuşmak için davet almış ve Zabar'ın balık tezgahına giriş kazanmıştım.
En cinq minutes, j'avais la rubrique de la semaine prochaine, une invitation à intervenir dans une grande université, et un énorme choix de poissons.
Zabar süpermarketindeki dostlarıma yakın olmak istiyorum.
J'aime que mon chez moi me rappelle la poissonnerie.
Grace, eğer senin kalbini kıranlar hapiste olsaydı hapishaneler senin sevgililerinde dolardı. Fındıkkıran'daki susturan kadın ve Zabar'daki garsonlar.
Grace, si on enfermait tous ceux qui ont été méchants avec toi, on enverrait en prison tous tes ex, ta voisine à l'Opéra et la vendeuse du Zabar's.
Zabar.
Celles de Zabar.
Bu hafta her gün Zabar's'a gittim. Doğru boyut ve şekilde 4 tane matza köftesi için 30 tane pişirdim.
Je suis allée chez Zabar's tous les jours, j'ai dû faire 30 boulettes de matzah pour en avoir quatre de la bonne taille.
Zabar's...
Les Zabar...
Eline bir süpürge alıp aşağı atabilirdin. Onun yerine saatlerce orada durup Zabar'dan alınmış Jarlsberg peyniriyle kandırıp onu ayakkabı kutusuna sokmaya çalıştın.
Au lieu de prendre un balai et de la chasser, tu as inlassablement tenté de l'attirer dans une boîte à chaussures avec du Jarlsberg de Zabar's.
Zabar'daki kuyrukta beklerken ya da bir öğleden sonra müzede tanıştığı biri, bir yağmurdan kaçarken saçak altına sığındığında tanıştığı biri belki daha önceden şehirde tanıdığı biri, o şirin kısmi nehir manzaralı apartman dairesinden ayrılmadan önceki eski güzel günleri hatırlamasını sağlayan biridir.
Ou dans un musée un jour qu'elle y entrait pour s'abriter de la pluie. Ou un New-Yorkais de son passé, qui lui rappelait combien la vie était belle avant qu'elle ne soit forcée de quitter son appart avec vue sur le fleuve.
Zabar'dan aldım.
De chez Zabar.
Zabars mı?
Zabar's?
Sarımsaklı Zabar zamazingolarından daha var mı?
- Est-ce que tu as encore de ces machins chaud à l'ail de Zabar.
Zabar'ın Yeri'nden alınmış pastırma...
Un sandwich de chez Zabar? Vous voulez une grosse faveur.
Bunu Zabar'dan aldık.
Ça vient de chez Zabar.
Zabar'daki kadına bağırdığına inanamıyorum.
Je n'arrive pas à croire que t'as engueulé la femme au Zabar.
Phil Rosenthal New York'taki Zabar'dan kocaman bir teselli paketi gönderdi.
Phil Rosenthal a envoyé à Merc cet énorme assortiment de chez Zabar NY pour ses condoléances. Ohh!
- Zabar'dan alınma.
Zabar's.
H H Simit ve Zabar'dan balık?
[TON MOQUEUR] HH Bagels et du saumon du Zabar's?
Doğru. Benim için mükemmel tatil demek Zabar'dan Danimarka peyniri alıp Sunday'ın sayfalarını kıvırmaktan oluşuyor.
- C'est vrai, pour moi, les vacances parfaites c'est manger une tarte aux citrons en lisant le Sundays Time.
Birkaç sandiviç alıp geldim.
J'ai ramené des sandwichs de chez Zabar.
Evet, bir erkek arkadaş,
Un type rencontré dans la file d'attente au Zabar...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]