Zafere tradutor Francês
553 parallel translation
"AsiI Arrius ogIunuza saygiIarini gönderiyor çünkü yarisIarda bu arabayi üç kez zafere sürdü."
" Noble Arrius, César envoie cet hommage à ton fils pour avoir conduit trois fois son char à la victoire aux courses.
Zafere giden yoldaki il adım...
La première étape vers la gloire.
Yıl sona ermeden zafere ulaşmak için gücün her zerresini kullanmak.
Donner toute notre énergie... pour remporter la victoire avant la fin de l'année.
Haydi şimdi savaş meydanına çıkın ve adamlarınızı zafere götürün.
Allez sur le champ de bataille et conduisez ces hommes à la victoire.
Zafere ne ihtiyacım var ne de arzum.
Je n'éprouve aucun besoin de triompher.
Bu muazzam zafere ilişkin ayrıntılı haberleri yarın dinleyebilirsiniz.
Plus d'informations sur ce triomphe demain.
Prens zafere ulaşır.
Le prince est victorieux.
Birbirlerini nasıl desteklediklerini, açıkça amaçlarını gördüm, zafere ne kadar inandıklarını, ve dostluk geleneğini nasıl geliştirdiklerini gördüm.
De leur soutien mutuel, de la clarté de leur but, de leur foi en la victoire et des traditions d'amitié qu'ils ont inculqué à la nouvelle génération.
Bir süre sonra savaşta Mick bizzat onlara önderlik edecek ve onları zafere taşıyacak.
Bientôt, Mick en personne va les mener au combat et à la victoire.
Wellington Dükü'nün onu altetmek ve İngiltere'yi zafere taşımak için bir şansı var, tabi deniz ablukasını sürdürebilirsek.
Le Duc de Wellington peut le vaincre et amener la victoire à l'Angleterre si nous maintenons le blocus.
Onunla arkadaş olmak istiyorum... ve senin de son derece kusursuz olmanı istiyorum... ve zafere hazır ol, tamam mı?
Attire sa sympathie. Sois aimable avec lui. A cause du procès.
Hayır Atilla! Yaşamalı ve bizi zafere götürmelisin.
Non, tu dois vivre et nous mener à la victoire!
Atilla sizi zafere götürecek.
Attila vous mènera à la conquête.
Genç bilim adamı Doktor Serizawa olmasaydı bu zafere erişilemezdi.
Nous devons cette victoire au jeune scientifique, le Docteur Serizawa.
Bu savaş zafere karar verecek!
Ce sera le dernier combat!
Yoldaşlar. İlk beş aylık planımız tüm çiftliği zafere taşıdı.
Camarades, notre premier plan de 5 mois a été un triomphe.
Ya da General Sommer'in bir askeri zafere ulaştıracağını söylediği "o soğuk öfke".
Grâce à la colère froide qui fait le parfait guerrier.
Bu ıssız bölgede yenilgiyi zafere çevirdiniz.
Dans cette contrée reculée... vous avez transformé une défaite en victoire.
Beş kez atlarımı zafere götürdü.
Cinq fois, il a mené mes chevaux à la victoire.
Halkım takımını Mesala'ya karşı zafere koşturacak biri için dua ediyor.
Nous appelons de nos prières... l'homme qui vaincra Messala.
Planladığım şekilde gitmek istiyorum özellikle dört beyaz at ve bando çalacak yas olmasın gururlu ve yüksek adımlarla zafere gidiyormuşum gibi.
Je veux partir... comme je l'ai planifié... surtout avec les quatre chevaux blancs... et l'orchestre qui joue. Pas de lamentations... mais des réjouissances... comme si j'allais vers la gloire.
Nihai zafere bizi yüreklendirecek konuşmalara ihtiyacımız var.
Nous avons besoin de réconfort spirituel pour gagner la guerre.
Tüm dünya Drummond'a karşı elde edeceğimiz zafere tanıklık edecek.
Le monde entier assistera à notre victoire sur Drummond.
İsis ve Serapis davanızı zafere ulaştırsınlar.
Qu'Isis et Sérapis fassent triompher votre cause.
- Zafere.
- A la victoire.
- Bu Yunanlar'ın zafere döndürüp adamlarının moralini bozduğu saldırıları kes.
- Cesse ces assauts qui donnent la victoire aux Grecs et démoralisent tes hommes.
Bu adam sizin kolayca vazgeçtiğiniz zafere götürecek sizi.
Cet homme te conduira à la victoire que tu as abjurée trop vite!
Bu son kahramanlık mesajı Yunanistan'ı zafere götürdü.
Ce dernier message des héros morts portèrent la Grèce à la victoire.
Her şey yolunda giderse tarihi bir zafere tanık olacağız.
Eh bien, mon petit Lucien, si tout baigne dans l'huile, on va peut-être voir la chose historique! Le coup de légende!
Harika! Her şeyimi bu zafere yatıracağım.
Very-well, je mets le maxi sur Ténébreuse et je me laisse porter, plus cinq sacs pour vous!
Adı geçen adamlar, gözü pek ve cesur davranışlarıyla, bu birliği pusuya karşı tam zamanında uyarmış ve böylelikle muhtemel bir yok oluşu zafere çevirmişlerdir.
Ces hommes, qui, par leur audace et vaillance dans l'action ont été en mesure de prévenir d'une embuscade et ainsi transformer une défaite certaine en une victoire.
Ölüme karşı kazanılmış zafere, kötünün iyiye karşı zaferine.
Une célébration de la victoire sur la mort. Du mal sur le bien.
Açıkça belli olan yenilginin ne kadar sıklıkta zafere dönüşebildiği şaşırtıcı.
C'est étonnant de voir combien de défaites apparentes peuvent se transformer en victoires.
Bizi zafere götüreceksin.
Avec vous on vaincra.
Zafere ulaşınca ordunun görevi biter.
L'armée aura fait son devoir.
Bizi nihai zafere ulaştıracak adama içelim.
Un toast à l'homme qui nous conduira à la victoire ultime.
Kanlı yatağına hoş geldin ya da zafere.
En route vers une fin sanglante, ou vers une victoire.
Sadece bir sopa taşıyarak Çin İmparatorluk ordusunu zafere taşıyan adam. Gordon'u Hartum'a yolla.
Il a mené l'armée de l'empereur de Chine à la victoire avec seulement une canne.
Zafere kadar kemer sıkma. Cephede.
On se donne à fond pour la victoire!
Rusya'ya özgürlük ve adalet getirmek için savaşıyoruz! Zafere! Zafere, beyler!
Pour notre religion, qu'ils ont souillée pour la justice, la liberté!
Ve Herbert Hoover resmi olarak 31.Başkan olarak seçildiğinde "Biz yoksullukla mücadele de diğer ülkelerden zafere daha yakınız", diyordu... 6 ay sonra ise New York borsası çökecek ve dünya tarihinin en büyük krizi ortaya çıkacaktı.
Herbert Hoover, 31e Président des U.S.A., proclame : "Nous sommes plus prêts de triompher de la pauvreté " que personne ne l'a jamais été. "
Kanatlarını açıp zafere doğru uçmak istemiyor musun?
Déployer vos ailes et voler vers la gloire?
Hayır, "Winnie'yle zafere koşarsınız!".
"Gagnez avec Winnie!"
Zafere koşacağız
" Bientôt nous partirons
Zafere selam!
"Sieg heil, sieg heil!"
Bu nasıl bir güçtür ki mücadelemizi destekliyor ama zafere izin vermiyor?
Quelle puissance peut soutenir notre combat mais frustrer notre victoire?
Zafere selam.
Vive la victoire.
Anlatırsın, Ama önce Monty'ye Zafere
Dites m'en plus. Mais d'abord, à Monty... et à la victoire.
Son iki dansçı bir sağa bir sola giderek, tökezleyip topallayarak, ayılıp bayılarak umutsuzluk ve yenilgi denizini geride bırakıp zafere ulaştığı zaman.
Seulement deux danseurs qui vacilleront et chancelleront, trébucheront et se pâmeront, au milieu de la mer de la défaite, vers la victoire.
Zafere.
À la victoire!
Adaleti zafere ulaştırıncaya dek. "
En son nom, les nations mettront leur espérance.