English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zann

Zann tradutor Francês

152 parallel translation
- Zannımca, henüz bir karara varmadınız?
Vous n'avez pas décidé? Cette affaire est affreuse.
Zannımca, oyununuz hakkında konuşmaya gelmiştiniz.
Vous venez sans doute me parler de votre pièce.
Bu kuruntunun ötesinde, zannımca, başka birisi tırmığı kullandı ve bütün parmak izlerini sildi.
Et si quelqu'un avait pris le râteau et effacé toutes les empreintes?
Şimdi ne denli âşık olduklarını biliyorum lâkin lafını etmedikleri zannındaydım.
Je sais aujourd'hui combien ils s'aimaient, mais je pense qu'ils n'en parlèrent jamais.
- Zannımca bu konuda bir şüphe yok.
II n'y a aucun doute!
Evet o olur. Şimdi de... burada güzel kravatlarımız var. Zannımca sarı sevdiğiniz renkti.
Concernant les cravates, vous aimez le jaune, il me semble.
Matilde, Peppino'dan bıkmıştı ama Peppino nişanı bizim bozduğumuz zannına kapıldı.
Parce que Matilde a quitté Peppino et pensait que nous étions contraires aux fiançailles.
Arkadaşım, zannımca yapmamız gereken istihbaratı almaktır. Ben alırım, inan bana.
Tout ce que je peux faire, c'est donner des renseignements, et j'en donne.
Zannımca geçen gece 3 gibi yaptığın ziyaret ettiğin kişiyi öğrenirler. Biliyorsun.
S'ils apprennent que vous êtes là, comme l'autre nuit à 3h du matin, vous savez.
Görüyorsunuz ya Müfettiş, zannınız onun görüşlerine uyuyor.
Vous voyez, votre raisonnement se rapproche du sien.
Zannımca sadece başıboş bir köpekti.
C'était sans doute un chien errant.
Piskopos dostlardan biri alır zannımca.
Un des évêques, je pense.
Edmund, zannımca bir kediniz var.
Edmond, vous avez un petit chat.
Hoşgörü ve nezaket. Zannımca, her bir bireyde benzer türde çift kişilikler mevcut, lakin bu hastanın durumu daha karışık.
Je crois que chaque être humain a une double personnalité, mais le cas de ce patient est vraiment plus complexe.
Zannımca, bu yemek hayli güzel olmalı.
C'est une salade de doigts et d'yeux.
Zannımca, temizlik için gelmiş. Gidip hemen sorayım.
Je vais aller lui demander.
- Gri, zannımca Majesteleri.
Gris, me semble-t-il, Votre Majesté...
Bu arada, ben de zannımca Cuma günü öldürteceğim eski dostum Lord Ponsonby'yi ziyaret ederek vakit geçireceğim.
En attendant, je vais bavarder avec mon vieil ami Ponsonby, que je fais exécuter vendredi, je crois bien.
Zannımca, İngiltere'nin en usta yalancılarından biriyim.
Je me targue d'être le meilleur menteur du pays!
Zannımca, sizin nakdi alıp, benim de sümüklü mendili almam, tam bir eşkıya tarzı olurdu.
C'est du baratin de grands chemins? À vous le fric, à moi le tire-morve!
Bu bayanlar, zannımca yeğenleri olsa gerek.
Je peux conclure... c'étaient ses nièces!
Zannımca efendim, Doktorun size anlatmaya çalıştığı şey kitabını bitirmesi nedeniyle hayli mutlu olduğu.
Je crois que le docteur essaie de vous dire qu'il est heureux d'avoir terminé son livre.
Zannımca, kurtarılmayı bekliyordunuz, değil mi?
Vous aviez sans doute l'espoir d'être sauvés! ?
"Zannımca, Prensi öldürmenin tam zamanı."
Le temps est enfin venu de hacher le Prince menu...
İşim, günlük 125 dolara kayıp birini bulmaktı. Şimdi cinayet zannı altındayım. Benden bu kadar.
Pour un job à 125 $ par jour, une simple disparition, je me retrouve suspect d'un meurtre.
Zannımca, ölmüş.
Je crois pouvoir dire... qu'il est mort.
Öyle harika bir arkadaştı. Zannımca, zekiydi de.
C'était un garçon épatant.
Bununla bizzat ilgileneceğim Darling. Hassasiyetle irdelenmesi gerekiyor, zannımca.
Je vais régler ça Darling, il y faut un peu de tact.
Bu sebeple, size uygun düşeceği zannıyla... bu hazine sandığını yollamıştır.
Il vous envoie donc, plus propre à votre humeur, ce trésor.
Hiçbir şey sipariş vermediğimiz için şanslıyız. Buddy Holly ahım şahım bir garson değil, zannımca.
On a du bol d'être servis, Buddy Holly m'inspire pas confiance.
Evet, ölümden daha iyi, zannımca. Oh, öyle mi?
Oui, c'est sûrement mieux que la mort.
Onu bir daha bulamayacağız zannıyla çılgına dönmüştün.
Vous aviez paniqué, croyant ne pas la retrouver. Tu te souviens?
Yine de saygın bir insan zannına değersiniz.
Vous avez quand même de la dignité.
Tarihi bir tesadüf, zannımca.
Un accident de l'histoire, je suppose.
- Yeterince baktınız zannımca.
Vous en avez assez vu.
Zannımca barınızı satın alan Britanyalı piç benim maalesef.
C'est moi le salaud d'Anglais qui a acheté votre bar.
Zannımca Fe'Tor dişilerinizi bildiğinizden çok daha fazlası için istiyor.
Je pense que Fe'tor veut vos copines pour avoir plus de tu sais.
Angel'ın toz yığınının üzerinde dans etmek için benim yeterli güce sahip olduğumu düşündün ve zannımca Holtz senin için yeterince hızlı çalışmıyor.
Etant donné que je n'ai pas encore dansé sur les cendres d'Angel... j'imagine que Holtz ne travaille pas assez vite à votre goût.
Ve zannımca çok zor bir kararın sancılarını çekiyor.
Pris dans les tourments d'une décision difficile, j'imagine.
Zannımca onların yol menajeri.
Je suppose que c'est le manager.
Zannımca çene kanseri.
je crois.
Ve zannımca sen... henüz yirmili yaşlarda olmalısın.
Et disons que tu es manifestement au début de la vingtaine.
Kafatası sıvısı olmalı zannımca.
Du liquide crânien, sans doute.
Zira, zannımca kendi liginde oynamaktan hoşlanıyordun.
Parce que moi, je crois que ça t'a plu de jouer dans la cour des grands.
Zannımca, Orokiah Kitabında, kederli hayaletleri teselli etmekle alakalı bir bölüm var.
J'imagine que le livre d'Orokiah a un chapitre sur comment s'occuper des fantômes en peine.
Zannımca, artık istemiyordur.
Je suppose qu'elle ne le veut plus.
Zannımca, regl zamanı kesilip alınmışlar.
Les testicules sont couverts de sauce et le vagin est accompagné d'une sauce saignante.
Zannımca, bunu kabul etmeyi düşünüyorsunuz.
Respecterez-vous la tradition?
Hayat hiç önemli değil, zannımca.
Mais bah... la vie! ?
Polisler de, onları numaradan aradım zannıyla beni yakaladılar.
J'ai appelé les flics et ils m'embarquent pour appel bidon.
Zannımca kalbi durmadan önce baygın durumdaydı.
Il était inconscient avant l'arrêt du cœur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]