English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zanuck

Zanuck tradutor Francês

61 parallel translation
Zanuck sabırsızdır.
Zanuck m'attend.
Twentieth Century Fox'ta çok heyecanlandılar ama Zanuck emin değil.
La Fox est sur le coup, mais je crois que Zanuck a tort.
Görünüşe göre Zanuck kendine beysbol filmi bulmuş.
Eh bien, il me semble que Zanuck s'est trouvé un film de base-ball.
Bay Zanuck'u neden görmek zorundayız?
Et pourquoi on va voir M. Zanuck?
BERT : Yarın saat 9'da Zanuck ile buluşman var.
Vous avez rendez-vous avec Zanuck à 9 heures demain matin.
LARRY : Sen Zanuck'un altın çocuğusun, değil mi?
Tu es le chouchou de Zanuck, n'est-ce pas?
Şimdi Zanuck'u görmem lazım.
- Je dois voir Zanuck maintenant.
BUNNY : Bu öğleden sonra, Bay Zanuck.
- Cet après-midi, M. Zanuck.
ZANUCK : Eğer bu filmi yapmak istiyorsan, kendini düzeltmen lazım.
Si vous voulez faire ce film, il faut vous faire redresser.
ZANUCK : Felix Graff'ı ara ve o ne derse aynen yap.
Appelez-le, et faites exactement ce qu'il vous dit.
ZANUCK : Tamam biz oynatıyoruz ve sen bana farkı göstereceksin.
Je les repasse et vous me montrez la différence.
Garsonlara Warner ve Zanuck'ten gelen telefonları getirdikleri için para ödüyor.
Il paie celui qui lui amène de faux appels de Warner Zanuck.
BERT : Zanuck ile işler nasıl gitti?
Comment ça a été avec Zanuck?
Zanuck senden hoşlanıyor, David.
Zanuck vous aime, David.
Zanuck seni görmemi istedi.
Zanuck m'a dit de venir vous voir.
Zanuck senin isminin en kısa zamanda temize çıkmasını istiyor.
Zanuck veut que vous soyez blanchi le plus vite possible...
Bay Zanuck seni yeniden işe almak konusunda biraz tedirgin.
M. Zanuck est pressé de vous voir vous remettre au travail.
DAVID : Yarın Zanuck'u görmeye gideceğim.
J'irai voir Zanuck demain.
Üzgünüm, eğer Bay Zanuck'u görmek için geldiyseniz, o şu an senaryo konferansında. Ondan sonra da öğle yemeği randevusu var sonra da Elia Kazan ile birlikte Viva Zapata filmini izleyecek... NAN :
Si vous êtes là pour voir M. Zanuck, il est en conférence de scénario.
Öğle yemeği randevunuz burada.
M. Zanuck, votre invité de midi est là.
ZANUCK : Bu konuyu düşün.
Pensez-y, David.
Zanuck'un dediğini niye yapmadın?
Pourquoi n'avez-vous pas fait ce que Zanuck avait dit?
Zanuck yardımcı olmadı.
Zanuck n'a été d'aucune aide.
ZANUCK : Kongredekiler, senatör olmak istiyor hatta günün birinde başkan bile olmak istiyorlar.
Des membres du Congrès qui veulent être un jour sénateurs où même président.
ZANUCK : Sen bu filmi herkesten daha iyi yönetirsin.
- Vous pouvez le mettre en scène mieux que quiconque.
Zanuck benden bu filmi yönetmemi istiyor.
Zanuck veut que je le mette en scène.
Zanuck bana iyi bir teklif yaptı.
Zanuck a proposé ça avec un bon cachet.
Zanuck'un telefonda dinlediği.
Il écoute Zanuck au téléphone.
... çünkü Betty Grable müzikalleri ve buz pateni filmleri de çektiler. Hatta her türlü film çektiler. Ama sanırım Zanuck denilince akla gelen filmler,..
Je ne dirais pas que c'était du réalisme cru, car on y tournait les musicals de Betty Grable, des films de patinage artistique et toutes sortes de films...
... toplumsal vicdan taşıyan filmlerdir. Bir miktar da içlerinde realizm vardır.
Mais je pense qu'on se souvient de Zanuck pour ses films à conscience sociale.
"Bana kahrolası bayrak edebiyatı yapma." Zanuck bana "Haklı." dedi.
Il s'est élevé contre le fait qu'un américain puisse dire, au plus chaud de la Guerre Froide avec la Russie :
Hoover küplere bindi.
Et Zanuck m'a dit : " Il a raison.
" Bu bir karakterin sözleri, o karakter vatanseverliği umursamıyor bile.
Zanuck lui a simplement expliqué, c'était un ami, enfin, il le connaissait :
O zamanlarda prodüksiyonun başındaki genç Darryl Zanuck,.. ... yazarlarına konuları gazete başlıklarından seçmeleri emrini verdi.
Le jeune Darryl Zanuck, qui dirige la production, incite ses scénaristes à puiser leur inspiration dans les actualités.
... filmden birkaç ay önce prangalı mahkûmlar sistemiyle ilgili şikâyetini dile getiren bir filmi gösterime sokarak Zanuck'tan önce davrandı.
Néanmoins, David Selznick à la RKO, coupe l'herbe sous le pied de Zanuck en sortant un film qui dénonce les abus du bagne, plusieurs mois plus tôt.
Görevden alınacağımı arkadaşım Richard Zanuck'tan öğrendim.
C'est mon ami, Richard Zanuck, qui m'a appris mon renvoi imminent.
Alışılagelmiş kahramanlar yerine perde bütün kuralları hiçe sayan anti-kahamanlarla doluydu. 1960'lı yılların sonunda Warner, Zanuck... ve diğerleri stüdyolarını satıp emekliye ayrılıyorlardı.
J'ai trouvé très utile, en créant de la science-fiction et de la fantaisie... de travailler avec un illustrateur... pour tenter de concrétiser ce que j'ai en tête... et m'éviter de passer beaucoup de temps... à décrire le moindre détail.
Darth Vader'in soluma sesini ise bir dalış tüpünün regülatörünün iyice içlerine koyduğumuz küçük bir mikrofonla kaydettik. Maskeyi ağzıma takıp nefes alıp verdiğimde çıkan ses, herkesin bildiği Vader'in soluma sesi oldu.
A la fin des années 60, les Warner, les Zanuck... tous ces gens qui avaient lancé les studios au début... prenaient leur retraite et vendaient leurs studios à des sociétés.
Daryl Zanuck ve üst düzey yöneticileri saunada.
Daryl Zanuck et ses amis dans le sauna.
Pekâlâ, Zanuck parçası dansçıları gelsin lütfen.
Ok, les danseurs pour le numéro de Zanuck s'il-vous-plaît.
Derek, Zanuck'in bütün toplantılarını saunada yaptığını vurgulamak için havlu ekledik.
Derek, on a ajouté des serviettes pour mieux vendre le fait que Zanuck faisait toutes ses réunions dans un bain de vapeur.
Zanuck nerede?
Où est Zanuck?
Zanuck, Zanuck!
Zanuck!
Hayır. Zanuck'u görmeden olmaz.
- Pas avant que je vois Zanuck.
Allah mı yoksa Zanuck mu?
Dieu ou Zanuck?
ZANUCK :
David, asseyez-vous ici.
ZANUCK :
Les lieux de tournage sont bons.
ZANUCK :
C'est un bon scénario.
"Bana kahrolası bayrak edebiyatı yapma." dediğinde Hoover buna karşı çıktı, hem de sözlü olarak yanımda Zanuck'la birlikte Romanoff'un masasında oturuyorken.
- On s'en fout! - Répondez! Il y a une loi comme quoi je dois écouter les sermons?
Rusya'yla girdiğimiz Soğuk Savaş'ın zirveye çıktığı o yıllarda bir Amerikalının bunu söylemesine karşıydı.
Hoover a protesté, publiquement, il s'est élevé contre... en ma présence, à la table du Romanoff, avec Zanuck. SAMUEL FULLER
Zanuck basit bir şekilde açıkladı.
Hoover était furieux!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]