English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zarfın

Zarfın tradutor Francês

852 parallel translation
Bu zarfın içinde 1.500 Dolar var.
Il y a 1500 $ dans cette enveloppe.
Zarfın içinde çiçek hastalığı virüsü gönderebilirdim.
J'aurais pu y joindre facilement le virus de la variole.
Zarfın üzerine bir not iliştirmiş...
II avaít écrit sur l'enveloppe _ que s'íl Iuí arrivait un truc,
Adresi bir zarfın arkasına yazmıştım.
Je te l'ai écrit au dos d'une enveloppe.
Eski bir zarfın üzerindeki bir isim hayatımızı neden bu kadar değiştirdi peki?
Pourquoi cela a-t-il changé notre vie? Un simple nom sur une enveloppe...
Anlıyorum. Tüm bu süreç zarfında, de Winter'in elini tutacaksın çünkü buraların kodamanı o ve sana kendisiyle yemek yeme iznini veren de o.
Je vois, vous allez soutenir de Winter parce qu'il est important et que vous avez dîné avec lui.
Lütfen anahtarı alıp 237 numaralı posta kutusunu aç beni zarfın içinden çıkartıp öp.
Je t'en prie, ouvre la boite postale 237, sors-moi de cette enveloppe, et embrasse-moi.
John zarfın içindeki, laboratuarımda - D- olarak işaretli dolabın anahtarı. Hemen oraya gidip A-M-S ve Z olarak işaretli örnekleri evine getir.
John, voici la clé de la vitrine D de mon laboratoire.
Zarfın üzerinde yazıyordu, gördüm.
Attends. Je l'ai vu sur l'enveloppe.
Düşürdüğün zarfın üzerinde gördüm.
Je l'ai vu sur l'enveloppe que vous avez laissée tomber.
Zarfın içindekileri analiz ettiğinizde hangi sonuca ulaştınız?
Qu'avez-vous trouvé en analysant son contenu?
Bu süre zarfında tanıdık bir kimseyi görmediniz mi?
- Vous n'avez rencontré personne?
Parayı bir zarfın içine koy ve herhangi bir şey yazmadan masasına bırak.
Mets ça dans une enveloppe, sans mot et laisse ça sur son bureau.
- Mühürlü zarfınız var mı?
- Vous avez une enveloppe?
Bu emri uzun zamandır bekliyordum, tabi ki bu süre zarfında da duymadım.
Ça fait longtemps que j'attends cet ordre que, bien sûr, je n'ai pas entendu.
Bu zarfın içinde gidecek numaraların listesi var.
Cette enveloppe contient la liste des numéros de ceux qui partiront.
X-C yoğunlaştırıcıları bir zarfın içinde mi?
Des condensateurs X-C dans une enveloppe?
Boncukların içinde olduğu zarfın üzerindeki adres ne?
Quelle est l'adresse de l'enveloppe où il y avait les billes?
Aynı el yazısı, imzasız, zarfın içinde para var.
Memes caractères. Pas de signature. Et de l'argent avec.
Suratsız'ın parası şu cepteki sarı zarfın içinde.
L'argent de Sans Visage, dans une enveloppe jaune dans cette poche.
Paranın yarısı zarfın içinde, diğer yarısını da iş bitince alacaksın.
Y a la moitié du fric. Tu palperas le reste ton boulot fini.
Zarfın üstünde numara yazılı. Adamı vurduktan sonra.
Il y a un numéro, appelle quand c'est fait.
Direkt zarfın üzerine yazmış, " Yaz boyunca İtalya'da olacağım.
Il a écrit sur l'enveloppe.
- Evet, ama ben bu süre zarfını diyorum.
Feront-ils assez vite?
Bu zaman zarfında sen de yazın dondurma satmaktan daha iyi bir iş bulmalısın.
Tu pourrais avoir une bonne situation au lieu de vendre des glaces.
Bu zaman zarfında bana sık sık mektup yazdın ve mektupların senin gibiydi, onlar yazılmıştı : çekingen, hayali, korkak ve özenli...
Tu m'écrivis souvent, et tes lettres te ressemblaient, timides, réservées, elles n'osaient pas se confier.
Ve bu süre zarfında ona ne olduğu konusunda hiç bahsetmedin.
Et vous n'avez jamais parlé de ce qui lui était arrivé.
Zarfın içinde hizmetlerimiz ve yaptığımız masrafların ayrıntılı bir faturasını bulabilirsiniz. "
"Veuillez trouver ci-joint facture et notes de frais."
Evet, zarfın üzerindeki 4 penilik pulu görmemle desteklenmiş bir tahmin.
La vue du timbre de quatre pence sur l'enveloppe m'a conforté dans l'idée.
Zarfın içine küçük bir defter kondu.
Cette enveloppe contient un petit carnet.
Bu zarfın içinde 800 dolar var.
Il y a 800 $ dans l'enveloppe, ils sont à vous.
Farz et ki geceleri sana yürümeyi sevdiğimi söyledim. Farz et ki o süre zarfında yürüyüşte olduğumu söyledim. Bana inanır mıydın?
Si je vous disais que j'aime me promener la nuit, si je vous disais que c'est ce que je faisais, vous me croiriez?
Mektup ve zarfın üzerinde sadece benimkiler var.
- Juste les miennes.
Zarf yolladığınız genç bayan, efendim.
La jeune femme à qui vous avez envoyé l'enveloppe.
Noel tatilinden birkaç gün önce... odanıza bırakılmış bir zarf içinde... — para bulmadınız mı?
L'argent sur votre table de nuit avant noël - dans une enveloppe?
Ortada öyle bir zarf bile yoktu!
Il n'y a jamais eu d'enveloppe!
- Buldum... Buraya ilk geldiğimizde, üstünde adının yazılı olduğu bir zarf buldum sanırım.
J'ai cru découvrir une enveloppe qui lui était adressée, lors de notre emménagement.
Ayrı bir zarf içinde planların kopyalarını yolluyoruz. Ayrıca sizi temin etmek isteriz ki...
"Nous expédions sous pli séparé une copie des plans, et confirmons..."
Delil kabul edilen zarfı göstereyim. Tanıdınız mı?
Reconnaissez-vous cette enveloppe?
Evet? Karınız için bir zarf var. İşten ayrıldıktan sonra geldi.
Une lettre est arrivée pour votre femme.
Bu saçma... Ve yanılıyor olabilirim ama para talep eden, hiç böyle bir zarf aldın mı?
Je puis me tromper, mais... avez-vous jamais reçu une enveloppe comme celle-ci, exigeant de vous de l'argent?
Ayrıca, zarfım ve pulum yok.
Et je n'ai pas d'enveloppe ni de timbre,
Compton'ın sandığında bu zarfı buldum ve buharla açılmıştı.
j'ai trouvé cette enveloppe dans le coffre de Compton et elle avait été décachetée à la vapeur.
Ölümünden sonra Compton'ın kamarasında bu zarfı buldum.
j'ai trouvé cette enveloppe dans la cabine de Compton après sa mort.
Raporu ele geçirdi, buharla zarfı açtı ve görebileceğiniz gibi dolandırıcının yılda ne kadar kar ettiğini hesapladı.
Il a intercepté ce rapport, décacheté à la vapeur l'enveloppe, et comme vous voyez, a calculé la somme à laquelle notre scélérat profitait par an.
Benim için sakladığınız zarfı alabilir miyim, lütfen?
L'enveloppe que je vous ai confiée?
Ama zarfı "Londra ve Yurtdışı" kutusuna attığı... ve tiyatro biletleri yarınki matine için ayırtıldığı için... yurtdışına göndermediğini tahmin ediyorum.
Mais vu qu'elle l'a postée dans "Londres et International", et que les tickets de théâtre sont pour demain matin, j'en ai déduit que ce n'était pas pour l'étranger.
Evraklar için dönerken, adamının da gördüğü Beaumont'un verdiği zarf.
L'enveloppe que Beaumont lui a donnée en échange des plans.
" İki, seninle çalıştığı süre zarfında, ki bu süre 8 haftadan fazla olmayacak, şartlar ne olursa olsun, ben Sergei Kowalski ışık görmeyen bi yerde kalacağım.
"Deuzio, " pendant la durée du contrat, " qui n'excédera pas 8 semaines,
Zarf açacağının üzerine...
.. sur son coupe-papier.
Bauer Bey varislerimi çağıracak, ve onların huzurunda, bu kapalı zarf açılacak.
"M. Bauer convoquera mes héritiers " et en leur présence, ouvrira la lettre ci-jointe,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]