English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zekanın

Zekanın tradutor Francês

252 parallel translation
Dr. Mabuse'un ölümüyle, nasıl olağanüstü, insan üstü bir zekanın sona erdiğini kimse anlamıyor.
Personne ne sait quel cerveau surhumain a cessé de vivre avec Mabuse.
İki dev zekanın buluşmasını izlemek büyük bir zevk.
C'est stimulant quand deux intellectuels s'entendent.
Keskin zekanın yokluğunu arayacağım...
Ne vous méprenez pas. Votre finesse d'esprit va me manquer.
Böyle bir durumda zekanın kullanımıyla ilgili başka bir örnek.
Un autre exemple d'intelligence.
Zavallı cahil ruhlarını zekanın aydınlığıyla karşı karşıya bırakmak istiyorsun. Horozlar öterken kötü ruhlar kaçıp gider.
Vous Freud, leur apporteriez la lumière de la connaissance dans leurs esprits primitifs et l'esprit malin s'envolerait au loin!
Evet Hadley, biz şeytani zekanın tersiyle karşı karşıyayız.
Oui. Hadley, nous faisons face à un adversaire d'une ingéniosité diabolique.
Mürettebatın altıncı üyesini ise uyutulmak ilgilendirmiyor çünkü o yapay zekanın son örneği :
Le 6e membre de "Discovery" n'était pas concerné par l'hibernation. : c'est le dernier produit de l'intelligence artificielle.
Aslında, şu iki geri zekalı senin parlak zekanın ürünü.
En fait, c'est parce que ces deux types ont terni ta réputation.
Eller, zekanın bıçak ağzıdır.
la main est le tranchant de l'esprit.
Bu zekanın ve soğukkanlılığın işi.
Il faut juste faire preuve d'intelligence et de sang-froid.
Herophilus ise zekanın kalpte değil, beyinde olduğunu söyleyen bir fizyolog idi.
Et aussi Hérophile, le physiologiste qui identifia... le cerveau comme la source de l'intelligence.
Bu da kitlelere parlak bir zekanın da bazen yanılabileceğini gösterdi.
Preuve qu'aucun être, aussi brillant soit-il... n'est à l'abri d'une grosse erreur.
Bunlar dünyadışı zekanın kesin belirtileri olmamasına rağmen... bizim gibi medeniyetlerin kendi kendini kaçınılmaz ve düşüncesizce yoketmeye... bu kadar çaba sarfettigini düşündürüyor.
L'absence de signe de vie extraterrestre... nous fait nous demander si les civilisations... sont inexorablement vouées à l'autodestruction.
Işıkla kuşanmış ve zekanın imzasıyla farkedilen bir gezegen gördüm
Sur cette planète auréolée de lumière... je décèle la présence de l'intelligence.
Sevgili Benson, ne mutlu ki zekanın tahribatından çok uzaksın.
Benson, tu es idéalement dépourvu de la gangrène de la pensée.
Kabalık zekanın yerini mi aldı diye soruyorum kendi kendime.
L'épaisse grossièreté remplace-t-elle l'esprit?
Artık şiddet yok ve şu bahsedilen zekanın birazını kullanmaya başla.
- Grandis un peu. Plus de violences, sers-toi de ta prétendue intelligence.
"Zozia... senin zekanın posası çıkmış"!
"Sophie, ton intelligence c'est de la purée".
Bizimkini aşan bir zekanın elçiliği biçimi olmayan bir şeyi simgeleyen bir tür biçim.
L'ambassade d'une intelligence qui nous dépasse... Une certaine forme pour quelque chose qui n'a pas de forme.
Görünüşe bakılırsa sonunda, zekanın sırrını çözmüş bulunuyoruz.
Il semblerait que nous ayons enfin découvert le secret de votre intelligence.
Güreşleri izleyen bir zekanın düzeyini düşünebiliyor musun?
Tu imagines le niveau intellectuel d'un spectateur de catch?
Tüm bunlarda bilinçli bir zekanın parmağı olduğunu söylüyorsun?
Insinuez-vous qu'il y a derrière tout ça une volonté consciente?
Zekanın bir simgesi olarak.
Il peut être un signe d'intelligence.
Ona zekanın saklanması gereken bir şey olmadığını söylemelisin.
Dis-lui qu'il ne faut pas cacher ton intelligence.
Kıskançlık kötüdür zekanın ve güzelliğinin altında bir duygudur.
Il n'est digne ni de ton esprit ni de ta beauté.
Sen zekanı kullandın.
Vous avez réfléchi.
Eğer parmakların da zekan kadar uyanıksa, gerçekten hırsızların prensi olmalısın.
Tu m'as l'air d'être le prince des voleurs.
Bay Graham... Bay Graham, o mükemmel zekanızın size anlatmaya çalıştığı şey son derece basit :
M. Graham, votre cerveau ingénieux me comprend parfaitement, c'est très simple.
Hoşçakalın Bay Potts, sizin zekanıza sahip bir adamı tanımak büyük bir zevkti.
Vous êtes si cultivé! Merci, Dr Watson.
Zekanı kimden aldın bilmem ama... Bu gözleri sana Tanrı vermiş olmalı!
J'ignore d'où vous tenez votre cerveau... mais c'est Dieu qui vous a donné ces yeux!
Amerikan pratik zekan varsa, başka bir şey gerekmez.
Celui qui a de l'intelligence peut se passer de la chance. Avec ce bon sens américain, on n'a besoin de rien d'autre.
Zekanızın gücünü duygusallığa kapılarak boşa harcadınız.
Vous avez gâché votre acuité en vous vautrant dans le sentimentalisme.
Zekanı geliştirmek için değil, öldürecek adam bulmak için okumayı öğreniyorsun.
Tu n'apprends pas à lire pour être sage, mais pour t'aider à tuer ces hommes.
Zekan hâlâ seninle birlikte. Buna meydan okumalısın.
Votre intelligence peut combattre tout cela.
Belki de zekanız o kadar iyi değildi.
C'est peut-être que votre intelligence n'était pas si grande que ça.
Tebrikler. Arkadaşlarınızın yerini tespitteki zekanız takdire değerdi.
Vous avez fait preuve d'une ingénuité admirable pour arriver jusqu'ici.
Şakacısın ve hatta zekan da var.
Vous êtes vive, et même intelligente.
Her ikinizi de çok seviyorum. Zekan, Hayal gücün... o bozuk fikirlerle dolu pis aklın. ve suratın- - güzel, güzel suratın.
Tous les deux, je vous aime tant c'est ton esprit, ton imagination... ton esprit le plus sale avec ses idées pourries et ton visage- - quel beau visage.
Bu sınıfı, zekanızla doldurun.
Remplissez cette salle de votre intelligence.
Bizim seni öldürme arzumuz seni zekanı aşar, sonsuzluğun sınırlarına dayanır, eğer onun bir sınırı varsa tabii.
Ne sais-tu pas que nous voudrions te tuer mille fois jusqu'aux limites de l'éternité si l'éternité pouvait en avoir.
Orca balinaları hakkında beni sorguya çektiğin vakit amacın herhalde zekanı geliştirmek değildi, zekan varsa tabii.
Moi et ma grande gueule! Votre intérêt pour les épaulards n'avait rien de culturel.
Babamıza ve Kutsal Meryem'e yarını anlat ki Allah zekanı aydınlatsın.
Demain matin dis un Notre Père et un Je Vous Salue Marie, de sorte que Dieu éclaire ton esprit.
Hayır. Büyük ihtimalle, caziben ve zekan etkili olmuştur.
Et ce n'est sûrement pas pour ton charme et ton élégance.
Biz sizin zekanızı tercih ederiz Onların büyük korumalarına
Mais on préfère vos gros Q.l. À leur grosse carrure
Siz şu anda, sizin bile bütün bu zekanıza rağmen algılayamayacağınız, sadece bireysel değil aynı zamanda çok güçlü bir örgütün yoluna çıkıyorsunuz.
Vous ne bloquez pas un homme, mais d'une puissante organisation dont vous ignorez complètement l'envergure, malgré votre intellect développé.
Bu kısa kalışınız süresince, zekanızı, nüktelerinizi ve yellenmekle ilgili komik esprilerinizi öğrenmek için dört gözle bekledim.
Durant fotre bref Zéjour, je veux étudier fotre Ezprit, fos Kalembours et fos Gags komiques qui parlent toujours de Pets!
Bana zekanı ispatlamaya gittiğini düşünmemiştim.
Je n'avais aucune idée que vous alliez me prouver que vous seriez un génie.
Bu bir zekanın işi olabilir mi?
Serions-nous confrontés à une forme d'intelligence?
Zekan arttıkça, duyularını yönlendirebiliyorsun.
Avec l'intelligence vient l'aptitude à manipuler ses sens.
- Zekanı kullansana! O bir kadın.
- Raisonne un peu!
Çok verimli bir zekan var çok daha üstün bir fiziğin var, hiçbir duygusal engelin yok senin dizaynına ulaşmak için hayatlarını adayan Vulkanlar var.
Vous avez un intellect efficace, une habileté physique unique, pas de réactions émotionnelles. Certains Vulcains aspirent toute leur vie à une telle perfection.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]