English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zincirle

Zincirle tradutor Francês

126 parallel translation
Bu ikisi insanın doğasında sürekli olarak çatışma içerisindedir... ama yine de birbirlerine bir zincirle bağlıdır.
Au sein de la nature humaine, ces deux moi luttent sans fin, enchaînés pourtant l'un à l'autre.
Kapıyı zincirle ve telefona cevap verme.
N'ouvrez pas. Ne répondez pas au téléphone.
Zincirle mi yoksa orakla mı?
Par une chaîne et une faucille, Monsieur?
Zincirle kilitlenmişti, hatırla.
Elle était fermée par une chaîne.
Hava Kuvvetleri'ne zincirle bağlı değilim.
Je ne suis pas marié à l'armée.
Cehennemde, Zincirle bağlanmış olacaksın, karanlıkta ve sonsuza kadar.
En Enfer, vous serez plonges dans les ténèbres a tout jamais.
Bu yüzden zincirle bağlanmamaya karar verdim.
C'est pour ça qu'on n'est pas attachés.
Banka güven departmanı, * kalemleri zincirle masalara bağlamışlar.
Au service prêts, les stylos sont fixés aux tables. Vous parlez d'un prêt!
Bu zincirle bağlıyım.
voilà Ia chaîne qui me lie...
Hayatım boyunca ne zaman altın zincirle oynayan birini görsem düşünürüm.
Toute ma vie j'ai cru... A chaque fois que je vois un gosse qui joue avec une chaînette en or, je me dis...
Büyük bir zincirle kilitlenmiş.
Elle est cadenassée.
- İşte orada. Zincirle bağlı.
- Par ici, enchaîné.
Her şeyi zincirle bağlamalıyız.
On doit mettre des chaînes partout.
Bak burada, Nick'in, sevgilisi için aldığı bir yüzük var... Bir zincirle boynuna bağlıyor yüzüğü...
Là, Nick a une bague pour sa fiancée.
Kurbanın elleri, gemi depolarında kullanılan 7 cm zincirle bağlanmış.
" La victime avait les mains enchaînées.
- O zincirle ne yapıyorsun?
- Fermez-la et suivez-moi!
Onu zincirle bağlayın.
Enchaînez-le.
Tekrar bu hale gelirsem ki eminim bu hormonal büyüme süresi bitmeden tekrar olacak bir dahaki sefere beni yatağa zincirle ve tekrar düzelene kadar bekle.
Si je redeviens comme ça et je suis sur que ça va arriver avant que ce pouvoir du devellopement adolescent... La prochaine fois, attache moi à mon lit et attend que mon moment de lucidité vienne.
Yürürken kemerinden bir zincirle banka defterini sarkıtmalısın.
Sors avec ton relevé bancaire en pendentif.
Gömleğe bağlanacaksın. Çıplak ayaklarla ve boğazından bir zincirle Şehrin göbeğinde, grev meydanında
Tu seras menée en chemise, pieds nus, la corde au cou en place de Greve ou tu seras pendue au gibet de la ville.
Jimmy hep o zincirle Turbit'in neler yapabileceğini merak ediyordu.
Jimmy se demandait ce que Turbit pourrait faire avec.
Onlar kendilerini zincirle bir terraformer bağladılar...
Ils se sont enchaînés à un terraformeur...
Zincirle bağlı.
Il est enchaîné.
Böyle giderse ne olduğunu anlamadan boynuma zincirle asılı bir gözlüğüm ve sarkık kollarım olacak.
Et bientôt, je les porterai autour du cou. Et j'aurai de la graisse, là-dessous.
Zincirle kendimizi güvende hissettik.
C'était pour notre sécurité.
"Zencolar" ise boyunlarında altın zincirle kulüplere takılırlar.
Les "négros", ils ont de l'or pendu à leur cou.
onu zincirle bağladım ve kendisini boğdu.
Je l'ai enchaînée, elle s'est étranglée elle-même.
Er MacDonald'ın denizin dibinde göğsünde zincirle bulunması kadar. - Bu, oyunda olacak bir şey.
Les mêmes que de retrouver MacDonald au fond de l'océan avec des chaînes?
Neden ağırlıklar göğsüne zincirle bağlanmıştı?
Pourquoi des poids étaient enchaînés à sa taille?
- Kıçını bu ağaca ben mi zincirle bağladım, ha?
C'est moi qui t'ai enchaîné à cet arbre?
Ve neden zincirle dolaşıyorsun?
Et pourquoi portes-tu un chien en laisse?
Zincirle birbirlerine bağlılar, aynı bizim gibi.
Ils sont enchaînés ensemble, comme nous.
Ağaçtan üzerime elinde zincirle saldırdı.
Il a sauté de l'arbre et m'a foncé dessus avec sa tronçonneuse.
Ya da bu zincirle sizi sürüklerim!
Ou je vous sortirai d'ici par la force!
Zincirle döver, sigara basar, cenaze aletleriyle işkence ederdi.
Chaînes. Allumettes. Outils d'embaumement.
Kapıyı zincirle kilitle.
Vérouille la porte avec la chaine.
Jenkins'in ona göz kulak olabilmesi için yakınına zincirle.
Attachez-la. Jenkins la surveillera.
Hepimizi ortak bir zincirle acı içinde bir araya getirdi.
Il nous a réunis dans la tristesse.
Kim kurbanlarını kelepçe ve zincirle bağlar?
Qui enchaîne ses victimes?
Zincirle
Les chaînes. Vous l'avez tué?
Şu zombiyi zincirle.
Gardez ce zombie enchaîné.
Bunca zincirle sana iltifat ediyorlar.
On vous flatte en vous enchaînant.
Kurban zincirle burada tutulmuş.
La victime était immobilisée ici par les chaînes.
Onu zincirle.
Enchaîne-le.
Beni bir ağaca zincirle.
Kate.
Kapıyı zincirle.
Mettez bien la chaîne.
Dışarı zincirle.
Enchaîne-le dehors.
Zinçirle.
Enchaîne-le!
Şu zincirle çimento bloğunu tekneye koymama yardım eder misin?
Tu peux m'aider à monter ça?
"Jabba'ya önden saldıracağına arkadan saldırıp zincirle onu boğsun".
Ils construisaient des tireuses optiques et des caméras.
Satın almanızı değil kolye için takas etmenizi istiyorum. Bu zincirle birkaç tane kolye alabilirsin.
Vous pouvez échanger cette chaîne pour plusieurs colliers.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]