Zor olmalı tradutor Francês
2,033 parallel translation
Bununla baş etmek zor olmalı.
Ça doit être très dur à gérer.
Bir çocuk olarak sana sorulmadığı halde neler hissettiğini bilmek zor olmalı.
C'est difficile pour un enfant de comprendre ses sentiments quand personne ne lui en parle.
Ed'in bizi geri çevirmesi daha zor olmalı.
Ça a dû être encore plus dur pour Ed de nous le refuser.
Zor olmalı.
Ça doit être difficile.
Zor olmalı.
Ça ne devait pas être facile.
Herşeyi eski haline getirebilmek çok zor olmalı. Bunu anlayabiliyorum.
Ça doit être dur de revivre ça, j'en suis conscient.
Çok zor olmalı.
Ca doit être dur.
Geceleri çalışan biri için zor olmalı. Evet.
C'est un long voyage pour un homme qui travaille le samedi soir, non?
Gömlek ve kravat, bunu yapmak zor olmalı.
Chemise et cravate... Tu dois en faire tourner des têtes.
Annenin öldürüldüğü evde uyumak çok zor olmalı.
Ça doit être dur de dormir dans la même maison où sa maman a été tuée.
O makyajı yapmadan içki satmak daha zor olmalı.
Ça doit déjà être assez dur de servir des verres sans vous faire tout ce maquillage.
Zor olmalı.
- Ça a dû être dur.
Çok zor olmalı.
Ça doit être très dur.
İple temizlemek çok zor olmalı.
Le fil dentaire, ça doit être l'enfer.
Ama hayatını birleştirdiğin insanın sana inanmaması zor olmalı.
Mais, ça doit être dur de construire une vie quand la personne que tu aimes ne croit pas en toi.
Tekrar eskisi gibi olmak zor olmalı.
Ça a dû être dur à encaisser à nouveau.
Babam için yukarıdan işi yürütmeye çalışmak zor olmalı
Ce doit être dur pour Père, de faire marcher une entreprise d'ici
- Senin için de çok zor olmalı.
Sans doute pour vous aussi. Oui, bien sûr.
Her gününü senden çok daha az zeki insanlarla geçirmek zor olmalı.
- Surtout pas le mien. Ce doit être dur, tous les jours avec des gens moins intelligents que toi.
Bunları yaşamalarını izlemek zor olmalı.
Tu les regardes vivre ça. C'est normal d'enterrer ses parents.
Her akşam başka bir kadını yatağa attığını görmek onun için zor olmalı.
- Ce doit être difficile pour elle. Vous regarder draguer une belle femme tous les soirs.
Senin için çok zor olmalı.
- qu'elle n'aurait pas supporté.
Senin için çok zor olmalı.
Ce doit être difficile pour toi.
Güçten feragat etmek zor olmalı.
C'est difficile de renoncer au pouvoir.
Çok zor olmalı.
Ce sera affreux.
Anlıyorum, senin için çok zor olmalı. - 40'ına bu şekilde merdiven dayamak...
Je sais que ça doit être dur pour vous, voir la quarantaine se profiler.
- Bunu duymak çok zor olmalı.
Je sais que c'est dur à...
Yalnızlık zor olmalı.
Ça doit être dur d'être seul.
Bu zor olmalı, sadece sen ve o.
Ça a dû être dur, juste vous deux.
Senin için zor olmalı.
Ce doit être dur pour vous.
Eski sevgilinin bu şekilde ölmesi zor olmalı.
Ta petite-amie qui meurt comme ça, ça ne doit pas être évident.
Zor bir şey olmalı.
Ça doit être dur.
Senin için ağabeyini kaybetmek ve ailenin yas tutmasıyla başa çıkmak çok zor olmuş olmalı.
Cela a dû être... difficile pour vous de subir la perte de votre frère et le deuil de vos parents.
Benimle alay etmektense, arkadaşlarım olarak bunun zor bir şey olduğunu anlayıp atlatmama yardımcı olmalısınız.
Plutôt que de vous moquer de moi, vous devriez vous rendre compte que c'est dur et essayer de m'aider.
Ross Anderson'ın oğlu olmak biraz zor bir iş olmalı.
Ça doit être un fardeau d'être le fils de Ross Anderson.
Zor kararlar akıllı bir yönetici tarafından verilmelidir, ki bu kişi detaylara dikkat ederek kendini dinletebilme yeteneği olan hemcinslerine şefkat gösterebilen biri olmalı.
Des décisions difficiles devront être prises par un administrateur avisé, quelqu'un qui combine capacité d'écoute, attention aux détails, et compassion pour ses semblables.
Carl yaşlı ve yalnız bir adamı öldürmek oldukça zor bir iş olmalı.
Carl... tuer un retraité... c'est pas trop dur, pour toi?
Büyümek çok zor olmuş olmalı.
Dure façon de grandir...
Bu, senin için zor olmalı.
Ça doit être dur?
Zor olduğunu biliyorum. Ama güçlü olmalısın.
Je sais que c'est dur, mais tu dois être forte.
Bu sizin için çok zor olmuş olmalı.
Comme cela a dû être difficile pour vous.
Bu zor olmuş olmalı.
Ça a dû être dur.
Zor olmalıydı.
Ça devrait être dur.
Çok üzüldüm. Çok zor olmuş olmalı.
Ca a dû être très difficile.
Davis ona bir şey yapmış olmalı. Chloe eğer zor durumda değilse bana asla yalan söylemez.
Davis doit avoir fait quelque chose.
Zor olmalı.
Ça doit être dur.
Babanın anneni bırakıp Felicia ile yaşamaya başlaması senin için zor olmuş olmalı.
Ça a dû être dur quand ton père a épousé Félicia, pour remplacer ta mère.
Oğlum, çok zor olmalı.
- Dis donc, c'est pas de chance.
Zor olmuş olmalı.
Ça n'a pas dû être facile pour toi.
- Zor olmuş olmalı.
- Cela a dû être dur.
Eğer biri bizi bu zor durumdan kurtaracaksa, Rachel olmalı.
Si quelqu'un peut montrer ce qu'on vaut, c'est bien elle.