English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ç ] / Çaldım

Çaldım tradutor Francês

7,261 parallel translation
Çaldım, banka soydum.
Qu'est-ce que tu crois? Je l'ai volé.
Planımın ayrıntılarına karar vermeden önce... çelik işindeki pozisyonumu fırsat bilip,... toplam 250 parça preslenmiş barut çaldım.
Avant d'avoir élaboré mon plan... me servant de ma fonction à l'aciérie... j'ai volé 250 pièces de poudre pressée.
Onu da gece taş ocağından çaldım.
La nuit je les ai volés de la carrière.
Köpeğin havladığı için zili çaldım zaten.
J'ai sonné parce que votre chien aboyait.
Hangi tuşlara bastığını öğrenince bilgisayarına girdim EXR ait olan herşeyi çaldım.
J'ai copié votre frappe, je me suis connecté à votre ordinateur avec vos identifiants et j'ai téléchargé tout ce qui avait rapport à l'EXR.
- Gemiyi çaldım.
Je l'ai volé.
Zamanı çaldım.
J'ai volé du temps!
Kayak otelini olduğu gibi çaldım!
J'ai volé le chalet de ski!
Odasına gittim ve pasaportunu çaldım.
J'ai piqué son passeport dans sa chambre.
Tanıdığım bütün zenginlerin kapısını çoktan çaldım.
J'ai déjà demandé à tous les riches que je connaissais.
O koyun postu giyen adamı çaldım... ama ben fitnessta seni çalıştıran o salaklardan değilim.
Je fais le gars avec sa polaire, mais je suis pas qu'un connard qui finance ton culte du corps.
Görünmezliğin aslında teknik bir olasılık olduğunu öğrenmem çok geç sürdü. Kardeşimin kütüphaneden çaldığı bir kitapta yazıyordu, ben de ondan çalmıştım.
Plus tard j'ai réalisé qu'être invisible, c'était possible... dans un livre que ma sœur avait volé à la bib, et que je lui volé.
Sürekli çaldığınız o parçayı tanıyamadım.
Ce morceau que vous jouez toujours... je ne le reconnais pas.
Sırtım dönük olduğu sırada masamdan kalemlerimi çaldı.
Il m'a volé mes crayons de couleur quand j'avais le dos tourné.
Benim gibi yaşlı bir kadının arazisini çaldınız!
Vous m'avez volé mes terres!
Şifreli kapı çaldırmak da neyin nesi? Kapıda adımı sormak filan...
D'où je dois frapper un code et dire mon nom?
Demek birisi tasarımımı çaldı.
Alors, quelqu'un a volé mon idée.
Oğlumun lakabını mı çaldın sen?
T'as piqué le surnom de mon fils?
Çaldığım şarkıyı beğenmedin mi?
Vous aimiez pas ce que je jouais?
- Yumurtalarımızı neden çaldın?
Pourquoi voler nos œufs?
Onu çaldın mı?
L'as-tu volée?
İçki parası için babamın arabasını mı çaldın?
- Tu choures pour financer ton alcool?
Yemeğinizi çaldığım için çok özür dilerim.
Je suis vraiment désolé de vous avoir volé, les gars.
Sonra sahneye çıktım ve iki şarkı çaldık.
J'y suis allé et j'ai joué deux morceaux.
Pizza salonunda çaldığını duydum.
On m'a dit que tu jouais dans une pizzeria.
Annemi çaldınız!
Vous m'avez pris ma mère!
Kapıyı çaldığı anda böyle olacağını düşünmemiştim ve kapıyı açtım.
Quand il a frappé à la porte, j'ai... j'ai pas réfléchi et j'ai ouvert.
Oyalanmak için çaldığım ufak tefek şeyler işte.
J'ai volé des bricoles pour combler le vide.
Hayalimi çaldınız!
Vous m'avez volé mon rêve.
Cüzdanını caldım ve seni burada buldum.
J'ai tiré ton portefeuille et je t'ai pisté jusqu'ici.
Sen çaldın!
Que vous m'avez volé!
"Mezarlıktan çaldığımı biliyorsun." demiştim ben de.
J'ai dit : "Je sais que tu crois que je les ai volées au cimetière."
İyi insanların parasını çaldığımız için kendimi biraz suçlu hissediyorum Burro.
Je me sens un peu coupable, Bourricot, de prendre l'argent de gens bien.
- Paganini çaldığında sana aşık oluyorum.
C'est Paganini qui m'a fait tomber amoureuse de toi.
Martin'in çaldığı bütün paraları bulmasında FBI'a yardım ettim.
J'ai aidé le FBI à retrouver et à rendre les actifs volés par Martin.
Tanrım. O piç kurusunun fikrimi çaldığına inanamıyorum.
Incroyable que ce salaud ait volé mon idée.
Bu götverenden çaldığın çanta benim olur.
Cette malette que vous avez volée à ce trou du cul m'appartient.
- Scott Fisher'dan mı çaldın?
- Tu l'as volé à Scott Fischer.
Gece geç bir vakitte kapım çaldı. Yalnızdım.
Un soir, très tard, elle frappe à ma porte, j'étais seul.
Bu sürtük sevdiğim bütün pantolonlarımı çaldı. Burada bir yerdeler.
Cette connasse m'a piqué mon fute préféré.
Eski arkadaşım ve can düşmanım, Mamie-Claire, fikirlerimi ve nişanlımı çaldı.
Mon ex-amie et ennemie jurée, Mamie-Claire, m'a piqué mes idées et mon fiancé.
Kahretsin. T-shirt fikrimi çaldı ve... J. Crew'e sattı, olan bu.
Elle m'a piqué mon idée de tee-shirts, a créé une boîte et l'a vendue à J. Crew.
Hayatında hiç iyi fikri olmamış insanlardan biri işte... o da benim fikirlerimi ve sonra bütün kedilerimi çaldı
Elle a jamais de bonnes idées, alors elle pique toutes les miennes. Elle m'a aussi piqué mes chats.
Benim t-shirt fikrimi çaldın ve bunu biliyorsun
Tu m'as volé l'idée des tee-shirts et tu le sais.
Yani inkar mı ediyorsun? Ondan çaldığın fikirle köşeyi döndüğünü?
Alors tu nies avoir profité de son idée?
Hayır.Onun fikirlerini çaldığım doğru.
Elle a raison, je lui ai volé pas mal d'idées.
Hayatıma girdin. Gidecek yere ihtiyacın vardı. Ben de seni kabul ettim ama sen benim hayatımı çaldın.
Tu voulais sortir, je t'ai invitée et t'as volé ma vie!
Senden çaldığımızı mı söylüyorsun yani?
T'es en train de me traiter de voleur?
- Kapıyı çaldın mı? Hayır, kapıyı falan çalmadım lan!
- Non, j'ai pas frappé à la porte!
Her şeyi olması gerektiği gibi yapacağım artık. Çünkü sen bebeğimi benden çaldın!
Je vais enfin rétablir la justice, parce que c'est toi, oui, Eve, c'est toi qui m'as pris mon bébé.
Bu banjo çaldığım el.
C'est ma main pour jouer au banjo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]