Çapa tradutor Francês
290 parallel translation
Gemiye adam gönder. - Çapa zincirleri ve aletler için.
Il est inerte pour des heures!
- Çapa nerede?
- Où est l'ancre?
Çapa, çapa.
L'ancre, l'ancre.
Çapa nerde?
Et l'ancre?
Bu kir pas içindeki çapa zinciri kimin ola?
La chaîne d'ancre grince! Trop rouillée!
Kendimi bahçende, elimde çapa ot ayıklarken..... görebiliyorum. Cebimde 50 sent ve terliklerimle.
Je me vois déjà, marchant sur ta propriété avec un taille-gazon pour 50 cents par semaine et de nouvelles pantoufles à Noël.
Ona, yanında 3 tane çapa ipi götürmesini söylemişler.
Ils lui dirent de prendre 3 cordes :
Üçüncü çapa ipinin neden yapıldığını gayet iyi biliyorsun Kiloranlı.
Et vous savez en quoi la troisième était faite.
- Bana gösterdiğin gibi çapa yaptım.
J'ai terminé de biner.
Çapa mı?
L'ancre?
Callahan, o çapa değil ki.
Callahan, il n'y a pas d'ancre hors de l'eau.
Anne. Bu sabah çapa kayıkta mıydı?
L'ancre était-elle dans le bateau ce matin?
Çapa ile öldürüldüğü için mi böyle söylüyorsunuz?
Vous dites ça parce qu'on l'a tué avec une ancre?
- Şey, bir çapa ile öldürülmüş.
- Il a été tué avec une ancre.
Çapa olduğunu nereden biliyorlarmış?
Comment le savent-ils?
Cinayet silahı çapa mıydı?
Une ancre utilisée comme arme?
Çapa çekildi, efendim!
L'ancre est levée.
Ben öne geçip çapa zincirini takayım, siz burada arka tarafta kalıp... ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsınız.
Je vais à L'avant me baigner, je tiendrai la chaîne de l'ancre, vous n'avez qu'à rester à l'arrière, si vous voulez?
Sadece çapa gözcüleri var efendim.
Il n'y a qu'un veilleur à bord.
Gemim hâlen körfezde çapa atık bir hâldeydi. - Tüm tayfa vazifeye!
Mon navire était encore ancré dans la baie.
Çapa oyunu için biletlerinizi alın.
Achetez vos billets pour la loterie.
Günaydın. Aşağıda çapa oyunu için bilet satıyorlar.
Bonjour. lls vendent des billets de loterie, en bas.
# Çapa ve tırmık Pulluk ve balta
Le célèbre forgeron prospère de jour en jour
Kaptan sahile inip başka bir çapa aldı.
Le skipper en a acheté une neuve.
Eğer çapa kullanıldıysa kaptan mutlaka bilir.
Le skipper était sûrement au courant.
Bir çapa alımıyla ilgileniyorum.
Il s'agit d'une ancre.
Yol üzerindeki Azores'te durdunuz ve yeni bir çapa aldınız.
Aux Açores, vous avez acheté une ancre.
Ve Yunus'u bir çapa gibi kaldırıp azgın dev balıkların beklediği denize attılar.
Voyez Jonas soulevé comme une ancre et jeté à la mer, dans les affreuses mâchoires qui l'attendent.
Suyun üzerinde misin karanın üzerinde misin anlamak için çapa atıyorlar.
Ils lâchent une ancre dans le brouillard, pour voir si on est au-dessus de la mer.
- Çapa, çabuk demir at.
- L'ancre! Jetez l'ancre! - Vu!
Son model altı silindiri 11,5 santim çapa 14 santimlik uzunluğa sahiptir.
Regardez, six cylindres, alésage de 11,5 cm, une course de piston de 14 cm...
Motoru onarabilmek için demir attık. Şimdi de çapa sıkıştı.
On a jeté l'ancre et elle s'est coincée.
Şu günlerde... sadece kürek ve çapa döven taşralı bir demirciyim.
Maintenant, je ne fais plus que des bêches et des sarcloirs.
Bu ellerle çapa tuttun mu?
Tu as déjà tenu une bêche?
Ne kızıl bayrak taşıyorlar,... ne de çapa kürek sallıyorlar yani?
Ils ne déploient pas de drapeaux rouges, ils n'agitent ni houes, ni bêches.
Tırmık mı... Çapa mı... Orak mı...?
Une bêche, une houe, ou bien une faucille?
Çapa biri gerekli olacağını temizlemek için.
Faudrait une binette pour lui curer sa crasse.
- İyi bir çapa noktası ayarlamak gerekiyor. - Evet.
Voilà qui devrait faire un bon point d'ancrage.
Hey, Sean, Daha önce şimdiye kadar çapa takmadın mı?
Sean, tu as dejà fait l'ancre?
Ben gidelim diyorum, seni aptal fare, seni çapa olarak kullanmadan önce.
- Moi je l'ai dit! J'ai dit Mille sabord, t'est un vieux rapace,
Neden denize Çapa atıyorsunuz, limana gitmelisiniz.
Pourquoi restez-vous au large au lieu de rentrer au port?
Hatıra eşya dükkanında bir kaç çapa falan bulunmasını sağlayın.
Il faut des ancres et tout ça dans le kiosque à souvenirs.
Çengel yerine çapa, yem olarak da bir boğa başı kullanmıştım.
J'ai pris une ancre pour l'hameçon, et une tête de bœuf pour l'appât.
Tekrar dışarı çıkmak ister misin? Biraz çapa yaparsın?
Tu veux bien sortir déterrer des pommes de terre?
Çapa atmalıyım.
Je dois jeter l'ancre.
Bir adamı yerine bağlayan bir çapa gibi.
C'est une ancre trop lourde pour un homme.
Teşekkürler. Ama, nasıl çapa kullanacaksın? Tamam, cevap yok.
merci tu nous a donné un sacré spectacle t'as pas l'air content je fais jamais les choses à moitié de toute évidence je vais pas revenir en marchant t'es obligé de me garder
Basil, ben gayet başarılı...
Basil, je suis parfaitement capa...
Robert Capa gibi fotoğrafçıları büyük yapan neydi biliyor musun, Rich?
Tu sais ce qui fait la grandeur des gens comme... comme Robert Capa?
Capa'nın yakaladığı buydu.
C'est ça que Capa saisissait :
Bir gün ben de Capa'nınki gibi bir kare istiyorum.
Un jour, je veux faire une photo comme Capa.