Çatı tradutor Francês
16,788 parallel translation
Hurdalıktaki silahlı çatışmayı duydun mu?
Vous avez entendu parler de la fusillade de la casse?
Silahlı çatışma oldu.
Il y a eu une fusillade.
Bu saldırı, siyahi ve Latin kökenli sokak çetelerinin Harlem'deki bir hurdalıkta silahlı çatışmaya girmesinin ardından yaşandı.
La fusillade fait suite à la tension croissante entre les gangs latinos et noirs et à une fusillade dans une casse de Harlem.
Yerel halk silahlı çatışmaların artmasının Yeni Harlem Rönesansı hareketine de darbe vuracağı görüşünde.
Certains habitants craignent que ces échanges de tirs n'entachent ce que beaucoup appellent la nouvelle renaissance de Harlem.
Bu sabah tüm bunlarla ilişkili bir çatışma daha yaşandı.
Une autre fusillade ce matin est liée à tout ça.
Aynı çatışmanın içinde değil miydik?
T'as survécu à la même fusillade que moi?
Bu sabah bir çatışma vardı.
Il y a eu une fusillade ce matin.
Sürekli suç işlenen yaz aylarında her gün çatışma olan dönemlerde bile dükkan hep güvenliydi.
Même l'été, quand c'était la folie, avec des fusillades un jour sur deux, le salon était un havre de paix.
Çatışma ile savaşı karıştırma.
Ne confonds jamais la bataille et la guerre.
Hurdalıktaki çatışmada kullanılan silahların o depoda olduğunu biliyoruz.
On a la preuve que les armes de la fusillade de la casse étaient dans ce hangar.
Günün öne çıkan haberi ise dün gece Harlem'de meydana gelen silahlı çatışma.
Info du jour, une fusillade survenue à Harlem hier soir.
Ambulansın yoldan çıkarılmasının ardından silahlı çatışmanın yaşandığı kadın kliniğine doğru kovalamaca başladı.
Suite à l'agression d'une ambulance, une course-poursuite a fini en échange de coups de feu.
Çatıya bir helikopter istiyor.
Il veut un hélico sur le toit.
Bu işin O.K. Corral çatışmasına dönmesini istemiyorum.
Je veux éviter de refaire Règlement de compte à O.K. Corral.
Hadi, çatı katına çıkalım.
Jusqu'au penthouse.
- Quito'daki insanlar, silahlı çatışmalar, artan şiddet olayları ve kimyasal gaz tehdidi karşısında gelecekten ümitsiz.
- Frank. - A Quito, cet homme dans la rue ne sait pas que demain, en plus des coups de feu et des attaques aléatoires la menace d'une guerre chimique plane au-dessus de la ville.
Yani gece çatışmak durumunda kalırsak sigortamız olmak zorunda.
Donc si on doit se battre de nuit, on va avoir besoin d'une garantie, non?
Buradayken temizlemem gereken çatı giderlerini görebiliyorum
{ \ 1cH00ffff } Je vais devoir nettoyer la gouttière. { \ 1cH00ffff } Réparer la boîte à lettres.
Çatıdan çıkış var mı?
Il y a une sortie par le toit?
Annemle beraber eşinin çatısı altında yaşamaya başladıklarında bana da büyük lütuf edecekler.
Ce serait encore mieux de les voir, elle et maman, mettre leurs pieds sous sa table au lieu de sous la mienne.
Silahlı çatışmaya girersek Jerusalem'a asla varamayız.
Si on les affronte, on ne se rendra jamais à Jérusalem.
Çatıya çık. Hedef, görüş alanından geçecek.
La cible va passer dans votre ligne de mire.
- Çatıdaki davranışlarından dolayı.
Son attitude sur le toit.
Çatıdan atladı.
Il est tombé du toit.
10 dakika içinde. Size 2016 numarada çatı katı süiti ayırdık.
ASCENSEURS NORD - 10 MN Vous avez une ravissante suite, la 2016.
Çatı katına çıkmalısın.
Tu devrais aller dans le grenier.
Batıdaki ek çatı, yangın çıkışı!
Toit Ouest, sortie de secours!
Sanırım alt kattaki... kaçırma / işkence ekibindeydi... ve ben çatıda rahibelerin öldürülmesindeydim.
Je suppose parce qu'elle était en bas avec l'équipe kidnapping / torture, j'étais sur le toit à tuer des religieuses.
Silahlı çatışma.
Une fusillade.
En son istediğimiz şey sokakta başka bir çatışma olması.
La dernière chose dont nous avons besoin est un autre fusillade dans les rues.
Cübbesinin ve çatık kaşlarının altında tüm hayatımızı savaşarak geçirdiğimiz düşmanın aynısı.
Sous la cape et les sourcils froncés, c'est le même ennemi qu'on a passé nos vies à combattre.
Bu çatışmalı ortamda yavru ayıbalıkları da bazen arada kalıp zarar görürler.
Dans cet environnement, les jeunes éléphants de mer se retrouvent parfois au milieu des combats, ce qui les met en danger.
Nasıl işe yarayacak? Herkese açıkça neden çatıya ihtiyacımız olduğunu göstermiş olacak.
Les invités verront qu'on a besoin d'un toit.
Çatının geri kalanının çökmemesini umarız.
En espérant que le reste du toit tiendra bon.
10 bin çatıya bile ancak yetecek.
Le toit coûte plus de 10 000.
Kime yaptırıyorsunuz bu çatıyı?
Qui fait le toit?
Pek çok koridor, küçük oda ve çatı odaları vardı.
Il y avait énormément de couloirs et de petites pièces. Greniers.
Çatıdan mı atmıştım?
Ou jeté d'un toit?
Ve ben de senin gibi kötü şöhretli bir suç baronuyla aynı çatı altında yaşamak istemiyorum.
Et je ne suis pas sereine à l'idée de dormir sous le même toit qu'un meurtrier notoire.
- Hemen çatıya çıkalım!
- Compris. Allons sur le toit tout de suite!
... suikastçi çatıdan itildi ve tam buraya düştükten sonra hepimizin önünde ayağa kalktı.
... l'assassin a été jeté du toit. Il est tombé ici, et s'est relevé devant nous.
O zaman neden dün gece GCPD binasının çatısında baş komiserimize kılıçla saldırdı?
Alors pourquoi il est venu au commissariat hier soir pour embrocher notre capitaine?
En son çatıya çıkarken gördüm onu, Selina'yı görmek istiyordu sanırım.
Il montait sur le toit pour voir cette Selina.
Çatıda gizli bir ofis başlatacaksak, ekipmanlara ihtiyacımız var.
Si on veut commencer notre bureau secret sur le toit, on a besoin d'équipement.
Bence Terry ve ben çatıdan girip ortalığı kolaçan edelim.
Je dis Terry, je rentre à travers le toit et je fais du repérage.
Pekala Çavuş, herkes senin kahraman olduğunu biliyor bu yüzden sen Scully'i ve beni şu çatıya indir sonra uçarak aşağıda bizimle buluş.
Ok, Sergent, tout le monde sait que tu es un super héros, donc tu nous descends à travers cette verrière, puis tu voles jusqu'en bas et tu nous rattrapes.
Bam, güm, çat!
Snap, crac, pop!
Avu kat.
Avo... cat.
- Cat hakkında konuşma ulan!
- Ne parlez pas de Cat!
Cat, yardımına ihtiyacım var.
Cat, j'ai besoin de ton aide.
- Selam Cat.
- Salut Cat.