Çekçek tradutor Francês
25 parallel translation
Çekçek şoförümü ezdiniz.
Vous venez d'écraser mon conducteur.
Bayan Davis, başka bir çekçek buldum. Hadi!
Miss Davis, j'ai trouvé un autre conducteur.
Ama bir blok ötede bombardıman var. Kuzey İstasyonu'ndan çekçek alabiliriz.
- Pas le temps de chercher des rickshaws.
Her neyse, bir çekçek arabası geliyor.
J'entends des porteurs de chaise.
Bu çekçek gezisi çok keyifli.
J'adore le pousse-pousse.
Çekçek ücreti ödendi.
J'ai aussi payé le vélo-taxi.
- Çekçek mi?
- Du skitching?
Ben sana çekçek almadım mı?
Je ne t'avais pas acheté une raclette? - Non.
Sana bir çekçek alacağımı söyledim zannediyordum.
Je croyais t'avoir dit ça.
Aksi takdirde yaşIılar için çekçek arabası olacağız. Üzgünüm adamım.
Sinon, on va se retrouver à s'occuper des vieux gâteux.
Bir çekçek ya da el bezi, ya da bir parça top haline getirilmiş gazete görebiliyor musun?
Tu vois une éponge, une peau de chamois ou même un bout de journal roulé?
Çekçek'ine bubi tuzağını kurduğunda tüm kanıtları yok etmiş oldu.
Il a détruit toutes les preuves en faisant sauter sa caravane.
Araba yıkatma yerinde çekçek görmeyi önemsemezsin herhalde.
J'espère que les pousse-pousse sur la route te dérangeront pas.
Belki arada birde çekçek vardı, bilemiyorum.
Et peut-être même un pousse-pousse.
Kundan ve ben çekçek ile geleceğiz.
Kundan et moi, on va prendre un taxi.
Bu karaciğeri narkolepsi hastası Vietnam'lı çekçek sürücüsünden aldım.
Ma livraison vient d'un narcoleptique Vietnamien conducteur tuctuc.
O çekçek süren senin arkadaşın mı?
Qui était-ce, ma chère?
Çekçek şirketimin adı bu.
C'est le nom de ma société de pousse-pousse.
Her zamanki gibi çekçek şirketine gidelim.
Comme d'habitude, la société de pousse-pousse.
- Çekçek'e binemez, bu onu öldürür!
- Un pousse-pousse l'achèverait!
Çekçek kısmında bir çubuk eksik.
Il manque une tige à la poignée.
İlaçlarını satın almak için bir çekçek aldım.
J'ai pris un pousse-pousse pour aller chercher des médicaments.
Bilsem çekçek tutardım.
Mitsuko, tu habites bien loin.
Bu çekçek niye bu kadar yavaş? Benim bisikletim bundan daha hızlı!
Pourquoi ta bécane n'avance pas?
Çekçek süren bir arkadaşı var.
Papa.