Çift tradutor Francês
12,169 parallel translation
Normalde şu an nikahı kıyan kişi, çift hakkında geçmişleri hakkında bir şeyler söyler.
Normalement c'est le moment où je prononce quelques mots sur le couple, leur histoire.
Tatlı bir çift olmuştunuz.
Vous formiez un beau couple.
- 270, Beeps, çift.
270, Beeps.
Patronunun yanı sıra rastgele bir çift masum insanı öldürecekmiş.
Il voulait tuer son boss ainsi que des innocents tout ça pour nous disperser.
Tüm bunlar bittiğinde, karınla bir çift terapisine gitseniz iyi olur.
Quand ce sera fini, toi et ta femme devriez faire une thérapie de couples.
Evet. Mutlu çift için ne gerekirse.
Je ferais tout pour les amoureux.
Eski bir çift "N.O." diyecek.
Un ancien couple dira "N.O."
- Eski bir çift...
Un ancien couple va dire...
Eski bir çift "N.O." diyecek.
Un ancien couple dira N.O.
- Zoe'yle George aslında hiç çift olmadılar.
Zoe et George n'ont jamais vraiment été un couple.
Mutlu çift için bir jest.
Un geste pour ce couple heureux.
Çok hoş bir çift oldular.
Ils forment un joli couple.
Evet ve Chez Katia sana yanlış numara bir çift ayakkabı yollamış.
Oui, et Chez Katia t'envoie une magnifique paire de chaussures qui n'est pas à ta taille.
Al... Sana bir çift pizza küpesi veriyorum.
Et si je te donnais des boucles d'oreille pizza?
500 yıl önce buraya şeytani bir çift geldiğini insanları siyah bir maddeyle lanetlediklerini söyledi.
Il a dit qu'un couple de démons était venu ici il y a 500 ans, donner des malédictions avec un truc noir.
Üç çift yüzücü gözlüğüyle birkaç CD'sini buldum.
J'ai trouvé 3 de ses lunettes de piscine, et certains CD dans ma voiture.
Bir çift, üstünü deliklerle belirten taba rengi, iki tokalı ayakkabı.
Des chaussures claires à embouts avec un empeigne ouvragé.
Lux'ta çift mesai yapabilirim.
Faire le double d'heures au Lux.
Çift camlar yüzünden duyamıyordum ama çocukluğun sesi olduğunu hayal ediyordum.
Je ne peux pas les entendre avec le double-vitrage, mais j'imagine que c'est le bruit de l'enfance.
O zaman çift taraflı gireriz. Kadının toprağın altına girmesi gerek.
La femme doit être enterrée.
O koca kafalı adama söyleyecek iki çift sözüm var.
Il y a certaines choses que j'aimerais lui dire à propos de cet énorme...
Beni küvetten çıkarabilecek bir çift güçlü kola.
De bras forts pour m'aider à sortir de la baignoire.
- Bak, tatlı patatesler aslında çift çenekli bitkilerdir.
- Les patates douces sont dicotylédones.
Okulda aldığı uzaklaştırmalar çift haneli sayılara ulaşmış.
Il a eu plus d'une dizaine d'exclusions à l'école.
Yakalı bir şeyler. Güzel bir çift ayakkabı.
Une chemise, de belles chaussures.
19 Aralık 1990'da, Nicole mağazaya girdi ve bizim eldivenlerden iki çift satın aldı.
Le 18 décembre 1990, Nicole est rentré dans ce magasin et a acheté 2 paires de nos gants!
Sence bu eldivenlerin çift olmama ihtimalı var mı?
Pensez-vous qu'il y ait une chance que ces deux gants ne forment pas une paire?
"Irklararası bir çift görürsem, onları durduracağım."
" Si je vois un couple interracial, Je l'arrêterai.
Hepiniz çift cephane yükleyin.
Tirez deux chargeurs.
Onu, kendisini anlayan bir çift kulaktan mahrum tutamam.
Je ne peux lui refuser une oreille compatissante.
Eğer bir çift tahta terlik giyseydim, bu beni Hollandalı yapmaz mıydı?
Si je portais des sabots, cela ferait-il de moi un Hollandais?
Çift terapistinizle aldattı adam sizi.
Il vous a trompée. - Avec votre psychologue conjugale.
Ya çift ya hiç.
Quitte ou double.
Tatile çıkmayı ve bir çift olmayı düşündük.
On pensait que ces vacances allaient sauver notre couple.
Sende bir çift var, etrafa iftira atıyor. Silahı tutanın ben olduğum düşünülürse.
T'as des couilles, de jeter des accusations, vu que c'est moi qui tient le fusil.
Birkaç hafta önce o çift onu aldıktan hemen sonra bir tür nöbet geçirmiş.
Il a eu une sorte de crise après qu'un couple l'ait recueilli il y a quelques semaines.
- Naomi, iki çift laf edelim mi?
Naomi, j'ai à vous parler.
- Çift vardiya çalışıyordum.
- J'avais une double garde.
Bak, Cat. çift vardiya çalışıyorum.
Le Capitaine est là? Cat, je fais une double garde.
Aralarında ne olduğunu, niye bittiğini merak ediyorum. Evet, onlar tuhaf bir çift.
Je me demande ce qu'il s'est passé entre eux, pourquoi ça s'est fini.
Bu ürkütücü çift cinayet yukarıdaki büyük yatak odasında yaşanmış. Donovan'ın hayaletini bulmak için en olası yer orası.
Cet horrible double meurtre s'est passé en haut, dans la chambre principale, où on a le plus de chances de trouver le fantôme de Donovan.
- Doğru hatırlıyorsam çift cinayetti.
Double homicide, si je me souviens bien.
Haberleri izliyordum, ve bir çift geçen sene birlikte 3 tane banka soymuş.
En regardant les infos, il y avait ce couple qui avait braqué trois banques l'an dernier.
Size ikinci bir çift göz olabilirim.
Je pourrais être votre seconde paire d'yeux.
Çift taraflı kazanç diyemem ama ona en yakın bu olabiliyor bu durumda.
C'est pas ce que j'appellerais un accord gagnant-gagnant, mais on n'aura pas mieux dans notre situation.
Pek çok evli çift ayrıldıklarında birbirlerinin boğazlarına yapışıyorlar.
La plupart des couples mariés qui rompent, ils se déchirent.
Kendine bunlardan bir çift yapmayı?
À devenir père?
- Her evli çift kavga eder.
- Comme tous les couples.
Parasını ödemek için evi çift ipotek ettirdik.
On a dû hypothéquer la maison pour la payer.
Hey, Kendine yeni bir cift ayakkabi al.
Hey, prends-toi de nouvelles pompes, d'accord?
Efsanedeki gibiydi. - Çift cinayeti kastediyorsun.
Vous voulez parler du double homicide.