English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ç ] / Çiçek

Çiçek tradutor Francês

5,851 parallel translation
Güzel, bir dahaki sefere masaya çiçek veya başka birşey koy.
La prochaine fois, essaie plutôt les fleurs sur la table.
Bu çiçek hastalığı, değil mi?
C'est la variole, c'est ça?
Bulaşma hızı korkutucu düzeyde olan işlemden geçmiş bir çiçek hastalığı.
C'est une variole génétiquement modifiée avec une vitesse de contamination terrifiante.
Çiçek virüsüyle dolu petri kabini yalasam bile bağisiklik sistemim bir tarafiyla güler.
Je pourrais avaler une boîte de pétri contenant la variole, et mon système immunitaire n'en ferait qu'une bouchée.
Bulaşma riski korkutucu derecede fazla olan genetiği değiştirilmiş çiçek mikrobu.
C'est une variole génétiquement modifiée extrêmement contagieuse.
Çiçek hastalığı mikrobu.
C'est la variole.
Bir çiçek evinde çalışırken hayattan ne bekleyeceğimi öğrendim.
Vivre dans une maison close vous apprend la vie.
Çiçek evin tüm kurallarını yıktım, onları göz ardı ederek genç efendi ile gizlice buluştum.
Je me suis échappée et je me suis promise à lui en secret.
Ve birkaç çiçek gözüme ilişti, sonra aklıma her kızın çiçekleri sevdiği geldi.
J'ai vu des fleurs, et toutes les filles aiment les fleurs.
Ben de çiçek toplamaya başladım. Küçük ve hoş bir buket filan yaparım dedim.
Donc j'ai commencé à en cueillir, je pensais en faire un joli bouquet ou quelque chose.
- Çiçek açıyorsun evlat.
Tu grandis, gamin.
- Evet. - Çiçek açıyorsun.
Tu grandis.
Bebeğim, bana çiçek mi aldın?
Babe, pourquoi tu me ramenes des fleurs?
... sana servisimizi sunmak istedik dans partneri olmak ve çiçek almak ya da sadece baloda yanında takılmak için.
On voulait simplement offrir nos services en tant que cavaliers ou pour t'acheter un corsage ou tout simplement des bras pour la grande danse.
Ama bir amatör ona çiçek ve şarap götürüp onu yatağına kadar taşırdı.
Un amateur lui aurait amené des fleurs et du vin et l'aurait portée jusqu'à la chambre.
Bir çiçek ve not ve yaşadığım yeri bulmuşsun.
Une fleur, un mot, et t'as découvert où j'habite.
Har hafta çiçek dükkanına gelir ve temizler.
Elle vient nettoyer la boutique chaque semaine.
Hey sen, çiçek aranjmanıyla ilgilen.
Toi, plus d'arrangements floral.
Gayet iyi, çiçek açan savaşcı prenses!
Bien joué, notre princesse guerrière épanouie!
Sağdıçlar silindir şapka giyip, yakalarına çiçek iliştirsin istiyorum.
Des hauts-de-forme et des boutonnières pour les hommes.
Çiçek yok mu?
Pas de fleurs?
- Dash bana bugün çiçek gönderdi.
- Dash m'a envoyé des fleurs aujourd'hui.
Çiçek yollamam gerek.
Je dois lui envoyer des fleurs.
Bazıları çiçek bırakır.
Certains le font avec des fleurs.
Umarım bize çiçek de alırlar.
J'espère qu'ils nous achètent des fleurs, aussi.
Çiçek pazarında bir tezgah işletiyor.
Karl Dekker.
"Çiçek" derken ne kastettiklerine emin misin?
Tu es sûre que c'était bien les fleurs dont ils parlaient?
Simon Sydney'nin çiçek / vajinası hakkında konuşmayı sevmiyor, ve dürüm, dürüm, dürüm.
Simon n'aime pas parler du vagin / fleur de Sydney, et burrito, burrito, burrito.
- Bana çiçek mi gönderdin?
- Tu m'as envoyé des fleurs?
Her yaprak ve çiçek dikkatle çizildi ve işaretlendi.
Chaque lame et fleur sont méticuleusement tracées et étiquetées.
- Evet. Banyomuzda çiçek kokulu oda spreyi var.
On a un spray qui sent la fleur dans les toilettes.
Çiçek, sessiz bir akşam yemeği, dinlemek gibi şeyleri dene.
Essaie les fleurs, un dîner tranquille, d'écouter.
Benden iki ay önce başlayan kızlardan birini beyaz çiçek yaptılar.
Une des filles, engagée deux mois avant moi, Vient d'être promue fleur blanche ( white flower ).
Tüm çiçekler arasındaki en güzel ve en pahalı çiçek.
La plus belle et la plus scandaleusement chère de toutes les fleurs.
Çiçek.
Fleur.
Tamam, hatırlatta onlara çiçek göndereyim. Bu akşam gerçekten şeker yada şaka yapabiliriz.
À ce propos, je serai pas là ce soir.
Bu harika. Tropikal çiçek deseninle örtülünce kalp hastalığı daha güzel görünüyor.
Les maladies cardiaques sont mieux lorsqu'elles sont enroulées dans un motif tropical.
Pekâlâ, çiçek açan ama...
Bien, tout comme les fleurs, mais...
Ama sonra dolabıma çiçek koydu ve Glee kulübünde "My Life" ı söyledi sanki kurban oymuş gibi.
Et puis, il met des fleurs dans mon casier, et chante "My Life" au Glee Club, comme si c'était lui la victime.
Çiçek desenli elbiseli zengin bir kız.
Une fille riche dans une robe à fleurs.
Miles, çiçek desenli kıyafetli bir kızın kendisinden S.H.I.E.L.D. bilgisayarlarına sızmasını istediğini söylemişti.
Miles a dit qu'une fille en robe à fleur lui a demandé de pirater le SHIELD.
Bunlar çiçek buklelerinden alınmış taziye kartları.
Ce sont des cartes de condoléances, venant de couronnes mortuaires.
Onu suluyorum ve ona sevgi gösteriyorum. Ve çiçek açması için bekliyorum.
Je l'arrose et lui donne de l'amour et j'attends que ça fleurisse
Çiçek açması...
Bloom... C'est important.
Bayan Denise! Soyunma kabinine biraz çiçek getireyim mi?
Mlle Denise, dois-je aller chercher des fleurs fraîches pour la cabine d'essayage?
Çiçek götüreceğim elbette.
J'apporterai des fleurs, bien sûr.
Çiçek konseptimin içine ettin!
T'as foutu en l'air mon chemin de pétales.
Çiçek konsepti mi?
- Ton chemin de pétales?
- Çiçek kızı kullanarak işleri karıştır.
Quelle histoire pour une fille de joie!
- Plastik çiçek kolyesi de ister misin?
Et un collier de fleurs en plastique?
Unutturma da çiçek yollayayım.
Rappelez-moi d'envoyer des fleurs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]