Çok kötü bir şey oldu tradutor Francês
116 parallel translation
Watanabe çok kötü bir şey oldu.
Watanabe, une chose affreuse s'est passée.
Watanabe, çok kötü bir şey oldu.
Watanabe, une chose affreuse s'est passé.
Lütfen bir an önce buraya gelin. Çok kötü bir şey oldu.
Venez, un accident est arrivé.
Bana çok kötü bir şey oldu.
Quelque chose de terrible m'est arrivé.
- Çok kötü bir şey oldu.
- Une chose terrible est arrivée.
Dört yıl önce burada çok kötü bir şey oldu.
Il y a 4 ans, une chose terrible s'est passée.
Çok kötü bir şey oldu.
une chose terrible est arrivée.
Çok kötü bir şey oldu.
C'est terrible.
- Ne oluyor? - Çok kötü bir şey oldu.
- Qui est-ce qui se passe?
Baba, çok kötü bir şey oldu.
Papa, il est arrivé un malheur.
- Baba, çok kötü bir şey oldu.
C'est très grave. - Papa, c'est terrible.
Salish, çok kötü bir şey oldu.
Salish, un drame s'est produit.
Çok kötü bir şey oldu.
Nous lui avons parlé. Elle est bien décidée.
Lucien, çok kötü bir şey oldu.
Lucien, c'est horrible.
Tanrım. Ben de çok kötü bir şey oldu sandım.
Mon Dieu, je pensais que c'était grave.
Çok kötü bir şey oldu.
Il y a eu un drame.
Çok kötü bir şey oldu.
Je devais faire attention.
Gerçekten çok kötü bir şey oldu.
Quelque chose de terrible est arrivé.
Çok kötü bir şey oldu, Poirot.
Une chose terrible est arrivée.
Çok kötü bir şey oldu.
Une chose horrible est arrivée.
- Jenny, bugün çok kötü bir şey oldu.
Une chose terrible est arrivée.
- Çok kötü bir şey oldu.
- Il m'est arrivé un foutu truc.
Gerçekten çok kötü bir şey oldu.
Il s'est passé un truc grave.
Çok kötü bir şey oldu.
Quelque chose déconne
Beş yaşındayken Noel'de çok kötü bir şey oldu ve bana öyle kızdı ki köprücük kemiğimi kırdı.
Un Noël, j'avais cinq ans, il était dans tous ses états et m'a tellement battu qu'il m'a déboîté la clavicule.
Çok kötü bir şey oldu.
- C'est terrible.
Çok kötü bir şey oldu. Çocuklarımızı bizden aldı.
Il s'est produit quelque chose de terrible, qui nous a pris nos enfants.
Çok kötü bir şey oldu.
Quelque chose de terrible s'est passé.
Çok kötü bir şey oldu.
- Quoi encore?
Will, çok kötü bir şey oldu.
Will, quelque chose de terrible est arrivé.
Will, çok kötü bir şey oldu.
Will... c'est terrible.
Çok kötü bir şey oldu.
Mon Dieu! Une chose horrible vient de se passer.
George, çok kötü bir şey oldu! Yardımına ihtiyacım var.
Il se passe quelque chose de terrible, j'ai besoin de ton aide.
Üç yıl önce ailemizde çok kötü bir şey oldu.
Il y a trois ans, un grand malheur à frappé notre famille.
Çok kötü bir şey oldu.
Le pire est arrivé.
Sonra... çok kötü bir şey oldu.
Et puis... c'était horrible...
- John, ben polis değilim. Lütfen. Çok kötü bir şey oldu.
Quelque chose a très mal tourné.
Çok kötü bir şey oldu.
C'est affreux.
Kendimi çok kötü hissettim. Sana bir şey oldu sandım.
J'ai senti que tu avais perdu ton chemin et je n'arrivais pas à te trouver.
Çok korktum. Kötü bir şey mi oldu?
Je ne suis pas tranquille.
- Ne oldu? - Çok kötü bir şey, efendim.
Rentrez vite!
Bir şey mi oldu? Çok kötü bir şey olacak.
II y a quelque chose de très grave.
- Kötü bir şey oldu, Johnny, çok kötü.
- Ça va mal. - Que se passe-t-il?
şiddet odasında Strang'le ilgili çok kötü bir şey oldu!
Le petit Strang fait des siennes.
Ne oldu? Çok kötü bir şey yaptım.
Quelque chose de terrible.
Ne oldu? Çok kötü bir şey yaptığın rüyalar vardır hani... ve öleceksindir ve dersin ki "Keşke rüya olsaydı." Maggie, hayatım.
Tu sais ce rêve oû on fait un truc terrible et sur le point... de mourir, on dit "Je voudrais que ce soit un rêve"?
Çok kötü. Dönerken bir şey oldu Emin değilim ama eşinin askılarına takıldı.
Elle a trébuché dans la pirouette et je crois que... qu'elle s'est entravé dans son "lederhosen".
Çok korkunç bir şey oldu. Bugün hayatımın en kötü günü. Tanrım!
Il nous est arrivé une chose épouvantable.
Bir şey oldu. Çok kötü bir şey.
Il est arrivé un truc affreux.
Ama çok mutlu oldu. O zaman bebek sahibi olmanın kötü bir şey olmayacağını düşündüm.
Mais comme il était tellement heureux, j'ai pensé que cela ne serait pas une mauvaise chose, après tout.
Hayatım siz yokken bir şey oldu, çok kötü bir şey.
Ma chérie... un truc horrible est arrivé quand tu n'étais pas là.