English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ç ] / Çıta

Çıta tradutor Francês

37,320 parallel translation
Yavaşça ilerlediği için hiç bir belirti ortaya çıkmamış, ta ki kritik eşiğe düşene kadar.
Une lente progression sans aucun symptôme avant que leur déclin n'atteigne un seuil critique.
Çıkan şablonu, senin korneanın altın enjekte ettiği, organik jelin üzerine basıyor.
Ce modèle s'imprime sur un gel organique, qui est injecté sous ta cornée.
Futbolu bırakmak istiyor ve geçinebileceğini düşünüyorsan, bu senin kararın.
Si tu veux arrêter le football et que tu penses pouvoir t'en sortir, c'est ta décision.
Oda arkadaşınla çıkmayacağım.
Je ne vais pas sortir avec ta colocataire.
Ama önemli olan, hayatında bir sürü başka kadın olacak Brick.
Mais le truc Brick, c'est que des femmes, tu vas en avoir plein d'autres dans ta vie.
Senin kötü haberin ne?
C'est quoi ta mauvaise nouvelle?
Onlar kafanda olduğu sürece sorun yok.
Tant que c'est sur ta tête, pas de souci.
Pekâlâ. Senin bileceğin iş.
C'est ta vie.
Annen mi?
C'est pas ta mère?
Marsilya senin için ailenden çok daha önemli.
Ce qui compte pour toi, c'est Marseille. Plus que ta propre famille.
Tatlım, o annenin hediyesi.
Oh, maintenant chérie, c'est un cadeau pour ta mère.
Ceketini çıkar.
Enlève ta veste..
Kendinizi bulmaya doğru yola çıkın. Neden karamsarsınız?
Brise les chaînes de la société et trouve ta raison de vivre
Biliyor musun Paige fırtına esnasında arabamdan çıkmak istemeyince yaşadığın endişe gözümden kaçmadı.
Tu sais, j'ai remarqué ta préoccupation lorsque Paige ne voulait pas sortir de ma voiture pendant l'orage.
Belki de sadece sesindeki tondan kaynaklıdır.
C'était peut-être le ton de ta voix.
Sen bilirsin Patron.
C'est ta décision, patronne.
Sen büyük anneyi kullandın, o da saçı.
Ta tête c'est l'œil et votre grand-mère était la dent.
- Yeni mekanın burası mı?
Donc, c'est ta nouvelle maison?
Bu senin suçun değildi, dostum.
C'est pas ta faute.
Senin suçun değil.
Hé, c'est pas ta faute.
- Bu, senin sorumluluğunda.
- C'est ta responsabilité.
Annenin de doğum günüydü, değil mi?
C'est l'anniv de ta mère, non?
Bu senin suçun değil.
C'est pas ta faute.
Bağdat'ta açılan kara delikten bahsediyorlar. Silindir çantalar para dolu, sahte maaş bordroları falan var ve hâlâ yola çıkarıyorlar, tamam mı?
Du trou noir qu'est devenu Bagdad, des sacs remplis de billets, des mauvais salaires perçus par le gouvernement...
- Büyükannenle yaşamak nasıl?
C'est comment la vie avec ta grand-mère? Ça va.
Annenle bir başınıza yaşadıktan sonra uğraşman gereken çok fazla insan olmuş.
C'est beaucoup de personnes à gérer après avoir vécu seul avec ta mère. Ouais.
En büyük korkun bu, değil mi?
C'est ta plus grande peur, hein?
- Büyükannenle yaşamak nasıl?
C'est comment la vie avec ta grand-mère?
Annenle bir başınıza yaşadıktan sonra uğraşman gereken çok fazla insan olmuş.
C'est beaucoup de personnes à gérer après avoir vécu seul avec ta mère.
Kızın kulağını deldirmesine izin vermedin diye durmaksızın çığlık atsan ne yapardın?
Tu fais quoi quand ta fille te casse la tête pour avoir les oreilles percées?
- Senin normalin herifin biri sikini annenin içine sokmadan önce şırıngayı ona saplarken izlemek mi yani?
Ce qui est normal pour toi, c'est un inconnu qui pique ta mère avec une aiguille avant de la sauter.
Dur bir.
C'est ta paie.
Çok iyilik yapıyorsun var ya!
C'est très gentil de ta part.
- Karışık bir durum ama ilk adımı Bay Darkh'ın New York'ta kısa süreliğine tanıştığı biriyle atacağız.
C'est compliqué, mais la première étape est avec la personne rencontrée par M. Darhk à New York.
- Beni ilk gördüğünde verdiğin pek de gizleyemediğin tepkiden sonra Harry bana Zoom'u, anneni, babanı falan anlattı.
- Après ta manière de me regarder lors de notre première rencontre... Harry m'a dis tout ce qui c'est passé avec Zoom et ta mère et ton père donc j'ai décidé de garder un oeil sur toi.
Yani kendi ailenden biri öldüğünde zamanı değiştirdin ama benim ailemden biri ölünce...
Donc tu as décidé que c'était ok de changer les choses quand quelqu'un de ta famille meurt mais si c'est quelqu'un de ma famille...
Dediğim şey, acını başkalarına yansıtman için güçlerini geri vereceğimdi.
Ce que j'ai dit c'est que je te rendrais les pouvoirs que tu avais pour infliger ta douleur aux autres.
Sanırım bu süper kahraman olarak ilk galibiyetin.
Je suppose que c'est ta première victoire... en tant que super-héros.
Birkaç gün önce Iron Heights'ta yaşandı.
C'est arrivé il y a quelques jours à Iron Heights.
Raporlarını okuduğumda anlıyorum ki senin delil toplama yöntemlerin çok daha iyi.
Je ne te suis pas. Dès que je lis tes rapports, c'est évident que ta technique pour rassembler des preuves est bien meilleure que la mienne.
En iyi yaptığın şey bu zaten.
Car c'est ta spécialité, non?
Tanıştığımıza çok sevindim.
C'est un plaisir de faire ta connaissance. - Très bien, maintenant.
- Bu laboratuvar senin hayatın.
Ce labo, c'est ta vie.
Peki bu hiçbir şey yapma tavsiyesi verme şeklin mi?
Donc c'est ta façon de me dire de ne rien faire?
Tam da tüm ülkeyi alaşağı edecek kadar silaha sahip olduklarını söylemişlerdi. Ben de bunun yeni takımını test etmek için uygun bir zaman olduğunu düşündüm.
Ils viennent de dire qu'il y avait assez d'armes pour détruire un pays entier, donc je pense que c'est le bon moment pour toi de tester ta nouvelle équipe.
Ceketini çıkarıp arkanı dön.
Enlève ta veste. Tourne-toi.
Biliyorum, tamam ve bunun senin kefaretin olduğunu düşündüğünü de biliyorum.
Je sais, et je sais que tu penses que c'est ta pénitence pour ça.
Oliver, güvenlik ekibinin olduğunu biliyorum ama kafanda resmen hedef tahtası var.
Oliver, je sais que tu as des gardes du corps, mais c'est comme si tu avais une cible peinte sur ta tête.
8 yıl daha Iron Heights'ta olmalıydı. - Peki nasıl çıktı?
Il devrait être à Iron Heights pour encore 8 ans, à échanger des cigarettes.
Bu sevgili kardeşinden oldukça düşünceli bir jest.
C'est un geste très attentionné de la part de ta soeur qui t'aime tellement.
Çok tatlısın ama 200 misafirimiz var ve sizinkiler bu düğün için bir servet harcadı.
C'est très mignon de ta part, mais plus de 200 invités arrivent, et tes parents ont dépensé une fortune pour ce mariage.
çita 122

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]